Rüzgarın Çiçekle Dansı

Son Bölüm: Son Dans (Sansürsüz)

Yuu, salondan odasına geçerken antrede Eita'yı ayakkabılarını giyerken gördü. Üzerinde ne kimono ne de takım elbise vardı. İş için evden çıkmadığını tahmin etti. Arka koridordan çıkarken Yuu'yu fark etmeyen Yamato, Eita'nın akşama doğru dışarı çıktığını görünce "Ooo, Eita Hazretleri iş üzerinde—" diyordu ki Yuu'yu görünce lafını yarıda bıraktı. Eita ondan tarafa doğru dönünce dedesinin kendisini izlediğini fark etti. Yamato'nun boş boğazlığını görmezden gelerek dedesine selam verip kendisini dışarı attı. Nereye gittiğini sormadığına şükrederek yola koyuldu.

Yuu bir müddet daha antrede kaldı. Yavaşça Yamato'ya dönünce Yamato kaskatı kesilmiş vaziyette dikildi. "Yamato..." dedi Yuu. Yamato askermiş gibi ellerini yanlarında birleştirerek "Buyurun, Yuu-sama!" dedi. "Söylediğim şeyi ilettin mi?" diye sordu Yuu. Yamato kem küm ederek zoraki "Evet, Efendim." dedi. Yuu, Yamato'ya yavaşça yaklaştı. O yaklaştıkça Yamato hazır ol vaziyetini daha da sağlamlaştırdı. Yuu aniden Yamato'nun omzuna kolunu atarak "Sen benimle bir gel bakalım." dedi. Yamato'yu odasına doğru sürüklemeye başladı. Sürüklerken de "O velet sivil kıyafetle akşamları çıkıp ertesi akşama kadar gelmiyor. Kesin düzenli uğradığı bir kadını var." diyordu. Yamato boğulmamaya çalışarak "Bilmiyorum, Efendim." dedi. "Yalan söyleme!" diye çıkıştı Yuu. Sonra Yamato'yu sürüklemeye devam ederek "Kendi gençliğime göre Eita ve kadınlar arasındaki ilişki tam bir hayal kırıklığı olsa da bir erkek tek bir kadını düzenli ziyaret ediyorsa o işte bir sıkıntı var demektir." dedi. Yamato yine kendisini sürükleyen adama karşı koymadan boğulmamaya çalışarak "Doğrusu o değil mi?" diye sordu. Yuu, Yamato'yu sürüklemeyi kesti. Çipil çipil bakan Yamato'nun ensesine bir tane şaplak atıp "Salak herif! Birisini düzenli ziyaret ediyorsa onu karısı yapmak isteyebilir. Eve ne olduğu belirsiz bir gelin getiremez, tamam mı?" dedi. Sonra bir elini çenesine götürüp düşünceli bir şekilde "Bu işi sadece sana bırakmayacağım. Ona bizzat ben söyleyeceğim." dedi. Sonra şaplak yediği yeri ovalayan Yamato'ya "Sen cumartesi günü onun Kobe'nin doğum günü partisinde olmasını sağla, yeter." dedi. Değişik bir planı olduğunu belli eder şekilde kıkırdayıp odasına gitti. Yamato oflayarak "Dede torun bana zorbalık yapmaktan ne anlıyorlar, anlamıyorum." diye söylendi. Ancak Eita'yı sinir edecek olaylar olacağı için neşelenerek mutfağa doğru gitti. Akşam yemeğinde ne pişmişse sofra kurulmadan tadına bakma niyetindeydi.

...

Ando, yemeğin malzemelerini doğrarken Eita arkasından yanaşıp beline sarıldı. "Engel oluyorsam söyle." dedi. Ando engel olmadığını söyledi. Havuçlara geçerken "Dersim geç bittiği için beklemek zorunda kaldın. Acıkmışsındır, yemeği hemen hazırlamaya çalışıyorum." dedi. Eita gülerek "Önce kendini düşün. Tüm gün okulda yorulmuşsundur, keşke dışarıdan söyleseydik." diye cevap verdi. Bir yandan da Ando'nun havuçları ne şekilde doğradığını izliyordu. Ando "Sürekli dışarıdan yiyoruz birlikteyken. Bu kez ev yemeği yiyelim istemiştim." dedi. Eita, Ando'nun havuçları nasıl doğradığını öğrendiğine kanaat getirince Ando'yu belinden kavrayıp kenara çekti. "Ben bunları doğramaya devam edeyim, sana yardım etmiş olurum." dedi ve Ando'nun elindeki bıçağı ve havucu aldı. Ando gülerek Eita'ya bakıp "Sen yemek yapmayı biliyor musun ki?" diye sordu. Eita ciddi bir şekilde "Sadece bana yemek yaptırmadılar. Öğrendikten sonra yapabilirim herhalde." dedi. Ando daha da keyifli gülerek "Sana öğretmemi ister misin?" dedi. Eita da muzip bir şekilde bıçağı tutmadığı eli ile Ando'nun yanağından makas alarak "Aç karnımı sen doyur, yeter." dedi. Sonra "Ben sana yemek yapmak istediğimde öğrenirim." diye ekledi. Ando da saf ve samimi bir şekilde "Elbette, sana daima yemek yaparım. Ama senin yaptığın yemeği de yemek isterim." dedi. Eita öbür tarafına dönüp bir iç çekti. "Ne demek istemediğimi anlamadı gerçekten de..." diye mırıldandı. Ando onun ne söylediğini duymadığı için "Ne dedin? Duymadım." dedi. Eita bir şey olmadığını söyleyerek havuçlara girişmeden önce ellerini yıkadı.