9- Nikah

1.1K 80 28
                                    

Sabah üç kardeşte de bir sorun olduğunu anlamıştı Karaca. Günlerdir abileriyle eğlenen Yılmaz ve Kadir ağızlarını açmıyor, Azer de somurtup duruyordu. Azer'in mutsuz olmasını, sevmediği biriyle evleniyor olmasına bağladı Karaca. Ama iki kardeşin niye mutsuz olduğunu anlayamamıştı. Onların aksine Fadik en büyük oğlunu evlendiriyor olmanın mutluluğundaydı. Onun mutluluğu Karaca'nın da yüzünü güldürüyordu.

Fadik masayı kaldırırken Karaca nikah için aldığı elbiseyi giymeye odasına çıktı. Erkekler çoktan hazırlanmıştı ve evin önünde bekliyorlardı.

Karaca elbiseyi giyip aynada kendine baktığında içinde saklamaya çalıştığı, görmezden geldiği hüznünün yüzüne yansımasına engel olamadı. Evleniyordu ve ailesinden bir kişi bile yanında değildi. Yine tek başınaydı, ailesi onu yine yalnız bırakmıştı.
Acısını tekrar gömdü en derinine. Kimsenin yanında ortaya çıkmayacaktı bu acı, kimse bilmeyecekti onun zayıflığının ailesi olduğunu.

Topuklu ayakkabının çıkardığı sesle merdivene baktı Fadik. Karaca'yı görünce kocaman gülümsedi. Genç kız, onun gibi gülümseyerek, beyaz elbisesiyle salına salına yanına geldi.
Fadik, Karaca'nın ellerini tuttu. "Peri kızı gibisin."
Karaca utanarak başını yere eğdi.

"Ailenden kimseye haber vermemeye kararlı mısın Karaca?" İkisinin de yüzü düştü. Ama Karaca topladı hemen kendini. Az önce bu konuyu kendi içinde halletmişti zaten.
Başını sallayarak "Böylesi daha iyi." dedi.

İkili kapıya doğru ilerlerken 'Beni gerçekten merak edip arama zahmetinde bulunsalardı, haberleri olurdu.' diye geçirdi içinden Karaca.

Fadik memnuniyetle kapıyı açıp dışarı çıktı. Üç kardeş de kapıdaki Karaca'ya bakıyordu. Yılmaz ve Kadir gülümseyerek bakıyorken, Azer'in bakışları çok farklıydı. Suçluluk, kırgınlık vardı gözlerinde.
Baştan ayağa süzdü kapıdaki kızı. Gözleri, onun gözlerini bulunca durdu. Ayırmadı gözlerini. Sanki bir şeyler anlatmaya çalışıyordu gözleriyle, dışından söyleyemediği bir şeyler...

Yavaş adımlarla yaklaştı genç kıza. Karaca tereddütle izledi onun dibine kadar girişini.
Azer gözlerini, onun gözlerinden ayırmadan elini tuttu. Kafasıyla arabayı işaret etti. El ele arabaya kadar gittiler. Arabanın arka kapısını açıp kızı bindirdi. Diğer tarafa da kendi bindi.
Fadik ve kardeşleri başka bir araçla geliyorlardı.

*****

Nikah dairesine geldiklerinde kendilerinden önce bir nikah olduğu için beklemek zorunda kaldılar. Azer, kardeşleriyle gergin gergin bir şeyler konuşurken, Karaca öylece etrafa bakınıyordu. Uzakta siyah takım elbiseli, güneş gözlüklü Salih amcasının ve Aliço'nun ona baktığını görünce panikledi.

Amcası, geldiklerinden beri onu izliyordu ama Karaca bunu yeni fark etmişti. Salih, yeğeninin onu gördüğüne emin olunca kafasıyla dışarıyı işaret etti.
Karaca hemen ayağa kalktı. Elindeki çiçeği Fadik'e verip lavaboya gitmesi gerektiğini söyledi ve yanlarından uzaklaştı.

Dışarıya çıkıp gözlerini etrafta biraz gezdirince gördü amcasını ve Aliço'yu. Buraya onu götürmeye geldiğini düşünerek gergince yanlarına adımladı.
Aliço'nun mutlulukla güldüğünü görebiliyordu. Biraz daha yaklaşınca amcasının da gülümsediğini görebildi.
Salih gözlüğünü çıkardı, karşısındaki yeğenine baktı sevecenlikle.

"Amca?"
Salih sessizce "Ne güzel olmuşsun." dedi. Aliço da gülümseyerek başını salladı. Karaca da belli belirsiz gülümsedi. "Sen nereden..."
Salih derin bir nefes aldı. "E Aliço görmüş seni birkaç gün önce. Geldik, araştırdık biz de, öğrendik. Kimseye haber vermeden evlenecekmiş yeğenim."

LAVİNİA | AzKarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin