bu çok yanlış, bay jeon.

8.

jeon jungkook:
saat gecenin dördü.
bugün benimle ilk defa uzun bir süre göz temasında bulundunuz.
ne kadar heyecanlıydım bilemezsiniz.
günler sonra aramızda geçen ilk etkileşimdi bu.
sırtınızı dönüp gittiğinizde bile donmuş bir heykelmiş gibi size bakmayı sürdürdüm.

ah bay kim,
öyle efsunkâr bir gülüşünüz var ki.
sadece o gülüşü görmek için bile bu değersiz canı şüphesiz uğrunuza feda ederdim.
hasretiniz sinmiş yüreğime.
ne kaçabiliyorum ne de bir çare bulabiliyorum.
size olan bu değersiz hislerimin tarifi yok inanın bana.
kendimce can çekişiyorum.

lakin sizi çok iyi tanıdığımı bilmenizi isterim.
gözlerim daima üstünüzde bir gölge niyetiyle dolaşırken,
her bir mimiğinizi ezberleme vaktim oldu.
misal
her sabah içtiğiniz kahvenin bir şekerli olmasını özellikle belirtiyorsunuz ama oradaki çalışan yaşından dolayı pek bir unutkan bay kim, size hep bu yüzden şekersiz kahve veriyor.
elbette bunu fark ediyorsunuz bu yüzden yüzünüz kahveyi içtiğiniz ilk saliselerde ekşiyor.
ama hemen tepkinizi değiştirerek o çalışana gülümsüyorsunuz çünkü hem hanımefendiye ayıp olsun istemiyorsunuz hem de her şeye rağmen çalışanın o soğuk havada kahve yapmakla uğraşmasına büyük bir saygı duyuyorsunuz.

zaten bayan lee o kadar sevimli bir kadın ki sizin tebessüm ettiğinizi görünce o da hemen mutlu olup gülümsüyor.
kahvelerini seven tek kişinin siz olduğunu düşünüyor bay kim.

öyle zarif ve etkileyici bir adamsınız ki etrafınızdaki herkesi kendinize hayran bırakıyorsunuz.
inanın bana,
sizi sevmeye bile kıyamıyorum bay kim.
tanrıya yemin olsun tek içimi dökebildiğim yer şu mesaj kutusu.
karşı karşıya geldiğimizde dilim varmaz bu cürretkâr kelamları yüzünüze sarf etmeye.
ben kimim ki?
sizi utandırmak istemem.
ben bugün de her şeyinizle,
sizi seviyorum,
bay kim.

(görüldü)