~10.Bölüm~

80 7 7
                                    

Dışarıdan gelen huzur verici kuş sesiyle gözlerimi açtığımda, havanın birazda olsa karanlık olduğunu gördüm. Akşam erken uyuduğum için hiç uykum yoktu. Uyumak yerine, herkes uyanana kadar resim çizmeye karar verdim.

Herkes, yaptığı şeylere ruh halini yansıtırmış. Bende herkes gibiydim. Mutluyken, üzgünken, heyecanlıkken, korktuğum da... her zaman resim çizerken buluyorum kendimi.

Bugün kendimi çizmeye karar verdim, şimdiye kadar yaşadığım her şeyi bir kağıda sığdırmak istedim. Bu kağıda mutlu zamanlarımı mı, üzgün zamanlarımı mı çizmeliyim? Hiçbirimiz her zaman mutlu olmayız. Her şey gibi mutluluğumuz da biter.

Bu kağıda tüm duygularımı sığdıracağım zor olsa da, biz zoru başaranlardık. Önce renkli duvarları olan bir ev çizdim, içine bir anne ve bir çocuk. Evet bunlar bizdik. Sonra bir hastanede çizdim siyah duvarları olan. Neden mi siyah, çünkü orada hayatımın geri kalanının mutlu olacağını öğrendim. Ama eski üzgün anılarımla. Evin duvarları rengarekti, çünkü orada çok güzel anılarım vardı.

Aslında tüm hayatımı kısaca hatırlayınca kendi kendime mırıldandım. Ne kadar çabuk geçmiş zaman, güzel ve kötü her şeyle birlikte bitti. Hayalim vardı ve gerçekleşmiş, biliyor musunuz? Bazen "nasıl yaptım? " diyorum, inanamıyorum. Sonra, "zor değilmiş öyle değil mi? " diyorum. Sende zor diye mi düşünüyorsun? Hayır değil, eğer istersen çok kolay. Kendine güven, bir aynanın karsına geç ve "ben yaparım..." de, başar ve "ben yaptım... " de. Kendine güven, sen yaparsın...

Kağıdın yarısı artık doluydu. Hayatımda ilk kez bugün, çizdiğim bir tablonun tüm dünyanın görmesini istedim. Çünkü bu benim hikayemdi. Bazı insanlar hayatını sayfalara sığdıramaz, bazıları ise tek bir cümleyle anlatır. Çünkü bazıları çok şey yaşamış ve atlatamamıştır, ama bazıları yine çok şey yaşamış ve atlatmıştır. Ben hangi tarafım bilmiyorum. Çünkü çizmek ve yazmak birbirinden farklı iki evrendir. Her insan okuduğunu anlamaz, her insan gördüğünü yorumlayamaz. Herkes ama herkes bir gün kendi evreninde tek olacaktır.

Gelen seslerle annem ve babamın uyandığını anladım, bu resim şimdilik bana özel kalacaktı bu nedenle onlar görmeden kaldırdım. "Günaydın... " diye mırıldandım.
"Günaydın kızım. "
"Günaydın kızım, rahat uyudun mu? "
"Evet babacığım. "
"Kahvaltı hazırlayayım ben. Bur da en sevdiğim şey; Doğayla iç içe olup, her şeyin doğal olması. Bence bir otelden daha güzel. "
"Bence de öyle anne. "
"Bende kesinlikle katılıyorum, her zaman geliriz. "

Elimi ve yüzümü yıkadım, pijamalarımı değiştirdim, saçımı toplayıp kahvaltı yapmaya gittim. "Kahvaltıdan sonra doğa yürüyüşü var, gidecek misin misin Rabia? " Aslında gitmek çok istemiyordum, ama gidecektim. "Evet anneciğim, gideceğim. "

(Aylar sonra.)

Merhaba sevgili dostlarım. Aylar sonra yine birlikteyiz. Hatırladınız mı, aylar önce size şöyle demiştim; "Hayatımda ilk kez bugün, çizdiğim bir tablonun tüm dünyanın görmesini istedim. Çünkü bu benim hikayemdi. " Bu sefer kaybettim. Ama hiç unutmadım, kaybettiğimiz her mücadele, kazanmaya yaklaştırır... Bir kaç ay önce bir yarışmaya katıldım. Eğer kazansaydım çizdiğim bir tablo, açık arttırmaya çıkacaktı. Sizde anladınız ki bu sefer kaybettim. Kaybettiğim o gün, pes etmedim daha çok çalıştım daha çok emek verdim. Ve 1 ay sonra yine bir yarışmaya katıldım. Sevgili dostlarım yine kaybettim, ama yine pes etmedim, yine bırakmadım ve devam ettim. Son şansım 3. yarışmaya katılmaktı, ve ben yine katıldım. Dostlarım, bu sefer kazandık. Kazandık dedim, çünkü sizin sayenizde, sizin desteğinizle başardım. Biz kazandık... Birlikte kaybettik, birlikte kazanacağız. Bu süreçte lise hayatımı etkileyecek bir sınava girdim. Sonuçlarını bilmiyorum, çünkü daha açıklanmadı. Ama kaybetmekten korkmuyorum. Çünkü,ancak kaybederek kazanacağız...

Baba HasretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin