İpler ellerimi sıkma evresini çoktan geçmiş, onun yerine kesmeye başlamıştı. Oturduğum ön koltukta uyuyamıyor veya rahatça hareket edemiyordum.
Bedenim uzun süredir bu şekilde durmaktan sızlıyordu. Arkada uzanmak istediğimi söylemiştim ama beni dikkate almıyordu. Ayaklarımı bağlamamış olmasından yeterli ipi olmadığını anlamıştım. Belli ki gözünün önünden ayırmak istemiyordu.
Gün doğmadan önce uyku ve yorgunlukla kapanan gözlerim tekrar açıldığında gün çoktan doğmuş hatta güneş tepeye çıkmıştı. Gözlerim refleks olarak şoför koltuğuna kaydı. Yalnız olduğumu fark ettiğim anda uykumdan sıyrıldım.
Camdan baktım ama görünmüyordu. Acaba parayı alıp beni ölüme mi terk etmişti? Ya da belki de beni deniyordu? Kaçıp kaçmayacağıma emin oluyordu.
Tuşun küçük yeşil ışığı yanıyordu. Arabanın kapıları kilitli değildi. Kesinlikle beni deniyordu.
İleride görünen derme çatma kulübe dışında etraf bomboştu. Kulübeden beni izlediğine emindim.
Sakin ol ve arabada kal. Kapıyı açtığım anda kaçmak istediğimi anlayarak beni vurabilirdi.
"Zor değil." Dedim kendi kendime. "Sadece oturacaksın." Kulübenin kapısı açıldığında içeriden çıktı. Kıyafetlerini değiştirmişti. Siyah gömleği ve aynı renk kumaş pantolonu ile suçlu gibi durmuyordu, suçlu olmak için fazla profesyonel bir yanı vardı. Yanındaki adamla konuşurken duruşu dikti.
Arabaya arkasını dönmüştü. Şimdi çıkarsam beni adamın önünde vuramazdı. Ya adam da ona yardım ediyorsa? Oflayarak baktım ikisine. Ben böyle şeyler düşünmezdim. Sadece yapardım. Eninde sonunda elinde ölecektim ve şimdi sahip olduğum tek şansı kullanmalıydım.
Kapıya arkamı dönerek arkada bağlanmış ellerimle kulbu kavradım ve kapıyı açtım. Gerisin geri düşerken ses çıkarmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Deli gibi acımıştı ama ses çıkarırsam sesimi duyacak kadar yakındaydı. Doğrulursam görüş açısına girebileceğim için önce dizlerimin üzerinde sonra da çömelir gibi durdum.
"Üstüne yirmi kağıt isterim, alacağın araba bunu beşe katlar." Yaşlı sesin kulübeden çıkan diğer adama ait olduğunu anladım. Her an soluğu kesilip bayılacakmış gibi nefes nefese konuşuyordu. Az önce gördüğüm koca göbekten olduğu beliydi.
Bizim iri kıyım tek yumrukta mevlasına kavuştururdu adamı ve hemen ardından bana ateş ederdi. Koşarken zikzak çizersem ıskalar. Aptalca planım elimdeki en mantıklı fikirken bana doğru yaklaşan ayak seslerini işittim. Onların adım sesleriyle kendikimi kapatmaya çalıştım ve geriye doğru adım attım.
Sesler arabanın önüne doğru giderken ben ters yöne gittim. Fark ettirmeden kulübenin arkasına kaçsam ya da fark etse bile sadece silahını almadan oraya varsam yeterdi. Sonra bir çitadan bile hızlı kaçabilirdim. Oldukca yorgundum ama kalbimi göğüs kafesimin içinde çırpındıran korkuya güveniyordum.
Eve tekrar bakmak için arkamı dönmek istedim. Aradaki mesafeyi ölçmek için başımı döndürdüğüm anda bir el ağzımı kapatarak beni kendisine çekti.
"Çizik yok iyiymiş." Yaşlı adam arabaya bakarken konuştu.
"Demiştim." Ağzımı kapatan elin sahibi ona yanıt verdiği anda yutkundum. Beni vuracaktı, sadece vurmakla kalmayacak önce acı çektirecek öldürücü darbeyi vurması için yalvartıcaktı.
"Elimi çekeceğim, bağırmaya çalışırsan..." Elinde bıçağı görüş açıma soktu. Dişlerini sıkarak konuştuğu hırıltılı sesinden belliydi. Adam duymasın diye kısık konuşuyordu. Bir şekilde elinden kurtulup kendimi satıcıya göstermem gerekiyordu.
Elini ağzımdan, bıçağı da boynumda çekti. Aldığım ilk nefeste düşündüğüm şey bağırmaktı. Tam ağzımı açacaktım ki elimdeki ipleri kesmeye başladığını fark ettim. Beni serbest mi bırakıyordu?
"Ayak uydur." Dedi beni yakamdan tutup kaldırırken. Arabanın arkasından çıktığımızda yaşlı adamın gözleri bize kaydı. Sorgularcasına kısılırken omzumda elini hissettim. Ben de aynı meraklı bakışlarla baktım yanımda gülümseyen azrailime.
"Neden burada olduğun belli oldu." Dedi adam nefessiz kahkahalarıyla.
Şimdi ayakta durunca kulübeye iliştirilmiş aptal tabelayı okuyabiliyordum. Araba tamiri yapan bir yer olduğu belliydi, arabayı değiştirip yola devam edecekti.
"Ben de diyorum senin gibi bir adam neden böyle bir yerden araba alır." Adamın gözleri üzerimizden çekilip son bir kez arabaya baktı. "Neyse ne para nakitse ne yaptığınız umurumda değil." Ne olduğu kafama yeni dank ederken adam eline sayılan nakit paraya iştahla bakıyordu. Bizi sevgili falan sanmış olmalıydı. Gay olduğumuz için normal yerlere gitmediğimizi. Parayla alakadar olduğu için ne kadar uyumsuz olduğumuzu göremiyordu. Dağılmış mavi saçlarım ve kat kat kıyafetim ile evsiz olduğum belliydi ama o baştan aşağı siyahlarla patronlara benziyordu.
Sözde sevgilimin eli omzumdan bir saniye bile ayrılmadı. Kaçacağıma emindi.
Adam parayla içeri girdiğinde omzumu tutan elin sıkılaştığını hissettim.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Öfke saçan gözleri üzerime dönmüştü.
"Zekisin, arabayı değiştirmek iyi bir fikirmiş." Dedim sorusunu geçiştirerek.
"Sorun çıkarıyorsun Doruk ve bunun bir bedeli var." Çenesini sıkarak konuştu. Masumca gülümseyerek bürünebileceğim en şirin halime büründüm. Tek umudum buydu.
Adam kapıyı açarak tamamen dışarı çıkmadan anahtarı fırlattı. Sözde sevgilim - aslında katilim- tek eliyle anahtarı yakaladı.
"Yürü." Dedi beni sırtımdan iterek. Arabanın önüne geldiğimizde yaşlı satıcıya son bir bakış attı. Adam çoktan içeri girmişti.
Kapıyı açarak binmem için bekledi. Kapıyı kapatıp kendi kapısına yöneldiği anda kapıyı tekrardan açtım ve koşmaya başladım. Bunun tek şansım olduğunu biliyordum. Bu bakışlar sağ çıkamayacağımı gösteriyordu.
"Dur!" Arkamdan bağırdığını duydum ama benden yapacağım son şeyi istiyordu. Sessizce bekleseydim de beni araba gibi böyle ıssız bir yerde terk ederdi. Kafamda bir kurşunla otobanda yatmak istemiyordum.
Kalbim deli gibi çarparken sözde zikzak planımı düşünemedim bile. Silahlı adamlardan kaçmak hayatımın özetiydi ama ondan o kadar çok korkuyordum ki. Kulağımda atan kalp atışım duyduğum son ses olabilirdi. Bu son nefes alışım olabilirdi.
Sert kavrayışını hissettiğimde kendimi tutamayarak çığlık atmaya başladım. Karşı koymaya ona vurmaya çalıştım ama darbelerim onu sarsmadı. Silahının arkasıyla kafama vurup sesimi kesti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehine - BxB
ActionYarın dönemeyeceğim çünkü şeytan, bir iblisini bana ayırdı. Uyarı!!! Madde kullanımı ve +18 unsurlar içermektedir. Yaşı küçük okuyucular için uygun değildir!!!