8- Hazırlık

950 78 14
                                    

Karaca, kapısının tıklanmasıyla uyandı. Ama göz kapakları açılmamaya direnince kapının sesini duymazdan geldi.
Az sonra kapının açıldığını duyduğu halde gözlerini açmadı.

"Karaca?"

Karaca, Azer'in sesini duyunca gözlerini araladı ve başını hafifçe kaldırıp adama baktı.
"Günaydın, kahvaltı hazır da, uyandırayım dedim."
Karaca elleriyle gözlerini ovuşturdu ve yatakta doğruldu. "Tamam, geliyorum."
Azer kapıdan çıkarken Karaca dün gece konuştuklarını hatırladı. "Azer!" dedi sesini yükselterek. Azer tekrar ona bakınca devam etti. "Ne yapacağız şimdi? Sabah konuşuruz dedik ya..."
Azer omuz silkti. "Annemle konuşacağız işte."
"Tamam da ne konuşacağız?"
"Ne bileyim Karaca. İşte, 'biz birbirimizi seviyoruz, evleneceğiz' falan deriz."
"E sonra?"
"Sonra da gider gün alırız."
"Ekmek almaya gidiyoruz sanki Azer. Bu ne rahatlık ya?"
"Ne yapayım kızım?"
"Annenin vereceği tepkiden korkmuyor musun?"
"Sen korkuyor musun?"
Karaca cevap vermedi. Gözlerini kaçırdı.
Azer de gözlerini yere indirdi ve derin bir nefes aldı. "Neyse, halledeceğiz, merak etme." deyip odadan çıktı. Çok üstüne gidip onu zor duruma sokmak istemiyordu.

Karaca, onun bu rahatlığından biraz cesaret alıyor olsa bile gergindi.
Yaptığı şey çok saçmaydı. Ailesi yüzünden ama ailesi için istemediği bir evlilik yapacaktı. Amcasının söylediklerine sinirlenip bir anda verdiği karardan sonra pişman olur muydu bilmiyordu ama artık çok geçti. İkisi de kendini bir ateşe atıyordu. Karaca belki buna mecburdu ama Azer değildi. İstemediği, sevmediği biriyle evlenmeyi neden kabul etmişti? Üstelik evleneceği kişi, onun kardeşinin katillerinin kızıydı.
Karaca, Azer'in ona acıdığı için kabul ettiğini düşünüyordu. Zavallı bir haldeydi zaten, kim olsa onun haline acırdı. Nasıl bir ailesi vardı ki, babası bile onu düşünmüyorken, bir amcası 'evine dön', bir amcası 'artık bir evin yok' diyordu. Onu bu eve yollayan babaannesi ise büyük oğlunun sözünden çıkmayıp Karaca'yı bir kere bile aramamıştı. Annesi de aklına geldikçe arıyor, ağzının ucuyla konuşuyor ve hemen geri kapatıyordu.
Karaca artık evden hiçbir haber alamıyordu. Dedesinin durumu ne, babası ne halde bilmiyordu. 'Dedem bu olanları duysaydı, o da bana sırt çevirir miydi?' diye düşündü Karaca. Belki çevirmezdi ama Azer'le evlendiğini duysa çok büyük hayal kırıklığı yaşardı. Zaten dedesi hastanede olmasaydı, Karaca da bu evde olmazdı.
Eğer dedesini vuran gerçekten Azer'se Karaca, dedesinin canına kasteden bir adamla evlendiği için kendini affetmezdi.

*****

Karaca ve Azer masada birbirlerine gergin bakışlar atıyorlardı. İkisi de konuyu henüz açmıyordu.
Kahvaltı bittiğinde Kadir odasına çekildi. Fadik masayı toplamaya başlayacaktı ki Azer onunla bir şey konuşacağını söyleyip salona götürdü. Karaca da hemen arkalarından gitti.

Fadik koltuğa oturunca Azer ve Karaca da karşı koltuğa oturdular. Fadik merakla konuşmalarını beklerken, onlar böyle bir şeyin nasıl söylenebileceğini düşünüyorlardı. Azer, Karaca'nın başlamayacağını bildiği için bütün yükü kendi omuzlarında hissetti. Kadının kalbine indirmeden, evleneceklerini söyleyecekti.

"Şimdi anne..." Azer yutkundu, boğazını temizledi. Karaca da Fadik gibi Azer'in ağzından çıkacakları bekliyordu.
"Biz, Karaca'yla ikimiz, bir karar verdik." deyip tekrar sustu Azer. Oğlu konuşmayınca Fadik "Ne kararı?" diye sordu. Azer, annesiyle göz teması kurmamaya özen gösteriyordu.

"Biz evleneceğiz, anne." dedi bir kerede. Fadik şaşırdı ve bakışları değişti. Karaca, ne tepki verdiğini görmek için tedirgin gözlerle ona bakıyordu.

"O ne demek öyle?"
"Basbayağı evleneceğiz." Fadik'in kaşları çatıldı. "Niye?" diye sordu.
Azer oturduğu yerde dikleşti ve Karaca'ya baktı. Karaca'nın başı yerdeydi. "Biz birbirimizi seviyoruz." deyince Karaca kafasını kaldırıp Azer'e baktı. Kendinden çok emin söylediği bu cümleye nerdeyse Karaca bile inanacaktı. Onların bakışmasını Fadik böldü. "Bu mümkün değil."
"Mümkün olmayan ne ana?"
"Sizin birbirinizi sevmeniz." Fadik inanmamakta haklıydı. Doğru söylüyordu, onların birbirini sevmesi mümkün değildi. Ama Fadik'in bunu bilmemesi gerekiyordu.
"Hem diyelim sevdiniz, evlenmeniz olacak iş değil. Karaca'nın ailesi hayatta izin vermez buna."
"İzin isteyen yok ana. Haberin olsun diye söyledik sana da." Azer ayağa kalktı. "Korkumuz da yok! Biz her şeyi göze aldık."

LAVİNİA | AzKarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin