EPISODE | SIX
A SINGLE WISH.
Circe Invidiosa. Slytherin ortak salonunun girişinde yer alan tablo Portia'ya her zaman çekici gelmişti. Slytherin ortak salonunda incelenmesi gereken çok fazla detay vardı ve Portia'nın çoğunu fark etmesi uzun zamanını almıştı, fakat bu tablo buraya adımını attığı ilk andan beri onu çekmişti. Mavi ve yeşil renklerin hakimiyeti altında olan eser mitolojik bir cadı olan Circe'yi konu alıyordu. Üstüne geçirdiği lacivert renkli uzun elbise ve çıplak ayaklarıyla beraber elinde iksir dolu bir kaseyi tutuyordu. Saydam kasenin içindeki berrak iksiri ise üzerinde durduğu eskiden güzel bir su perisi olan, fakat artık o zehirle beraber ölümsüz, çirkin bir canavara dönüşmüş yaratığın üstüne döküyordu. Yaratık suyun altından içinde kalan son insancıl parçayla beraber acıyla bağırıyordu. Fakat tanrıçanın suratındaki ifade keskindi, geri adım atmayacağını söylüyordu.Portia'nın gözleri bazen tabloya kayardı. O da ona bakıyormuş gibi hissederdi. Hiçbir zaman değişmezdi ama ilgi çekiciliğini de kaybetmezdi, Portia sanat eserlerinde buna çok önem verirdi. Bugün ise yanında Florence vardı ve kızın konuşmasını dinlemek yerine gözleri sürekli tabloya gidiyordu.
"Az kalsın unutuyordum Portia, Slughorn sana bunu vermemi istedi." Florence sakin sesiyle aklı farklı yerlerde olan Portia'ya seslendi. Kız gözlerini kırpıştırdı ve arkadaşına döndü. Florence cübbesinin içinden bir zarf çıkardı ve Portia'ya uzattı. Genç kız krem rengi, üzerinde mor bir kurdele olan hafif zarfı eline aldı. Üstünde muhtemelen adı yazıyordu, beklentiyle Florence'ye geri verdi. Kız zarfı aldı ve kurdeleyi çözdü, içindeki parşömen parçasını çıkardı.
"Değerli Portia Charon Black," Florence boğazını temizledi ve devam etti. "Öncelikle hürmetlerimi sunuyorum ve iyi günler diliyorum. Seçkin bir Slug Klübü Üyesi olarak varlığınızı bir sonraki akşam yemeğimizde görmeyi umuyorum. Resmi yemeğimiz on birinci ayın on dokuzunda, ilk katta bulunan toplantı salonunda yapılacaktır. Sizi de aramızda görmekten çok mutlu oluruz. Saygılarımla Horace Slughorn."
Portia, arkadaşı okumayı bırakınca parşömeni eline aldı. Beklenildiği gibi Slug Kulübü'nün üyelerinden biriydi. Slughorn favorilerine oynamayı severdi, ve bunu gizli bir şekilde yapmazdı. Portia ise ilk yılından bu yana iksir derslerinde sınıfın büyük bir çoğunluğundan iyiydi. Özellikle onu diğerlerinden ayıran bir durumu var iken çoğu öğrenciyi geride bırakması profesörü etkilemişti. Ona tabiki de kulübünde bir yer ayırmıştı. Portia için çok önemli olmasa da başarılı oluşunu böylece ortaya sunan bir dayanak olması onu gururlandırıyordu.
Düşünceleri bir anlığına son iksir dersine gitti. İksirinin çuvallamasını düşündü, vasat şeyler yapmaktan hiç hoşlanmazdı. Özellikle de kendini böylesine adadığı konularda. Ardından o vakit yanında bulunan Nikolai'yi düşündü. Çatılmış kaşları gevşemeye başladı. Onu o günden sonra görmüş müydü yoksa düşüncelerinin onu meşgul etmesinden dolayı fark etmemiş miydi bilemedi. Gözleri salonu taradı fakat oğlanın kardeşlerinden biri dışında ona ait bir ize rastlamadı. Zarfı yanına koydu ve arkadaşına baktı. "Teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black hanesi'nin savunması üzerine. marauders era!
Fanfictionportia black, denemekten vazgeçmese bile asla mükemmelliğe ulaşamazdı ve kendini boğduğu yalnızlıktan kurtulamazdı. 'the wraith, vol. 1' written by @truffautsfilm. fanfiction, harry potter. [12.11.2020]