Saat 13.45 anneme alışveriş yapmaya gideceğimi söyledim. Hem heyecanlıyım hem de biraz gerginim Ash'i o hâlde görmeyi ne kadar istemesemde onu ziyaret edeceğim ve (her zaman) onun yanında olacağım
Havaalanına vardım. Saat 14.00 15 dakika sonra uçağa bineceğim. İlk defa New York'a gittiğimi hatırladım daha Onunla tanışmamıştım. Ash'in sıradan bir çete lideri olduğunu zannediyordum. Herkes öyle zannediyor fakat Ash sadece basit bir çete lideri değil. Onun harika bir kişiliği var. Ne kadar cesur olsa da o hâlâ balkabaklarından korkan 18 yaşında bir genç. Onun surat asan hâlini çok seviyorum çok tatlı oluyor. Umarım onun bir daha surat astığını görebilirim.
Uçağa bindim çok gerginim tüm sonuçları göze alarak New York'a gitme kararını verdim fakat annemlerin tepkisinden hâlâ korkuyorum. Aman kimin umrunda 20 yaşında kendi kararını verebilen bir yetişkinim ben. Anneme mesaj atmaya karar verdim
14:17
Anne ben New York'a gidiyorum.
Off ne diyecek kim bilir. Neyse istediğimi yaparım bana karışamazlar. Derken telefonum titredi:
Annem 14:19
Eijiiiii sen delirdin mi uçağın kalktı mı???? Eğer kalkmadıysa ÇABUK O UÇAKTAN İN!!!!!
Cevap verdim:
14:19
New York'a gidiyorum kimse bana engel olamaz. Üzgünüm anne fakat onu görmeli ve onun yanında olmalıyım. Görüşürüz.
Annem 14:20
Eiji Japonya'ya geri döndüğünde görüceksin gününü. Tatlım sadece unutmaya çalış lütfen o uçaktan in.
Cevap vermedim. Hiçbir şey beni New York'a gitmemi durduramaz. Telefonumu kapattım ve uyumaya çalıştım.
_____1 saat sonra_____
Uyandım ve saate baktım. Bir saat gibi bir süre uyumuşum. Camdan dışarı baktım. Sessizce geliyorum Ash dedim.
Ash'i bıçaklayıp öldürmek isteyen kişi Lao'ymuş. Bunu ilk duyduğumda inanamadım. Lao'dan beklemezdim doğrusu. Yani neden bunu yaptı anlamıyorum. Lao'nun cesedini bulmuşlardı henüz kimin yaptığı bilinmiyor fakat Ash'in yaptığından emindim. Ash onu öldürmeseydi ciddiyim onu ben öldürürdüm. Cehenneme gitsin.
Yemek servisi yapıldı sadece su aldım iştahım yok. Ash'i düşündüm acaba gerçekten ruhu başka bir yerde miydi? Yoksa hiçbir şey hissetmiyor muydu? Canı yanıyor muydu? Umarım umarım uyanıcak ve eskisi gibi sağlıklı olacak ve onunla ülkeme gidiceğiz.
Sing bana Ash'in mektubu aldığını. Mektup Ash'in kütüphanede baygın olduğu masada bulunduğunu kan ve yaşlar içinde olduğunu söyledi. Ash mektubum yüzünden mi güçsüz düştün? Yoksa yoksa senin komaya girmen benim suçum mu?
Off 7/24 bunları düşünüyorum ama Ash'i düşünmemem mümkün değil. Uyumaya karar verdim.
