"Sen neden yemiyorsun?" Dedim ağzıma yumurta tıkarken.
Kimsenin bizi umursamayacağı, yol üstünde olan döküntü yerlerden birine gelmiştik. Yüzünü açıkça gösterek yaptığı soygun yüzünden aranıyor olmalıydı ve sadece böyle yerler kişiye değil paraya bakardı.
Yediğim şeylerin deposunun farelerle dolu olduğuna o kadar emindim ki ama aynı anda umurumda değildi. Sürekli uyumaktan yaklaşık iki gündür tek lokma yememiştim. Normalde yemek yiyecek zamanım ya da param olmazdı ama şimdi o ödüyordu ve zamandan bol hiçbir şey yoktu.
"Aç değilim." Dedi Arslan ama yalan söylediği belliydi. Önce yerden iğrendiğini düşünerek umurdamadım ama sonra her şeyin yalan olduğunu ve beni zehirlemeye çalıştığını düşündüm. Ağzım açılırken içindeki ekmek düştü ve gözlerim nefretle kısıldı.
"Zehir koymadım." Dedi Arslan kahkaha atarak. Aptalca tepkilerime hem şaşırıyor hem de çok eğleniyordu.
Çatalımı parmak gibi kullanarak onu işaret ettim ve; "İnanmıyorum." Dedim. Çatal geri giderek tabakta bir parçaya battı ve ona doğru uzattım. Gülüşü anında yok oldu ve gözleri içine çeken vahşi bakışını geri getirdi.
Rahatsız olduğunu anlamak için zeki olmaya gerek yoktu. Sorun yemek değil tavrımdı onu anlamıştım ama öldürecek gibi bakmasına gerek yoktu.
"Bakışlarınla ölmüyorum." Dedim çatalı geri çekerek. Önüme dönerken gülmese bunu yapmayacağımı fark ettim. Tepkime güldüğü için devamını getirmistim. Onu eğlendirmeyi mi çalışıyordum?
"Neyse, ne yapacağım? Onlardan bahset." Ben sürekli konuşurken o uzattığım çataldan beri değişmeyen bakışları ile beni inceliyordu ya da aklında tartıyordu. Her ne yapıyorsa gözleri durmadan üzerimde dolandı ve konuşması zaman aldı. O susarken ben yine susamadım.
"Ne düşünüyorsan yapabilirim." Gerçekten büyük konuşuyordum ve sorusunun cevabının aptal olduğunu bir daha kanıtlamış oluyordum.
Sözlerine dikkat ettiğimi fark ettim. Sözlerine, gülmesine, bakışlarına, ne yiyip ne yemediğine dikkat ediyordum. Hayatım boyunca birini bile bir başkasına yapmamıştım.
Aptalca bir rüya beni etkiliyordu. Bir çok kadını arzulamıştım ve istediğimi almadan durmadığımı biliyordum ama bu bir oyun değildi. Bunu, ona yapamazdım. Gözlerimi tabaktan ayırarak kaçamak bakışlarla baktım ona. Hafifçe yana eğdiği başıyla daha da derine, düşüncelerime bakıyormuş gibi duruyordu. Gözleri rahatsız ediyordu, mafya babalarının gözlerine bakmıştım ben. Şimdi basit bir hırsız beni rahatsız etmemeliydi.
"Ne yaptım?" Dedim sonunda bıkarak. Bana bakmayı kesmesini istiyordum. Aslında demek istediğim bana ne yaptındı ama bunu dillendirmedim. O bir şey yapmamıştı. Yarına unutacağım aptal bir rüyaydı her şeyin nedeni.
"Hiçbir şey..." Öne doğru eğilerek masaya yaslandı. Bilerek yapıyordu, buna emindim. "Sadece silahlardan, hırsızlıktan ve söylemine göre bir ton boktan korkmuyorsun, yaparım diyorsun ama gözlerini kaldırıp bana bakamıyorsun bile.
Sana nasıl güveneceğimi düşünüyorum. Karşındakiler bakmaktan daha sertini yapacak." Ondan daha sertlerini parmağımda oynattığımı bilmiyordu. Haklıydı ona karşı korkak biri olmuştum. Bağımlı bir korkak...
"Yapamayacağımı düşünüyorsan bırak gideyim." Dedim kuyruğumu dik tutmaya çalışarak.
"Öyle bir seçeneğin yok." Üzülmüş gibi dudaklarını büktü. Taklidi sinir bozucuydu. O da bunu bilerek gülümsedi. Beyaz dişleri ortaya çıkarken yüzü daha çekici bir hal aldı. Sırf bunun için bile ona yumruk atabilirdim.
"Umarım oyuncu değilsindir. Hiç başarılı değilsin." Yalan söylüyordum. Yüzünden düşüncelerine dair bir sik anlayamıyordum. İyi bir oyuncuydu ama o benim işime ve cesaretime bok atıyordu ben de ona atabilirdim.
Sözlerimi umursamayarak; "Teslimat yapacaksın." Dedi tekrar geriye yaslanarak.
"Ne teslim edeceğim?"
"Bunu bilmene gerek yok." Daha tekinsiz görünse ne teslim ettiğimi umursamazdım. Öyle olsa uyuşturucu, silah ya da yasa dışı bir şeyler olurdu ama ona bakınca devlet sırlarının yazılı olduğu bir kağıdı Escobar'a teslim edecekmişim gibi bir hisse kapılıyordum.
"Ben geliyorum." Ayağa kalktı. "Sen yemek ye." Yanımda geçerken sözlerine eş olarak elini saçıma atarak köpek sever gibi karıştırdı. Dehşete düşmüş bir şekilde baktım ona. Gerçekten köpeği olduğumu düşünüyordu. İfademe karşı göz kırptı ve arkasına bakmadan dışarı çıktı.
Bölüm atmam gerektiğini unutmuşum diğer kurguları yazıyordum. Son anda hatırlayıp geldim birazcık kısa olmuş olabilir ama bu, bugün ikinci bölüm affediverin :)
Ayrıca 1k olmuşuz teşekkür ederimmm.
-Lisa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehine - BxB
ActionYarın dönemeyeceğim çünkü şeytan, bir iblisini bana ayırdı. Uyarı!!! Madde kullanımı ve +18 unsurlar içermektedir. Yaşı küçük okuyucular için uygun değildir!!!