"Her yerde mutluluğu aradım ama onu sadece küçük bir kitabı okuduğum küçük bir köşede buldum" demiş Thomas
Dünya da yaşadığın sıkıntılar bir yana, okuduğun kitabın içinde bir yana. Hayat ikiye ayrılıyor; kitaplı zamanlarım ve kitapsız zamanlarım olarak. Ne kadar sıkıntı yaşarsanız yaşayın bir kitaba sarılırsanız kitap sizi kollar, sahip çıkar, mutlu eder. Bende öyle yapıyorum. İç dünyam da ki yalnızlığı bir kenara atıp onu hayal kurduğum sayfalara götürüyorum. Üniversiteye hazırlanırken okumam biraz duraksamıştı. Şimdi yeniden her şeyin üst üste gelmesiyle kendimi kitapçıda kitap seçerken buldum. Kitaplarımı Ankara'dan getirmemiştim. Zaten okuyamadığım üç dört kitabım vardı. Onların yerine kendime "İstanbul'da yeni kütüphane yaparım" diye düşündüm. Kitaplığım ve kitaplarım odamın en güzel köşesini almıştı. Kampüste, kafede, sahilde her yerde okuyordum.
Aslında yalnız değildim. Deniz beni hiç yalnız bırakmadı ama o yeni insanlar yeni çevre edinmeye başlamıştı bende ara ara katılıyordum. Şu an ki okuma sıklığımı gördüğünde sebebini bildiği için beni rahatsız etmemeyi tercih ediyor. "Ceylin okuyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler vardır" der hep, beni yalnız bırakmanın daha iyi olduğunu düşünür.
Aradan zaman geçmişti, hayatımızı düzene koymaya derslerin yoğunluğuna alışmaya başlamıştık. Aynı bölümde olmamızın faydası vardı. Derslerimiz aynı saatte olduğu için gidiş geliş saatlerimiz hep aynıydı. Yemekleri hep dışarıda İstanbul'un en güzel manzarasının olduğu yerlerde yiyorduk. Birkaç kez evde yapmayı denemiştik ama bazı şeyler rast gitmemişti ve can güvenliğimiz için dışarının daha uygun olduğunu düşündük. Dersler de güzel ilerliyordu. Kaan ve İpek'le sürekli konuşuyorduk. İpek derslere daha çok gayret vermeye başlamış. Burayı gördükten sonra "sizi çok kıskanıyorum" diye feryat ediyordu. Kaan'da ODTÜ'de tek kalmış "kimseye alışamıyorum sizden sonra en kısa sürede oraya geçiş yapacağım sizin yeriniz bambaşka" diyordu.
Vizeler başlamadan Ankara'ya gitmeye karar verdik. Hafta sonu kaçamağı yapalım diye düşündük Denizle. Cuma günü ders çıkışı yola koyulduk. Ankara da olduğumu aileme söyleme niyetim pek yoktu ilk başta, son konuştuğumuzdan bu yana bir daha aramamışlardı. Onlar memnun olmuştu aslında oradan uzaklaşmama. Sonra karşıma çıkan fotoğraftaki tarih geldi aklıma ve dönüş yapacağımız gün başka bir şey bulma umuduyla uğramayı düşündüm. Tarihi gördükten sonra içim içimi kemiriyordu.
Düşüncelerden sıyrılıp yolumuzun az kaldığını fark ettim. Deniz'e bakmamaya çalışıyordum, çünkü uzun yolda araba kullanırken çok ciddidir. Gözlüklerini takar başını sabitler hızı 100'ü geçmez, konuşmaz ve sadece şarkı dinler. Küçüklüğünden bu zamana kadar hep Trafik Kazalarından korkar. Başımı çevirdiğimde "bana bakıp bakıp gülme Ceylin, ciddi bir iş yapıyoruz burada" dedi.
" Ya ciddiyet sana en son yakışacak şey" deyip gülmeye devam ettim.
Ankara'ya gideceğimizi İpek ve Kaan'a söylememiştik, sürpriz yapmak istedik. Grup'ta konuşup bir şeyler yapmaya karar vermişlerdi ve sinemaya gideceklerdi. Kaan Film biletlerini online almış ekran resmini de Grup'a göndermişti. Deniz de Kaan'ın aldığı koltukların yan koltuğunu ayırttı. Film'e bizde girip sürprizi orda yapmayı düşündük.
Saate bakıp "Filme 10 dakika kaldı" dedim
-"yetişiriz sıkıntı etme 15 dakikası reklam oluyor zaten" dedi Deniz
Kaan ve İpek'te koltuklarına yerleşmiş selfi göndermişti Grup'a "İyi seyirler" yazıp çıktım hemen.
20 dakika sonra AVM'nin önündeydik. AVM'ye girip Sinema salonlarına doğru gitmeye başladık. Filmin olduğu salonu bulup içeri girdim. Plan başlamıştı, ben önden girip başımı çok kaldırmadan yerimi buldum ve bizimkilerin soluksuz film izlediğini gördüm. Başımı öne doğru eğerek merdivenlerden çıktım ve koltuğuma doğru yürümeye başladım. Kaan'ın koltuğunun önünden geçerken bilerek ayağımı onun ayağına çarptım ve filmi bölünmesin diye "Önemli değil değil " deyip geçiştirdi beni. Başarıyla koltuğa otururken bu kadar fark edilmeme kırıldım doğrusu. Film adrenalin korku filmiydi ama bizim plan daha korkutucu gibiydi. Planımız yavaş yavaş ilerliyordu. Deniz patlamış mısır alıp gelmişti ve tam İpeğin koltuğunun ordayken yanlışlıkla ayağı takılmış gibi yapıp tüm mısırı İpeğimizin üzerine dökmüştü. Plan Harika ilerliyordu.
