Rehine - BxB

4

Uyarı!! Madde kullanımıyla ilgili sahneler bulunmaktadır. Yaşı küçük olan okuyucuların etkilenmemesi için okumamasını öneriyorum.

Beynim kelimenin tam anlamıyla zonkluyordu. Bayılıp ayılmaktan ve rahatsız yolculuktan dolayı bilincim iyice bulanmıştı.

Doğrulmaya çalıştım ama şimdi eskisinden bile daha beter bağlanmıştım. Ayaklarımda, ellerimde hatta bacaklarımda bile ipler vardı.

Ağzıma sıkıştırdığı şey yüzünden rahatça nefes alamıyordum bile. İnlemelerim ağzımdaki bez yüzünden benim kulağıma bile zar zor ulaştı.

İpler canımı yakıyordu ama artık uzanıyordum. Arabada değildik, gözlerimi tekrardan açtığımda bir motel oldasında olduğumuzu fark ettim. Ucuz görüntüsünden yan odada birilerinin bir fahişe ile seviştiği belli oluyordu.

Yatakta dönmeye çalıştım ama ipler beni engelledi.

"Uğraşma canını yakmaktan başka işe yaramaz." Artık duymaktan korkutuğum tok ses arkamdan geldi. Ne zamandır oradaydı bilmiyordum ama gözlerinin bende olduğu belliydi.

Seni de paranı da emirlerini de sikeyim! Bıraksan ikimizde rahat ederdik. Geri zekalı kas yığını. Ağzımdaki kumaş parçası sayesinde söylediklerim anlaşılmıyor ve içimde de kalmıyordu.

Elini uzatarak kumaşı çekti.

"Vızıldama düzgünce konuş." Dedi dalga geçer gibi. Sanki kendim istemiştim bu konumda olmayı.

"Yalvarırım bırak beni." Ağzım açılınca küfürlerim içime kaçtı.

"Adını bile bilmiyorum, yüzünü gördüm ama bankada bile kapatmamıştın. Hiçbir şey bilmiyorum." Ağlamak istiyordum. Bağlanmayı, anlımda silahı, kalbimde korkuyu hissetmekten yorulmuştum.

Yavaşça alınan soluğu işittim. Önce adım sesleri duyuldu sonra görüş açıma girdi ve üzerime doğru eğildi. Yeşil gözleri üzerimde gezerken kendimi çıplak hissettim. Bakışları görünüşünün aksine vahşiydi. Görüntüsü şimdiye kadar yaptıklarının yarısına bile tenezzül etmeyecek zengin birine benziyordu ama bu gözler acımadan katledebileceğini gösteriyordu.

"Sana uslu dur dedim. Uslu dursaydın, bu dediklerini düşünebilirdim. Şimdi sana nasıl güveneceğim?

Sorunsuz olan her şeyde uyuyordun. Şimdi çıkmış sorun çıkarmam diyorsun." Parmağı gözüme girmekte olan saç tutamına gitti ve onu geriye doğru itti. "Sana ceza vermem gerektiğini biliyorsun dimi? Bir daha bunu yapmaman için cezaya ihtiyacın var." Yüz ifademi görünce gülümsedi. Kocaman açtığım gözlerimle dehşete düşmüş gibi göründüğümden emindim çünkü ceza olarak ayağımı keseceğini düşünüyordum.

"Ölmeden önce son isteğimi sorman lazım." Kolları bedenime sarılırken korkuyla çığlık atmamak için zor tutuyordum kendimi.

"O hakkını kaybettin." Dedi beni kavrayarak. Bir çuval taşır gibi sırtına attı. İpler yüzünden karşı koyamıyordum.

"İdam edilen mahkumların bile son isteği vardır, lütfen." İçeri giderek bedenimi duşa kabinin içindeki küvete bıraktı. Kan çıkmasın diye burada kesecek beni.

"Söyle." Dedi tekrardan üzerime doğru eğilerek. Dizlerimdeki ipleri çözerken ayağım yerine elimi kesmesini istemeyi düşünüyordum. Yürüyememek daha kötüydü.

"Ölmeden önce adını öğreneyim bari." Garip bir istekti ama şimdi ne istesem yapmayacaktı. En azından ölmeden önce onunla ilgili bilgi öğrenebilirdim. Kurtulursam onun bu işten paçayı sıyırmasını engellerdim. Ayrıca sinir bozucu bir isme sahip olması için sevgili tanrıma yalvardım. Ebubekirsıddık ismiyle dalga geçebilirdim. Son eğlencemi elimden almasını istemiyordum.