SELAMÜN ALEYKÜM!
Son ayeti de okuyup duamı ettikten sonra Kuran'ın kapağını kapattım. Kitaplığımın en üst rafına koydum. Kolumdaki gold rengi saate baktığımda saatin 13.52 olduğunu gördüm.
Canım yemek yemek değil, yemek yapmak istiyordu. Patates salatası aklımdaydı. Ama tatlı da yapmak istiyordum ve içinde süt kullanmamam gereken bir tatlı olması gerekiyordu.
Benim okulum 2 hafta tatildi fakat Onur hâlâ okula gidiyordu. Hırkamın cebinden telefonu alıp Onur'un numarasını çevirdim. Açıldığına dair sinyal sesi geldiğinde direk selam verdim.
-Selamün Aleyküm
-Aleyküm Selam... Aleyküm Selam da sen beni arar mıydın?
-İşim düştü diyelim.
-Anladım zaten. Söyle bakalım...
-Patates salatası yapacağım.
-Vaaaay! Canım çekti...
-Dur dur. Tatlı da yapmak istiyorum ama süt katmamam gerekiyor. Bu yüzden sana sorayım dedim sevdiğin bir tatlı var mı?
-Gözlerim yaşardı. Kocasını düşünürmüş...
-Cıvıma hemen! Şunu da söyleyip söyleyip durma. Daha 1 hafta olmuş.
-Hay hay! Nasıl istersen. Seni zorlayamam ya.
-Onur!
-Heh tamam, kışkırttığıma göre asıl konuya gelelim. Lokma tatlısı yapabilirsin.
-Lokma tatlısı mı?
-Evet. Yeni mi duyuyorsun?
-Galiba... Neyse internetten bakarım.
-Tamam o zaman... Başka bir şey diyecek misin?
-Yok yok. Hadi Allah'a emanet ol!
-Sen de Allah'a emanet ol.
Telefon kapandığında geri cebime koydum. Dolaptan kıvırcığı çıkartıp dallarını tek tek kopardım. Tezgahın altındaki dolaptan leğeni çıkartıp kıvırcık dallarını içine koydum ve sıcak suyun altına koydum.
Hepsini tek tek yıkayıp ayrı bir köşeye koydum. Bittikten sonra leğendeki çamurlu suyu boşaltıp iyice yıkadım. Kıvırcıkları ince olmaması şartıyla doğradım. Onu en köşeye koyup patates soydum. Onu da ocağa atıp haşlamaya başladım.
O haşlanırken tezgahın içini temizledim. Cebimden telefonu çıkartıp tatlının tarifine baktım. Allah'tan malzemeler evde vardı.
Un, maya, toz şeker ve ılık suyu küçük bir leğende yoğurduktan sonra mayalandırmaya bıraktım. 1 saat mayalansa yetermiş zaten.
Patatese baktığımda 10 dakika sonra ocaktan almaya karar verip tuzunu attım. Mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum.
Bu sefer de telefondan Fatma'nın numarasını çevirip açmasını bekledim. Sanırım o da aramamı beklediğinden ikinci çalışta cevaplamıştı telefonu.
-...
-...
-Ee sen evlenmişsin?
-Eve-eyvah! Ocakta patates vardı!
10 dakikadan fazla süredir konuşuyorduk ve ben patatesi tamamen unutmuştum. Hemen altını kapatıp tezgahın üstüne aldım. Kapağını tamamen açıp iki kaşığı elimde maşa gibi tuttum.
Tek tek hepsini ayrı bir tabağa aldıktan sonra masanın üzerine bıraktığım telefonu hapörlere aldım.
-Tabi şimdi de bahane uydurup kaçarsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyet
Chick-LitAbdestimi alıp Kuran'ımın başına oturdum. Bakara Suresi'nin son sayfalarına gelmiştim. Onları okuyup Âl-i Îmran suresine geçiş yapacaktım. Son iki ayet kalmışken odamın kapısı açılınca parmağımı kaldığım yere koyup başımı Onur'a çevirdim. Yatağın...