"Merak etme, zamanından önce bile yetiştiririz... Evet... Tabii... Pazartesi dersten sonra hallederiz..." Yatakta yüzüstü uzanmış olan Ando gelecek proje ödevi için endişeli olan sınıf arkadaşı ile telefonda konuşuyordu. Yorganın altında arkası dönük olan Eita, yorganı Ando'nun üzerine doğru havalandırıp Ando'ya doğru kayıp Ando'nun üzerine uzandı. Yorgan da üzerlerine düştü. Önce sarıldı ve başını iki kürek kemiğinin arasına yatırdı. Bir müddet sabırla bekledi. Sonra Ando'nun telefon olmayan kulağına doğru uzanıp "Hadi, bitir artık şu konuşmayı..." diye fısıldadı. Ando onu duymazlıktan gelince Eita bu kez Ando'nun kulağını ısırdı. Ando da bu telefon konuşmasının uzun sürmesini istemiyordu. Eita'nın uğraşmaları işi daha da zorlaştırıyordu ancak esas dikkatini dağıtan şey kulağı ile oynanması değil bacaklarına değen sertleşmiş şeydi.
Telefon konuşması bitince Ando, Eita'ya ters ters baktı. Eita az önce uğraşan kendisi değilmiş, hiçbir şey olmamış gibi bakıp sonra Ando'ya yine sarıldı. "Seni yatakta böyle çıplak yatarken görünce dayanamıyorum, biliyorsun." dedi. Ando gülerek "O zaman işimiz bitince ben hemen giyineyim." dedi. Eita mızmızlanır şekilde "Hayır." dedi. Der demez de Ando'nun sırtını ısırdı. İçinden saydı, bu şu anda Ando üzerindeki sekizinci ısırık izi olacaktı. Sonra sırtını öpmeye devam ederek "Projeniz mi her ne haltsa çok fazla vakit alıyorsa burada çalışabilirsiniz arkadaşlarınla." dedi. Ando teklife şaşırarak telefondan başını kaldırıp "Burayı arkadaşlarıma nasıl açıklayacağım peki?" diye sordu. Eita bir yandan öpüyor bir yanda yavaşça aşağıya kayıyordu. Sesi yorganın altına indikçe boğuk geliyordu. Ando verdiği cevabı duymak için daha da kulak kesildi. Eita "'Sevgilim de üniversite öğrencisi, ders çalışmamız için dairesini kullanabileceğimizi söyledi.' dersin." dedi. Ando yine güldü. Sonra elini çenesine dayayarak "Bu 1+0 dairedeki çift kişilik yatağı açıklayabileceğimi sanmıyorum." dedi. Eita, Ando'nun belinde yaklaşık on santimetrelik bir yeri hafifçe yalayarak onun gıdıklanmasına sebep oldu. Sonra başını kaldırarak yorganın altından göründü. "O zaman doğruyu söyle." dedi. Tekrar yorganın altına gömüldü. Bu kez Ando'nun kalçasına kadar inmişti. Sesi boğuk bir şekilde konuşmaya devam etti: "'Sevgilim yakuza. İki yıldır kendi evi de dahil rahatça sevişecek yer bulamamaktan kafayı yediği için burayı kiraladı.' dersin." Ando, Eita'nın lafına tam gülecekti ki kalçasına dokuzuncu ısırığı da alınca irkildi.
Yüzüstü uzanıp göremese de Eita'nın yorgan altında neler yaptığını hissettiği için başını yastığına gömdü. Neredeyse iki yıldır birlikte olmalarına rağmen bu utancı bir türlü yenemiyordu. Eita ise Tanrı ona ne kadar erkeklik gücü vermişse onunla Ando'ya abanmaya devam ediyordu. Ando kalçasında az önce ısırılan yer yalanırken inler tarzda "Az önce iki kez yapmıştık." dedi. Eita ona aldırış etmeden Ando'nun belden aşağısını okşamaya devam ediyordu. Ando, onun kendisini duyduğundan da emin değildi. Eita az önce ısırdığı yerle oynamayı bitirip diğer kalça yarımındaki bir önceki sevişmelerinden kalan ısırık izini öptü. Sonra yavaşça tekrar yukarı çıktı. Ando'nun arka tarafında öpeceği, aklına kazıdığı beş ısırık izi daha vardı. Ando, Eita'nın yukarı tırmanıp nefesini boynunda hissetmeye başladığı an refleks olarak kalçasını kaldırınca yine sert şeyi hissetti. Eita sanki az sonra vuruşacak yetişkin bir erkek değil de küçük bir çocukmuş gibi bir sesle "Ando..." dedi. Ando yumuşak bir sesle "Söyle, koca bebek..." dedi. Eita bir yandan dili ile Ando'nun kulağı ile oynarken bir yandan da yalvarır bir sesle "Kondomumuz kalmamıştı ya..." dedi. Ando onun ne istediğini bildiği için başını ona doğru çevirip dudaklarını Eita'nın yanağına değdirdi. Sonra "Biliyorum." dedi. Bir yandan da kalçasını daha çok kaldırıp bacaklarını ayırdı. Eita bu davete daha fazla dayanamayarak ama hızını kontrol etmeye de çalışarak Ando'nun içine girdi. Sonra çekici ama titreyen bir sesle "Semenime bulanmış deliğin bir başka oluyor." dedi. Ando, Eita'nın bu utanmaz cümlesine refleks olarak kasıldı. "Terbiyesiz." diye mırıldandı. Eita muzip bir şekilde gülerek Ando'nun sırtından kalktı. Kolları ile yataktan destek alıp ani bir hareketle Ando'ya iyice dayanınca Ando inledi ve utancından başını tekrar yastığa gömdü. Eita gülümsemesini kesmeden "Bir kere de deli gibi inlediğini duysam ölür müsün?" dedi. Yavaş ama güçlü bir tempo ile ileri geri gitmeye başladı. Ando kasıldıkça Eita hızına ve gücüne kontrol katamadığı için yatak da sallanmaya başladı. Ando bu tempoya olduğu pozisyonda nefesini yetiremediği için başını kaldırdı ama bu kez kolunun birisi ile ağzına engel olmak istedi. Ancak Eita kollarını omzundan tutarak yakalayıp buna engel oldu. Sonra ani bir çeviklikle Ando'nun bileklerini tersten tutup hızını ve gücünü bir kat daha arttırdı. Ando artık aldığı zevkin de etkisi ile pes etti. Eita onun pes edişini görünce zevk aldığı belli olan bir ses tonu ile "Sonunda Ando'mdan güzel ve tatlı sesler çıkmaya başladı." dedi. Ando başını hafifçe ona çevirip inler vaziyette "Senin yüzünden." deyince Eita az kalsın boşalıyordu. Ani bir hareketle Ando'nun üzerine eğilip başını onun sırtına gömerek bir süre daha süren ileri geri gidiş hareketi sonrası "Sınırıma dayandım." dedi. Ando'dan "Ben de..." onayını alınca boşaldı. Ando'nun da rahat nefes alabilmesi için üzerinden biraz çekilerek uzandı. İkisi de hızlı nefes alarak birbirlerinin yüzüne bakıyorlardı. Ando yorgun bir sesle "Terlemiş ve nefes nefese kalmışken bile nasıl bu kadar karizmatik görünebiliyorsun?" diye söylendi. Eita sevimli bir şekilde gülerek bir eli ile Ando'nun saçlarını okşayıp "Sen önce şu halinle bile güzel görünen kendine bak!" dedi. Ando "Ne varmış halimde?" dedi. Aslında kendisi de terlemiş ve nefes nefese kalmıştı. Eita muzip gülümsemesi ile kulağına eğilip bir şeyler söyleyince Ando ona tekmeyi yapıştırdı. Eita kahkaha atınca Ando bu kez bir tekme daha atıp Eita'yı yataktan attı. Sinirli ve utanmış bir vaziyette "Bir daha kondomsuz zor yaparsın! Duş almadan da yatağa geri gelme." dedi. Sonra arkasını dönüp yorganı kafasına çekti. Eita hala gülüyordu. "Bacakların görünüyor." deyince Ando yorganı tekrar düzelterek her yerini kapattı. Eita gülümsemesini kesmeden banyoya doğru gitti. Banyodan ona doğru dönerek "Kendini temizlemeden öyle uyursan karnın ağrır yine." dedi. Ando ani bir refleksle "Utanmadan 'yine' diyor bir de!" deyip yastıklardan birisini Eita'ya fırlattı. Eita banyoya kaçtığı için ıskaladı. Yorganı daha çok bürünerek "Semenine bulanmış halimle bile, ısırık izleriyle bileymiş... Utanmaz herif!" diye söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarın Çiçekle Dansı
Lãng mạnBirisi doğuştan yetenekli ama bir o kadar da sıra dışı tarzı olan genç bir yakuza patronu... Diğeri gizemli bir geçmişe sahip zeki bir evlatlık... Fumikaze Ailesi'nin kontrolündeki bölgelerden birisinde aile fertlerinin Sakurai Ailesi tarafından sal...