Akşam
Jeongin üzerini düzeltti ve kapıyı çaldı. Hyunjin buyur ettikten sonra birlikte odaya geçtiler ve vantilatörü çalıştırdılar.
Birlikte yere uzandılar ve ellerine yaslanarak sohbet ettiler.
Hyunjin,"ee nasılsın,"
"Iyiyim hyung. Daha sabah görüşmedik mi hem," Jeongin kıkırdadı ve önüne döndü.
Hyunjin,"olsun. Ben seni özledim. Bana biraz evindeyken zamanın nasıl geçtiğini anlatsana,"
"Yani... aynı geçti. Bi değişiklik yoktu."
Hyunjin,"çocukla nasılsınız?"
"Çocuk mu?"
Hyunjin,"şapşal, bana bahsetmiştin ya hani, çocuk var demiştin. Hoşlanıyomuşsun."
"Haa, çocuk.. hatırladım tamam. O konuda.. bi değişiklik olmadı hyung."
Hyunjin,"hâlâ seviyor musun onu?"
"Şey.." Jeongin gözlerinin içine baktı, bunun için utandı daha sonra ve yapmayı bıraktı.
"Seviyorum."
Hyunjin,"bence bırakmalısın."
"Hey! Neden?"
Hyunjin," baksana üstünden ne kadar zaman geçti bi değişiklik olmamış. Hem sana erkek mi yok, bulurum ben sana ya en iyisinden."
"Bulsana o zaman?" İlk kez kendinden emin konuşan jeongin gülmüştü. Anlayabiliyordu Hyunjin'in ne demek istediğini. Mimiklerinden çok kolay anlaşılıyordu.
Hyunjin,"Şey, yani öyle pat diye bulunmaz tabi. Ama zamanla bulurum, evet."
"Bulma. İstemiyorum." İçinden gelerek söylemişti sanki.
Hyunjin,"neden ki? Sevdiğin biri olmasın mı istiyorsun?"
"Gerek yok hyung. Bana bi ailem bi sen yetersin de artarsın, sevgiliye ihtiyacım yok."
Hyunjin şakadan gözlerini ağlıyormuş gibi sildi, "küçük inniem büyümüş, kollarımda büyüdün yahu!"
Jeongin gülmüştü. Bugün biraz duygusal göründüğünü düşündü Hyunjin.
Hyunjin,"boş ver zaten, kimseyle sevgili olunmaz bu devirde. Zaten yaşımız küçük. Hem... sen her zaman çok küçük kalacakmışsın gibi geliyor jeongin-ah"
"Ama ben büyüdüm hyung. Kocaman oldum artık, yakında liseye gideceğim. Ayrıca... sevsem de sevmesem de bi sevgilim olsun istiyorum. Bunu tadayım yani."
Hyunjin,"bu kadar çok merak etmene gerek yok innie~ ben sana yetmiyor muyum hem?"
"Hyung, benimle öpüşür müsün o zaman?"
Hyunjin, bu soru karşısında hazırlıksız yakalanmıştı ve ciddiye almıştı bu yüzden sessiz kaldı.
"Hey! Şaka yapıyorum, ciddiye alma hemen. Hem... benimle öpüşmek o kadar kötü olamaz."
Hyunjin,"şey..." yattığı yerden oturma pozisyonuna geçti. "Denemek ister misin?