Gıt-Gıt-Gıdak!

669 84 23
                                    

Mark

Yumurtalardan korkarım. Tavuklardan da. İstediğiniz kadar gülebilirsiniz ama ben çok ama çok ciddiyim bu konuda.

Bu korku, altıncı sınıftayken, yumurtalar, bir yılan ve Baker biraderlerle başladı.

Lee kardeşlerin isimleri Chanyeol ve Sehun'du ama hangisi hangisidir diye bugün bile sorsanız söyleyemem. Birini diğeri olmadan görmeniz mümkün değildir. İkiz olmadıkları halde hareketleri de, sesleri de birbirine çok benzer. İkisi de ablam Rose'yle aynı sınıfta olduklarına göre, demek ki birisi sınıf tekrarı yapıyordu.

Gerçi o iki manyağı iki yıl üst üste kabul edecek bir öğretmen göremiyorum ya, neyse.

Her şeye rağmen, bana yılanların yumurta yediklerini öğretenler Chanyeol'le Sehun'du. Yumurta yerler derken, çiğ yumurtayı kabuğuyla yediklerini kastediyorum.

Bunu Rose için yapmasaydım, herhalde bütün hayatımı yılanların çiğ yumurta yediklerini bilmeden sürdürecektim. Rose, üç blok aşağıda oturan Wang Jackson'dan hoşlanıyordu. Her fırsatta oraya gidip onun bateri provalarını izlerdi. Yoksa düm tek, düm düm tek, ne diye umursasaydım ki değil mi? Ama sonra Jackson ile Donghyuck'un abileri Gizemli Bela adını verdikleri bir müzik grubu kurdular.

Annem bu ismi duyunca müthiş tepesi atmıştı. "Nasıl bir anne baba çocuklarının bu isimde bir grubun içinde yer almasına izin verir? İğrenç bir şey bu. Tiksindirici!"

"Mesele de bu anne," diyerek açıklamaya çalıştı Rose. "Bir anlamı yok. Sadece yaşlıların bam teline basıp onları çileden çıkarmak için."

"Bana yaşlı mı diyorsun genç bayan? Çünkü bu beni kesinlikle çileden çıkarır!"

Rose, sözlerini annemin böyle yorumladığını ima edercesine omzunu silkti.

"Odana! Odana git!" diye çıkıştı annem.

"Nedenmiş?" diye tersledi Rose de. "Ben bir şey söylemedim!"

"Neden olduğunu gayet iyi biliyorsun. Şimdi içeri girip davranışını düzelt bakalım genç bayan!"

Böylece Rose gençlik molalarından birini daha almıştı. Bu gibi molalardan sonra Rose akşam yemeği için eve iki dakika geç kalsa, annem hemen beni Jackson'ın evine onu çağırmaya gönderirdi. Rose için utanç verici bir durum olsa gerekti ama benim için daha kötüydü. Ben daha ilkokuldaydım, Gizemli Bela üyeleriyse liseye gidiyorlardı. Onlar erişkin ve pejmürde kılıklıydı, mahalle arasında güç akorları partisi yapıyorlardı; bense kilise okulundan yeni çıkmış gibi görünüyordum.

Oraya gitmekten o kadar nefret ediyordum ki Rose'ye yemek vaktinin geldiğini söylerken sesim ciyak ciyak çıkardı. Resmen cıyaklardım. Ancak bir süre sonra grup üyeleri, grubun isminden Gizemli kelimesini çıkardılar. Bela ve arkadaş çevresi benim gelip gitmeme alışmışlardı. Bana ters ters bakmak yerine, "hey, bacaksız, gel bakalım!", "Hey Mark oğlan, reçel ister misin?" gibi şeyler söylemeye başlamışlardı.

Kendimi bir boa yılanının yumurtaları yutmasını izleyen lise öğrencileriyle çevrili Wang Jackson'ın garajında bulmam işte böyle olmuştu. Yılanın, Lee kardeşlerin odasında bir sıçanı midesine indirmesini zaten gördüğüm için Bela grubu üyelerinin ellerinde şaşırtıcı bir şey kalmamıştı. Ayrıca, bu minik şovu benim ödümü koparmak için sakladıklarını anlamıştım ve onlara bu zevki tattırmak istemiyordum.

Yine de bu kolay bir şey değildi çünkü bir yılanın bir yumurtayı yutmasını izlemek aslında düşündüğünüzden daha ürpertici bir şeydir. Yılan ağzını inanılmaz büyüklükte açıp yumurtayı aldı ve lüp! Yumurtanın boğazında ilerlediğini görebiliyorduk.

Somebody That I Used To Know || MarkhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin