Adam masadaki telefonunu apar topar cebine attı. Kapıdan kaçması için artık çok geçti. Ofisinin penceresini gözüne kestirdi. Birinci katta olması iyiydi. Kaçabileceğine kanaat getirip kendisini pencereden atıyordu ki pencereden gelen bir tekme ile içeri yığıldı. Takım elbiseli bir izbandut pencereden içeri girdi. Pencereye sığmaya çalışırken de "Eita-sama haklıymış. Herif cidden de kendisini pencereden atmaya kalktı." dedi.
Birkaç dakika sonra kapıdan içeri birkaç kişi daha girdi. O sırada pencereden giren koruma adamı sandalyeye bağlıyordu. İçeri en son Eita girdi. Adamın suratındaki 44 numara ayakkabı izini görünce ciddiyetini bozmamak için kendisini zor tuttu. Adam Eita'yı görünce korku ile "F-Fumikaze-sama..." diye mırıldandı. Eita adamın bağlandığı sandalyenin karşısındaki masaya yaslanarak "Selam, Momotaro!" dedi. Sonra keyifsiz bir şekilde "Yüzünü bize göstermediğin için kendim gelmek zorunda kaldım." diye ekledi.
Adam şişmiş suratı ile "Fumikaze-sama! Borcumu ödeyeceğime dair söz verdim size. Yalvarırım bana biraz daha zaman verin!" dedi. Korumalardan birisi adamın kafasına şiddetli bir tokat atıp "Altı aydır ödemiyorsun zaten piç kurusu!" dedi. Eita adamın gözyaşlarını görünce oflayarak bir iç çekti. Yaslandığı yerden kalkıp adamın az önce kaçmaya çalıştığı pencerenin önüne geldi. "Nori-san! Momotaro az önce buradan mı kaçmaya çalışıyordu?" diye sordu. Nori onayladı. Eita elini şaklatarak Nori ve Nori kadar iri yarı olan diğer korumaya işaret etti. Nori ve diğeri adam, adamı bağlı olduğu sandalye ile kaptığı gibi pencereden dışarı fırlattı. Adam kırılmış camlarla birlikte aşağıya düştü. Sağ yanı üzerine düştüğü için sağ kolunu tutarak çığlık atıyordu ama çevredeki insanların çığlıkları daha fazla idi. Öncelikle bir dükkânın tentesine takıldığı için düşmesi o kadar da ölümcül olmamıştı. Esnaflardan birisi istifini bozmadan çıkıp adamın düştüğü pencereye baktı. Eita'yı görünce "Fumikaze-sama! Bu ne güzel sürpriz!" dedi. Eita da adama selam verdi. Sonra ondan bir iyilik istedi. Korumalardan birisi pencereden esnafa bir telefon attı. Telefon açık ve hoparlörü açıktı. Esnaf onu Momotaro'nun kulağına götürdü. Eita konuşmaya başladı.
"Beni duyabiliyor musun Momotaro?" Momotaro kırık kaburgaları sebebi ile zor nefes alıyordu. "E-Evet!" dedi. Eita konuşmaya devam etti: "Altı ay önce benden borç istediğinde sana ne demiştim hatırlıyor musun?" dedi. Momotaro zar zor nefes alabildiği için cevap verecek pozisyonda değildi. Esnaf sırıtarak "Eita-sama tefecilikten nefret eder. Muhtemelen sana borç vermek istememiştir." dedi. Eita esnafa el işareti yaparak "Bravo Sonata-san! Gerçekten çok iyi bir müşterimizsiniz!" dedi. Sonra Eita sesini ciddileştirerek "Momotaro... Bir hafta içinde en azından ana parayı getirmezsen seni de aileni de beşinci kattan atarım." dedi. Sonra daha yumuşak bir sesle "Sonata-san" dedi. Esnaf çömeldiği yerden kalkıp telefonu kendisine yaklaştırdı. "Buyurun, Fumikaze-sama!" dedi. Eita yumuşak ses tonu ile tente için özür diledi ve telefonu hediye olarak kabul etmesini söyledi. Daha sonra tentenin maddi karşılığını iade edecekti.
Oradan ayrılırken korumalardan birisi diğerine "Eita-sama bu kez çok insaflı davrandı. Gitgide daha da vicdan sahibi olmuyor mu?" diye söyleyip kıkırdadı. Diğer koruma "Bu dediğini duyarsa vicdanı görürsün sen?" diye cevap verdi ama o da kıkırdıyordu. Ailede henüz iki aydır var olan genç üyelerden birisi hayretle "Herifi birinci kattan attırdı! Bu vicdanlı hali mi oluyor?" dedi. Muhabbeti ilk açan korumalardan birisi "Henüz yeni olduğun için bilmiyorsun. O Momotaro denen yavşak bize altı aydır işi doğrultamadığını söyleyerek maddi sıkıntıda olduğunu söyleyerek borcunu ödemiyordu. Üç gün önce Roppongi'de bir kumarhanede görüldü." diye açıkladı. Sonra keyifle "Normalde borcunu ödemeyip kumarhanede vakit geçiren bir müşteriyi Eita-sama kaynar suya da atabilirdi. Bu herif gibi bir müşterisine bu tarz bir şey yapmışlığı da var." dedi. O sırada hepsi iki sokak ötede arabaların beklediği yere gelmişlerdi. Yeni yetme yakuza bir ürperdi. Diğeri hala keyifli bir şekilde tam "Kalbi bir yumuşadı bugünlerde." derken Eita'nın ona dik dik baktığını görünce dondu kaldı. Eita istifini bozmadan "Nori-san!" dedi Nori hiç tereddüt etmeden boş konuşan korumanın kulağını bükmeye başladı. Acı içinde kıvrılıp yere düşen adam "Eita-sama, affedin!" diye haykırmaya başladı. Bu Eita'nın önerdiği bir tür aile içi cezalandırma yöntemi idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarın Çiçekle Dansı
RomanceBirisi doğuştan yetenekli ama bir o kadar da sıra dışı tarzı olan genç bir yakuza patronu... Diğeri gizemli bir geçmişe sahip zeki bir evlatlık... Fumikaze Ailesi'nin kontrolündeki bölgelerden birisinde aile fertlerinin Sakurai Ailesi tarafından sal...