Çocuk,
Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği.
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı...
Çevir gökyüzüne başını.
Bakma arkana!Cem ADRİAN
Arkadaşlar merhaba, gecikmelerden dolayı kusura bakmayın. Kafam durmuştu fakat şu iki gündür sürekli yazıyorum. Bundan önceki bölümü telefondan yazdığımdan ötürü yazım hataları için kusura bakmayın. Beğendiyseniz bölümü votelemeyı unutmayın. Kendinize iyi bakın. Esen kalın.
1 AY ÖNCE:
Buruc sürekli titreyen ellerine mani olamıyordu. Bir türlü titremesini dindiremiyordu. Bununla da kalmıyordu her şey sürekli başı dönüyor, kokuları alamıyor, vücudu kasılıp kalıyordu. Bir doktora gitmeliydi.
Hastaneye gittiğinde doktoru belirli tetkikler yaptı ve sonunda Buruc'a bir açıklama yapmaya başladı.''Buruc Hanım sizin hastalığınız 22 yaşındaki birisi için oldukça nadir görülür. Normal olarak insan beyninde belli bölgelerde dopamin üreten beyin hücreleri (nöronlar) bulunur. Bu hücreler beynin substabsiya nigra adı verilen belli bir alanında yoğunlaşmış halde bulunurlar. Dopamin substansiya nigra ile vücut hareketlerini kontrol eden diğer beyin bölgeleri arasında mesajlar ileten bir kimyasaldır. Dopamin insanların akıcı ve koordine hareketler yapmalarını sağlar. Dopamin üreten hücrelerin %60 ila %80'i kayba uğradığında yeterli miktarda dopamine üretilemez.
''Ben söylediklerinizi anlayamıyorum lütfen daha açıklayıcı konuşun'' diyerek uyardı doktoru Buruc.
Doktoru ne demesi gerektiğini bilemedi. Bir genç kadın için bu oldukça zor bir durumdu sonuçta. Bir of çekti içine ve konuşmaya başladı.
''Demek istediğim Buruc Hanım Parkinson hastalığında tedavi hastalığa değil, kişiye özeldir ve hastanın belirtilerinin tipine ve şiddetine göre ayarlanmaktadır. Ne yazık kullanılan ilaçlar sadece belirti giderici ilaçlardır. Yani hastalığın yıllar içinde kötüleşmesinin izlendiği doğal seyrini değiştirmemektedir. ''
'' Ölmeyeceğime göre sorun yok bence.'' dedi Buruc bu durumu gülerek aşmaya çalışarak. Doktoru kadının bu haline gülümsemekle yetindi.
''Kendinize çok dikkat etmeniz gerekiyor.İlaçlarınızı aksatmamanızı öneriyorum. Aksattığını takdirde tüm belirtiler tekrar ortaya çıkar''
Buruc doktoru onaylarcasına kafasını salladı.
....
Arslan can telefonuna cevap verdi. Ahmet "abi geçen gün ki eve saldıranlar Gavur Polat'ın adamları imiş." Diyor ahmet büyük bir sıkıntıyla. Dişlerimi bastırıyorum birbirine sinirden. Telefonu kapatıp babamı arıyorum. "Yarın.." diyorum telefonu açar açmaz " Gavur Polat'ın mekanını basiyoruz" babam onaylayan bir ses çıkartıyor telefonu komidine geri fırlatıyorum. O sırada banyodan bütün istihamiyla Ceren çıkıyor. Gülümseyerek bana bakıyor. Yanima gelip bir öpücük konduruyor dudaklarıma. ''Günaydın'' diyor oldukça seksi çıkan sesiyle. ''Günaydın'' diye tersliyor onu. Genç kadın şaşırmış bir halde bakıyor adama. Arslan banyoya girecekken duraksıyor ve ''Bir yere gitmem lazım birazdan. Hazırlan seni benim evime götüreceğim. Konuşmamız lazım.'' dedi ve banyoya girdi. Ceren hızla eşyalarını hazırladı ve Arslan'ın duştan çıkmasını bekledi. Arslan çıktıktan sonra hızla arabaya binip eve geldiler. Arslan arabadan inmeden ''Sen in içeride bekle beni'' dedi ve tozu dumana kattı Cerense adamın arkasından öylece bakakaldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeklerin Senfonisi
RomanceSeks miydi bize sadece hayata bağlayan,Yoksa yitip giden kayıplarımız mı?