Odaya döndüğümüzde eşyaları hızla toplayarak başka bir yere yerleştik, Arslan çaldığı parayı harcamakta sıkı değildi. Bir saat geçmeden yeni araba bulmuş, bizi yeni bir motele yerleştirmişti bile.
Her şeyi hızla halledebilirken yapamadığı tek şey sinirini hızla geçirebilmekti. Hala öfkeli olduğu gözlerinden belliydi.
Tek kelimememde Arslan'ın dudaklarındaki mühürü kırabileceğimi biliyordum. Konuşma nedenim de bunu bilmemdi zaten.
"Görüntün kof değilmiş." Dedim çöktüğü koltuktan Arslan'ı izleyerek. Arslan diğer odaya da kurduğu gibi ne işe yaradığını bilmediğim elektronik aletleri kuruyordu. Yeşil gözler bir saniye için beni buldu ama bir şey demedi.
"Teşekkürler babacık." Gülüşümü saklama gereği bile duymadım. Adamların bunu ima etmesinden nefret etmişti ben de kullanacaktım.
Tekrardan beni bulan gözleri şimdi öfkesini tutamıyordu. Hızla doğruldu ve önüme geldi.
"Bana bir daha öyle seslenirsen..." Ayağa kalkarak bana üstten bakmasını engellemeye çalıştım ama boyum ondan kısa olduğu için bir işe yaramadı.
"Ne oldu rahatsız mı oldun?" Yeşil gözleri üzerimde dolanırken içinde yavaşça oluşmaya başlayan pırıltıyı izledim.
"Sen yaptın dimi?" Anlamıştı. Anlaması umurumda olmadığı için sadece gülümsedim.
"Ne istiyorsun Doruk? Yakalanmak mı?"
"İstediğim bu olsa arabaya koşmana izin verirdim." Onu ara sokağa sokarak kurtaran bendim. "Büyük konuşuyorsun ve ben arkasında durduğunu görmek istiyorum."
"Senin için birilerini dövmemi istiyorsun yani?" Birkaç kelime ile yapmaya çalıştığım şeyi özetledi. Bunları yaptırırken birçok düşüncem vardı ama özeti buydu işte.
"Ne oldu sahip, korktun mu? Bunu isteyen sendin. Sevgili kölen olmamı isteyen sendin ya da köpeğin mi diyeyim?" Elimi yukarı doğru kaldırarak köpeklerin yapacağı şekilde yalar gibi yaptım. "Şimdi köpeğini korumak zor mu geliyor? Beni besleyip koruyacağını söylemiştin."
"Sorun bu mu? Bana güçlü olduğunu mu göstermeye çalışıyorsun?" Arslan'ın hatası hareketlerimde mana aramaktı. Ben bile aramıyordum. Ona sinir olmuştum, uğraşsın istemiştim. Gösterdiği kadar sert mi? Sözünün arkasında mı? Göstersin istemiştim ya da sadece canım sıkılmıştı. Ne önemi vardı ki?
"Sana bir şey kanıtlamama gerek yok." Koltuğa geri çöktüm. Sözlerimin aksine kanıtlamak için yarım düzine adam dövdürmüştüm.
"Sana bir fırsat vereceğim, kendini kanıtlaman için." Dudakları kıvrılmadı ama ben ifadesinde aşağılayıcı bir ton okuyordum.
"Beni aşağılamaktan vazgeç." Dedim kendimi tutamayarak. Bunu yapıyordu, aptal göründüğüm için gülüyordu. Deli veya salak sandığı için yanında istiyor, köpeği gibi sözlerine uymamı bekliyordu ve bana dokunuşu bile bir köpek sever gibiydi. Bundan nefret ediyordum.
Ellerini ceplerine koyarak baktı bana ve; "Güzel, sonunda dilin çözülüyor." Dedi.
Ellerini oturduğum koltuğun yanlarına doğru koyarak üzerime doğru eğildi. Bunu, özellikle rahatsız etmek için kullanıyordu.
"Bunu söyleyebilirdin ama sen iki adamın altına yatacağın yolu tercih ettin." Aşağılayıcı gülüş sonunda yüzüne yerleşti ama ben onun aksine bundan rahatsız olmadım. Pezevenk olarak anılmaktan nefret eden oydu.
"Neden o kadar sinirlendin? Yerlerinde olamadığın için mi?" Yakınlığı aklıma beni etkisi alan rüyayı getirse de geri durmadım hatta aksine biraz öne doğru eğilerek aramızdaki mesafeyi azalttım.
