7- Anlaşma

1K 82 35
                                    

1 hafta sonra...

Karaca, Azer ile arasına mesafe koymuştu. Azer de, bacağına pansuman yaptığı geceden sonra Karaca'daki soğukluğu hissetmişti. Ama bunun daha iyi olacağını düşünüp üstelemedi. Aynı evin içinde çok az yüz yüze geliyorlardı artık. Karaca, günün büyük bir kısmını odasında annesinden telefon bekleyerek geçiriyordu. Azer, çok nadir eve geliyor, geldiği zaman da Karaca'yla karşılaşmamak için uğraşıyordu. Yılmaz da abisiyle beraber diğer işlere bakıyor ama abisinden daha sık eve geliyordu. Kadir, artık ayaklanmıştı ama onu evde bırakıyorlardı.

Karaca, Fadik ve Kadir kahvaltı ederlerken Karaca, üç gündür hiç görmediği adamı düşünüyordu. Belki çok uzun bir süre olmamıştı buraya geleli ama o, bir haftadır görmediği ailesi bir yana, üç gündür görmediği adamı düşünüyordu. Eve gelmemesinin nedeninin kendisi olduğunu biliyordu. Azer'in artık bazı geceler hariç eve gelmiyor oluşu Karaca dahil evdeki herkesin moralini düşürüyordu.
Acaba Azer'e fazla mı haksızlık etmişti? Onun yarasına pansuman yaptığı gecenin sabahında yüzüne bile bakmamıştı. Ama Azer'de bunu bekliyormuş gibi bir şey söylememiş ve aynı onun gibi karşılık vermişti.

Karaca'nın telefonu çaldı. Masadan kalkmadan açtı telefonu. Annesi yine sessiz sessiz konuşuyordu.

"Karaca, Yamaç amcan oraya geliyor." Karaca oturduğu sandalyede dikleşti. "Ne, niye?"
"Bilmiyorum Karaca. Haberin olsun yani. Hadi, kapatıyorum. Dikkat et kendine." Annesi telefonu kapatınca Karaca, amcasının geliyor olmasının endişesine düştü. Yüzünün değiştiğini gören Fadik "Bir şey mi oldu kızım?" diye sorunca Karaca kafasını iki yana sallayıp müsade istedi. Masadan kalkıp bahçeye çıktı ve amcasını beklemeye başladı.

Az sonra dış kapıdan giren amcasını gördü Karaca. Hızlı adımlarla yanına gitmeye başladı. Evin kapısını çalmadan, Fadik'i ve Kadir'i bu işe karıştırmadan, sakin sakin konuşmak istedi amcasıyla. İyice yaklaşınca durdu ve onu fark etmesi için "Amca!" diye seslendi.
Yamaç, sesin geldiği yöne döndü. Yeğenini görünce yanına gitti. Bu arada korumaların gözü Yamaç'taydı ama yaklaşmıyorlardı.
Karaca'nın endişeyle, merakla ve biraz da özlemle bakan gözlerine karşılık amcasının sert ve donuk bakışları Karaca'yı üzmüş, korkutmuştu.

"Hala bu evde yaşamaya kararlı mısın Karaca?" Konuşurken, amcasının yüzünde mimik oynamamıştı. Karaca gözlerini kaçırdı ve cevap vermedi.
"Karaca, günlerdir ailenin yüzünü görmeden, hiç tanımadığın insanların evinde yaşıyorsun, düşmanının evinde yaşıyorsun. Kurtuluşlar'ın evinde, bir Koçovalı tek başına yaşıyorsun." dedi Yamaç. Sonra bakışları değişti. "Günlerdir o kadar erkeğin içinde yaşıyorsun." deyince Karaca gözlerini, amcasının gözlerine dikti. Yaptığı çirkin imayı anlamıştı. Amcası konuşmaya devam etti.
"Bak Karaca, bunlar senin alışık olduğun şeyler değil. Sen burada yapamazsın. Sen, ailen olmadan yapamazsın. Biliyorum, bizi korumak için geldin buraya ama sence senin korumana ihtiyacımız var mı Karaca?"

Amcasının duygusuzca söylediği şeyler Karaca'yı hayal kırıklığına uğratmıştı. Onun, ailesi için yaptığı şey bu kadar değersiz ve önemsiz miydi?

"Seçim senin Karaca. Ya burada kalmaya devam edersin ya da-"
"Ya da eve geri dönerim ve bu savaş kaldığı yerden devam eder. Azer belki seni tekrar kaçırır ve bu sefer gerçekten öldürmeyi başarır. Ya da amcalarımı, babamı, Akın'ı... Sonra siz de onu öldürürsünüz, onun kardeşleri de sizi-"
"Karaca! Bu seni ilgilendirmez."
"İlgilendirir amca! Madem aile her şeydir, madem ben, ailem olmadan yapamam, o zaman ilgilendirir."
"Bu, yine de hiçbir şeyi değiştirmez. Ya ait olduğun yere geri dönersin ya da aile ne demek unutursun, Karaca."
Karaca duyduklarının şaşkınlığıyla amcasına bakarken, amcası Karaca'ya arkasını dönmüş, geldiği kapıdan çıkıp gitmişti.

LAVİNİA | AzKarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin