Bu bölüm tam ümidimi kesmişken hatta son birkaç mesajıma cevap vermeyip ümidimi kesen fakat bunun üzerine beni düşündüğüne dair mesaj atan kişiye ithafımdır...
20.01.2023
İYİ OKUMALAR
“Emin misin kızım?”
“Eminim Elif teyze sen beni merak etme. Hatta yat uyu şimdi. Allah'a emanetim ben.”
“Sen öyle diyorsan... Eh peki madem.”
Gülerek yanaklarını sıktım. “Oy benim teyzem... Benim için endişelenirmiş de.”
“Oy yanaklarımı kızarttın.”
Hafif bir kahkaha attım. Bu sefer de yanaklarını öpüp hızla evden çıktım.
“Allah'a emanet ol güzel kızım.”
“Sen de Elif teyzem, sen de...”
Kendi evime girip kapıyı kapatana kadar beni gözetlemişti. O kişinin tekrar gelmesinden korkmuştu. Fakat onun korkusuna karşın bende zerre korku yoktu. Hem sabahtan çıktıysa daha nasıl geri gelebilirdi ki? Gerçi sabahtan hatta dün akşam nasıl girmişti onu da bilmiyordum ya...
Yatsı namazımı da Elif teyzeyle birlikte kılmıştık zaten.
Saate baktığımda 22.18 olduğunu gördüm. Daha erken olabilirdi ama uykum gelmişti. Üzerime salaş bir şeyler giyinip yatağa yattım. Telefonumu elime aldığımda şarjımın %37 olduğunu gördüm.
Tekrar kalkıp telefonu şarja koydum ve geri yattım. Zaten uykum olduğundan dolayı hemen hafiflemiştim. Daha uyumamıştım ama. Her an bir tıkırtı duyabilme ihtimali içimi kemiriyordu. Öyle ya da böyle uyuya kalmıştım.
Su içme ihtiyacı hissedip yataktan çıktım. Salona girince tedirginlik hissedip ışığı açtım. Sonra mutfaktan suyumu içip geri çıktım. Oturma odasına girip saate baktım. 02.54'tü.
Tekrar odaya dönüp yatağa yattım. Salonun ışığını kapatmamıştım. İçimdeki huzursuzluk devam ediyordu. Sağ kolumun üzerine yatıp uyumaya çalıştım. Zar zor dalmıştım ki birden kapıya vurulunca hızla yataktan sıçradım. Hızlı vurulmamıştı ama zaten tedirgin olduğum için korkmuştum. Evet bu olaydan beri ilk defa korkmuştum. Başıma eşarbımı bağlayıp üzerime de ayaklarıma kadar gelen hırkayı giyindim.
Deliğe bakındım ama kapının önünde olan kişinin yüzü görünmüyordu. Kapıyı hızla açıp kapının arkasına sakladım bedenimi. Koridora baktığımda kahverengi ve orta büyüklükte saçı olan, üzerini kapalı giyinmiş bir genç kız duruyordu. Kararlı bir ciddiyette bana bakıyordu. Sonradan bakışını masumlaştırdı. “Şey... Elektrikler gitti de evimizde o yüzden mum ya da fener var mı diye soruyoruz."” Kaşlarımı çatarak kıza baktım. Ya ben uykuluydum anlayamamıştım ya da kız saçma bir cümle kurmuştu. “Anlayamadım?”
İki elini de saçlarından geçirip arkaya doğru taradı. “Mum var mı? Yani şey, fener var mı? Işık olandan. Ah anlatamıyorum biraz yorgunum da...” Kafamı sallayıp hemen kapının yanında duran küçük dolaptan avucumun saracağı büyüklükte olan feneri kıza uzattım. “Teşekkürler...” tekrar kafa sallayıp söyledim. “Rica ederim, Allah'a emanet olun.” Aynı benim gibi kafasını sallayıp alt kata indi. Kapıyı kapattım.
Tam odaya gidecekken kapı tekrar çalınca bu sefer tereddütsüz açtım. Gözlerim istemsizce kapanmıştı kapıyı açarken. Tam açtığımda bir adamın bana doğru yaklaştığını gördüm. Ağzımı açıp bağıracaktım ki tek elini ağzıma kapattı. Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde adama bakıyordum. Ama o kadar yakınımdaydı ki yüzünü bile göremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyet
ChickLitAbdestimi alıp Kuran'ımın başına oturdum. Bakara Suresi'nin son sayfalarına gelmiştim. Onları okuyup Âl-i Îmran suresine geçiş yapacaktım. Son iki ayet kalmışken odamın kapısı açılınca parmağımı kaldığım yere koyup başımı Onur'a çevirdim. Yatağın...