Dudaklarının öfkeye boyalı kelimelerle hareketlenmesini bekledim ama dudakları hareket etmedi. Onların yerine gözleri dilimi gezdirdiğim dudaklarıma kaydı. Bunu beklemiyordum işte.
Gözlerinin dudaklarıma kayışı beni kandırmışken zehirli sözlerini zikretti ve ona neden Azrail dediğimi hatırlattı bana.
"Fahişelerle sevişmiyorum." Eli saçlarımı karıştırmak için havalandı. Bundan nefret ettiğimi anlamıştı. Parmakları saçıma değdiği anda yakaladım elini.
"Kendimi kanıtlamam için verdiğin şansı kullanıyorum." Yanımdaki masanın üzerinde duran vazoya uzandım ve hızlı bir hareketle kafasına fırlattım. Bu onu geriletti ama yere devrilmedi.
"Beni tanımıyorsun Arslan." Üzerine doğru atılarak sırtını yere yapıştırdım. Bu sefer ben üzerine eğildim.
Mavi saçlarım yanlardan dökülürken sırıtıyordum. Amacım onu dövmek değildi. Zaten istesem de yapamazdım. Bakışları öfkeyle sertleştiğinde hızla yerimizi değiştirdi. Karşı koyacak kadar güçlü değildim.
Yere getirdiği sırtım yerine yüzümdü. Kolumu bükerek sırtıma yapıştırdı ve bütün yükünü üzerime verdi. Altında nefessiz kalırken dudaklarımı birbirine bastırarak ses çıkarmamaya çalıştım.
"Seni hiçbir zaman kendimden aşağıda görmedim Doruk. Delinin teki olduğunu ve hiçbir sikten korkmadığını görüyorum. Sadece bana aptal değil de cesur olduğunu kanıtla ve başımıza başka bir bela açma." Kafasına yediği darbenin acısını kolumdan çıkarırken sertleşen sesi gülümsediği bütün anları unutturdu bana ama hızla değiştirdiği bütün duygularıma rağmen üzerimde hissettiğim elleri benim silmeye çalıştığım rüyayı iyice aklıma kazımaya çalışıyormuş gibiydi.
Korkunun bir çesit afrodizyak gibi olduğunu biliyordum. Korku azdırıyordu ve o, bunu bilerek yapmasa da üzerimde çok güzel kullanıyordu. Dokunduğunda yükseliyordum, elleri ayrıldığındaysa sinirli oluyordum.
Bilgisayarından gelen bipleme sesi ile hızla üzerimden kalktı ve oraya yöneldi. Ben doğrulmaya çalışırken acıyan kolum yüzünden küfürler ediyordum ama hiçbirine tepki vermedi.
"Kameranın açısından çık!" Az önce de sinirliydi ama şimdi sesinde telaş vardı. Ben sözlerine uyarken bilgisayarla ilgilenmeye koyuldu. Kamerayı düzeltti ve son bir defa bana baktı.
"Ne olursa olsun ben çağırmadan bu odaya gelme." Onu başımla onayladım. Garip endişesi yüzünden uyuyordum sözlerine. İlk defa kontrol elinde değilmiş gibi görünüyordu ve bu da beni korkutmuştu.
Kameraya dönüp bir tuşa bastı ve bütün ruh hali değişti. Yüzünde duyguya ait iz bile kalmadı.
Ben içerideki odaya yönelirken o karşısındaki kişiyle konuşmaya başladı. Bu konuşma Arslan'nın tıpkı görüntüsünün gösterdiği gibi olduğunu, basit bir soyguncudan fazlası olduğunu ve beni büyük bir belaya çektiğini gösteriyordu.
Rehine'nin eşi sayılacak kitaplar daddy diyecekleri karakterleri mükemmel göstermeye çalışmaktan diğer karakteri yazmayan yazarlar var. Hani o karakterleri tanımıyoruz bile. Neden sevildi? Ne düşünüyor? Hiçbir şey bilmiyoruz onlarla ilgili. Üzücü.
Neyseee siz şimdi burada birkaç soru cevaplayın. Mesela sizce kurgunun devamında neler olacak? Okumayı seviyor musunuz? Eski okuyucularımdan burada olan varsa kurgularım arasından favoriniz hangisi?
-Lisa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehine - BxB
ActionYarın dönemeyeceğim çünkü şeytan, bir iblisini bana ayırdı. Uyarı!!! Madde kullanımı ve +18 unsurlar içermektedir. Yaşı küçük okuyucular için uygun değildir!!!