İpeğin "ayyy.!" Sesi tüm salonda yankılandı. Sinirden ayağa kalkıp "ya ne yaptığınızın farkında mısınız?" diyordu ki lafı yarıda kaldı gözleri şok içinde ayrılmıştı. Saçlarında ki mısırlarla çok komik duruyordu. "Deniiizzzz" deyip boynuna atladı. Kaan o esna da olayı anlamak için ayağa kalktığı esna da ben de ayağa kalkıp " aaa beni fark etmemenize çok kırıldım ben de burdayım" dedim İpek ve Kaan şok içinde bana döndüler "Ceyliin!" İpeğin aşırı ses tonu yüzünden tüm salon yankılandı. Tam sarılacakken salondakilerin karşı çıkması ve görevlinin filmi dondurup "Lütfen dışarı çıkar mısınız!" tehditleriyle dışarı atılmıştık. Salon kapısının önünde durup İpek'le ve Kaan'la kucaklaştık özlem giderdik. İpek saçında ki mısırları ayıklamaya çalışıyordu. Kaan ve Denizde kafasından mısır alıp alıp yiyordu.
İpek Homurdanarak "Deniz eğer özlemeseydim seni mahvederdim biliyorsun değil mi? Daha bi de şekerli almış mısırı ya " dedi
"İnsan sevdikleriyle uğraşıyor güzelim" diyip kafasından bir mısır daha alıp attı ağzına.
Kaan bize bakarak "nasıl özledim sizi ya iyi ki geldiniz." Dedi. "Bizde sizi çok özledik deyip sarıldım" kocaman.
Ankara'yı bile özlemişim havasını insanlarını, kolay kolay kopamıyorsun büyüdüğün şehirden.
"Hadi yemek yiyelim çok acıktım" dedi deniz ve devam etti "Kaan bak ben yokken kimseye bir şey ısmarlamadığını biliyorum. Onun için hakkımı biriktirdim.
Kaan "Hadi hadi gel" diyerek hızla ilerlemeye başladılar. İpek'le ben de arkalarından onların atışmalarını dinleye dinleye hasret giderek yürüdük.
Yemek yedikten sonra AVM beni sıktı "Ali abinin yanına gidelim çok özledim" dedi Deniz. Kaan " biz de özledik ama Ali abi henüz dönmemiş, bazı sıkıntılarından dolayı"
"Kampta anlattığı mesele herhâlde" diye lafa girdi ipek "herhalde" diyebildim sadece.
AVM de paket kahve alarak, Ankara'ya tepeden bakmak için Seyir Tepesine gittik. Hava soğuk olduğu için kimse yoktu, bomboştu.
Arabadan inip kenarda ki bankın birine oturduk, dördümüz birden eski günlerde ki gibi.
"Kaan kilo mu aldın oğlum sığmıyoruz buraya" Dedi Deniz ,
"Sataşmadan yapamıyorsun demi Deniz." Dedi Kaan
"Haa üniversiteye çalışan biri almıştır o kiloları" deyip lafı ipeğe attı
İpek şok içinde "Kimmiş o!" dedi kaşlarını çatarak.
"Kimse kimse İpek böceğim ne üstüne alındın yaa" diyerek gülmeye başladı
Başımı gökyüzüne kaldırdığım esna da birden yıldız kaydı "hii çocuklar yıldız kaydı dilek tutun" dedim
O an Kaan'la göz göze geldim ve tuttum en güzel dileği dedi. Anlamamış davranarak gülümsedim. Kaan'ın bana olan ilgisi hep farklıydı. Anlıyordum ama dost olarak yanımda kalması daha iyi geliyordu.
-"ee kaç gün kalıyorsunuz burada?" dedi İpek
-"Pazar akşam döneriz demi Ceylin?" dedi Deniz
"ya o kadar kısa mı" deyip dudak büzdü ipek.
"üzülme kuzum vizeler bitsin yine geliriz hem siz de gelsenize İstanbul havası alırsınız"
"çok isterim ya gider miyiz Kaan?"
"Gideriz İpekciğim ama vizelerden sonra"
"süper" deyip gülümsedi ipek.
İstanbul'da ki yaşantımızı dersleri konuşurken nasıl saatin geçtiğini anlamamışız. Artık kalkalım diyerek kalkıp arabalara döndüğümüz esnada, Uzakta duran biri dikkatimi çekti. Gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu. Donmuş kalmış gibiydi Kaan yanıma gelip "nereye bakıyorsun" demesiyle irkilmiştim. Tekrar aynı yere baktığımda kimseyi görememiştim. "Yoruldum herhalde gözüm karardı" dedim. İpekle Deniz önden gitmişlerdi Kaan'la ben de arabaya binip yola koyulduk.
Kaan: "Eve bırakıyorum seni değil mi"
"Hayır haberleri yok burada olduğumdan, İpeğe bırak sen beni" dedim
Başıyla onayladı beni. "hiç gitmeyecek misin?"
"Dönüş günümü ayırmayı düşünüyorum" dedim ve Ankara yollarına güzel bir müzik eşliğinde devam ettik..
---------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Aşk
Misteri / ThrillerBir adam.. Aynı aşkı tekrar yaşayabilir miydi? Yıllar önce kaybettiği aşkını yeniden mi bulacaktı.. ve genç bir kız.. Hayata Yen'i atılmış ailesinden uzakta yaşayan genç kızı neler bekliyordu ?? Aşk mı ? Geçmeyen yaralar mı?