Şirkette oturmuş Halid'in yanına nasıl gideceğimizin planını yaparken kapı çaldı.
- Gece Hanım bir beyefendi geldi sizinle görüşmek istiyor, adı Halid.
Esila ile birbirimize bakakaldık.
- Ne! Ne yapacağız şimdi? Neden geldi ki?- Sakin olalım Gece değil mi? Tamam Sinem gelebilir.
İçeriye uzun boylu ve yapılı biri girdi. Yıllar önce fotoğraflarda olan yüzündeki kibir hiç değişmemişti. Yıllar sanki ondan hiçbir şey götürmemişti, pek yaşlanmış gibi görünmüyordu. O kadar zordu ki; Ailelerimizi bizden alan, hayatımızı yerle bir eden adam karşımızdaydı ve bizim hiçbir şey olmamış gibi ona sarılıp ailemizden kalan, yıllar sonra sahip olduğumuz manevi babamızmış gibi davranmamız gerekiyordu. Nasıl yapacaktık bunu hiçbir şey yokmuş gibi davranacaktık. Midenizi bulandıran bir yüze bakıp nasıl içtenlikle gülümseyebilirsiniz? Ben yaptım, yapmak zorundaydım. Esila da öyleydi.
Esila elini uzattı;
-Hoşgeldiniz. Ben Esila.
Sesi kendinden emin bir şekilde çıkmıştı. Hiç nefret barındırmıyordu. Gözlerine bakınca yalnızca iki saniye sadece benim anlayabileceğim tiksinme belirtisini gördüm.
-Bende Gece. Hoşgeldiniz, lütfen oturun.
Esila'ya baktığımda gözleri dolu dolu Halid' e baktığını gördüm.
Halid tamamen tepkisizdi. İçimden Esila' ya yalvarıyordum, lütfen yapma Esila lütfen.
-Halid Bey, yani Halid Amca diyebilir miyim? Gece ailesini ben ailemi kaybettim ve sizi fotoğraflardan az çok tanıyoruz. Sizi görünce ailemi görmüş gibi hissettim. Çok yakınmışsınız. Lütfen kusura bakmayın.
Esila gerçekten ağlıyordu ve gözyaşlarına buruk bir gülümseme eşlik ediyordu. O kadar samimiyetiyle konuşuyordu ki, Halid'i ona güvendiğimize zamanla inandırabileceğimizi düşünüyordum.
Halid'in yüzü duygusuzdu ama çok derin bakıyordu. Aynı buruk gülümsemeyi yüzüne yerleştirdi ve masanın üzerinde duran gözüne iliştirdiği peçeteden bir tane alıp Esila' ya uzattı.
- Ne kusuru ve tabiki bana Halid Amca diyebilirsiniz, bebekliğiniz dün gibi aklımda. Şu zamana kadar hiç yanınızda olamadım, yurt dışında yaşıyordum ama bundan sonra mümkün olduğunca sizin yanınızda olmak, zorlandığınızda yardım etmek isterim.
Halid hala bize güvenmiyordu, bir şeylerden haberimiz olup olmadığımızı bilmiyordu. Bizim yaptığımız gibi samimiyetle konuşmaya çalışıyordu.
-Çok teşekkür ederiz Halid Amca bize bu şekilde yaklaştın için. Esila ile birbirimizden başka kimsemiz yok, sadece Kenan babam vardı ve şimdi o da yok.
İçim paramparçaydı. Esila' nın içi paramparçaydı.
- Kahve içelim, biraz sizi tanımak isteriz, diyerek gülümsemeye çalıştı Esila.
O sırada Halid' in telefonu çaldı. Ekrana bakıp;
- Çok isterim kızlar fakat önemli bir toplantıya yetişmem gerekiyor. Ama sizi yakından tanımak ve ailemle tanıştırmak için bu hafta sonu evime davet etmek istiyorum.
-Tabi bizde çok isteriz. Teşekkür ederiz, dedim.
- Adresi size gönderirim.
Hafifçe gülümsedi ve odadan çıktı.
Esila ile bir kaç saniye birbirimize baktık ve Esila' nın çığlık atmamak için zor durduğunu fark ettim.
- Her şey planladığımız gibi olacak merak etme, cezasını alması için elimizden ne geliyorsa yapacağız.
- Biliyorum ama çok zor Gece. Öldürmek istedim onu, hiçbir şey olmamış gibi nasıl böyle konuşabiliyor, hiç mi vicdan yok bunda.
- Bu ilk karşılaşmamızdı, duygusal yaklaşmamız normal ama bu sorulara cevap çok basit; evet vicdanı yok. Bunları düşünmeden ilerlememiz lazım. Biz her şeyimizi bu adamın bizim ailemize ve kim bilir daha kimlerin ailesine yaptıklarının cezasını çekmesine adadık.
Hafifçe başını salladı.
- Hadi dışarı çıkalım biraz. Bizimkileri görelim.
...
İçkimden son yudumumu aldım. Bir tane daha almak için bara yöneldim. Aklımda 1 senedir onu düşünmekten başka hiçbir şey düşünmediğim intikamımız vardı. Acaba ne olacaktı? Güçlü kalabilecek miydik?
- Aynısından.
- Vay bugün kimseyi dövmüyorsun sanırım aman kimse kızdırmasın seni, bugün kurtaracak pek halim yok.
Doruk yanımda oturuyordu. Şuan iyi değildim ve bunun sebebi babasıydı. Kanımdaki alkolde pek yardımcı olmuyordu.
- Beni bekliyordun herhalde sende. Kalk ve kendine dalga geçecek başka birini bul.
- Çok sertsin ama benim için sorun değil, diyerek göz kırptı.
-Kelimelerine dikkat et sen kimsin be.
- Neyse seninle uğraşamam sen de dikkat et diye uyarayım dedim.
- Çok teşekkürler, dedim dalga geçerek.
Esila bizimkilerle konuşuyordu. Sessizce kulağına eğilerek burada olduklarını söyledim.
Bir anda arkadaşlarım beni sahneye itmeye başladı, bugün canlı müzik vardı ve sesim güzeldi. Önceden ara ara çıkar bir şeyler söylerdim. Hiç havam yoktu ama Doruk ve Çağrı' nın masamıza baktıklarını gördüm. Bu Doruk' u etkilemek için bir fırsat olabilirdi. Haksız sayılmazdım ama sert çıkmıştım. Şarkı söylerken ona bakarsam arada bir, belki aramızı yumuşatabilirdim. Kimseye aşık olmamıştım ve birini nasıl etkileyebileceğimi biliyordum ama nasıl aşık edeceğimi bilmiyordum. Her yolu denemeliydim.
- Tamam, tamam çıkacağım.
Ve alkış sesleri.
Demir Demirkan- Aşktan Öte şarkısını söylüyordum.
Şarkı söylerken Doruk'a baktım gözleri bir kaç saniye gözlerime dokundu ama yanında kız vardı. Şarkı bitince yanındaki kız ile mekandan uzaklaştılar. Çağrı hala arkadaşlarıyla oradaydı.
Bu iş sandığımdan daha zordu.
Kaç kişiyi kendimize inandıracaktık, kendimize aşık edecektik, yakınımızda tutacaktık ve onlar fark etmeden hayatlarını araştıracaktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE VE GECE
Genel KurguBu hikayenin konusu aşk değil,aile değil,arkadaşlık değil,intikam değil ama hepsinden biraz.