BİPOLAR NEDİR?
Bu kitapla karşılaşanın zaten bipoların duygu durum bozukluğu olduğunu bildiğini ve resmi, içi bayağı bir "genel" olan tanımlarını ezberleyip gelen biri olduğunu varsaysam da çoğunluğa uymayı sevmeyen adaletim azınlığın da sesinin duyulması gerektiğine karar verdi ve Bipolar bozukluğun genel tanımını yaptım;
Bi'polar Nedir?Atakları ve ataklar arası geçişleri?
Şimdi gelelim benim özel tanımıma;
Bu zamana kadar aynı olayı yaşadığım herkesten verdiğim farklı tepkilerin nedeni olan, ben bunla niye arkadaş olmuşuma getirene kadar, ben bunu niye aldım, bunu niye sattım dedirtip fizik sorularındaki asansörlerdeki gibi sizi bir zirveye bir zemin kata en kötüsü de soruyu yanlış çözdüğünüzde asansörün tüm halatlarının kopması ile birlikte en dibe sallayıp enkazdan sağlam çıkmanızı bekleyip psikolojik rahatsızlık olduğu için a buram acıyor diye gösterilmediğinden buna uzaktan yakından sahip olmayan insanların bir türlü sizi anlayamadığı bir hastalıktır.
Depresyon:Asansörün çalıştığı yer ve zaman
Mani:Asansörün yukarı çıkma zamanı ve çıktığı yer
Hipomani:Hafif manidir.
Karma:Mâni ve depresyonu birlikte yaşar.Aslında yaşayanın bu ben değilimdir ya diyip de yaşamayan kişinin "Anaa bu kesin benim bak ya benim de ruh gidiş gelişlerim var ya offf kesin benim ya " demesidir.Arkadaşlar bakın,bu ikizler burcunun git gelleri gibi bişi değill!!!Zaten günümüz en acı haberlerin bile düşük seviyeli mizaha dönüştürüldüğü dünyamızda maalessef ve maalesef zaten iç dünyanızda git-gel leriniz olsun yanı lütfen,bi'zahmet.Zaten bu durumlara tepki vermemeniz saçma sapan biri olduğunuzu gösterir di mi?Zaten tepkisizlik değil mi bu milleti,bu toplumu ve bu dünyayı ,dünyamızı bitiren şey...Şu an gerek teknoloji çağımızın olsun gerekse artık bü ahir zamanın sonlarına gelmemiz olsun zaten hızlandırılmış bir zaman dilimine geldik,yani artık bazı şyler oldu bittiye geliyo farkında mısınız?Mesela bir çocuğun doğumu gibi...Anlık bi mutluluk sonra onu nası yetiştiriceğim telaşı sarıyo benliği ,tabi sözüm bilinçli ailelere yani herkes üstüne alınmasın.Neyse...Ölmeden önce yaşadığımız şeyleri beynimiz gözümüzün önüne bir getiriyomuş ya hani,muhtemelen deölüm döşeğinde olan dünyanın film şeridinin içinde takılı kaldık biz.Farkında mısınız?Garip bir kısır döngü içinde girdik,sürekli aynı şeyler yaşanıyo...Durun durun yani şunu demek istedim ben,tarih tekerrür ediyo farkında mısınız?Bence öyle yani,geçmişte yaşanılan şeyleri tekrar tekrar günümüz versiyonuyla yaşıyoruz.Böyle sanki çok bölümlü dizilerde artık içerik üretemeyen senaristlerin hadi baştaki bölümlerin aynısını şimdiki kadroya yaşatalım demişler gibi ....Ahhahahshs,ayyy ne bilim eğer öyleyse de ben sıkıldım yani zaten öyle dizileri de izlemem ki!İşte bu anda devreye Tanrının bize joker hakkı olarak verdiği hayal gücü giriyo...Tam oyun biterken bi anda biri Jokerr diye bağırı ya ve kartlar yeniden dağıtılır işte bu hissi veriyo bana hayal gücü.En sıkıcı günümün ardından odama çekilirim,ışıklarımı kapatırım,perdelerimi açarım ve ay ışığının odamda gezinmesini usul usul seyrderim uzaktan.O gün kavga ettiğim kişiyi alırım odama,ona bi çay ikram ederim ve bana söylediği şeylerin nedenini küçükken üvey annesi yüzünden zamanla olan suskunluğunun ergenlikte volkan gibi taşması olduğunu anlatır kirpiklerinde yağmur yağdırarak.Sonraki misafirim ise suskunluğumdan fayda sağlayıp sevdiklerimin yanında beni aşağılayan kişiye gelir.Kalbimin kırıklığı ortaya çıkar bi anda,onunla kavga etmeye başlar ,ben bile şaşırım söylediği sözler karşısında afallar dururum bi an ,nerden öğrenmiş böyle cümleler kurmayı derim içimden ,beynim onu destekler vücudum da onaylamaya başlar bi hakem gibi kenardan hareketler yapmaya başlarım ona.Devam et,işte bu evlat, eveeet!Kalp kırıklarıyla ,göz yaşlarıyl,bağırış çağırışlarla dolu olur ring.Etraf savaş haline bürünmeye başlar,o toz ve dumanın arasından ben çıkarım ,yüzümde en büyük zaferini kazanmış komutanın o keskin ifadesi yerleşmiş.Sonra arkama dönerim yerde uzanmış o kişiyi görürüm,ne kadar da zavallı görünüyor şimdi sabahki halinden de hiç eser kalmamış.Bu sefer de ben kedi olurum,bakışlarım yumuşar ona karşı.Geriye dönerim elimi uzatırım usulca ,kafası karışık bi şekilde tutar elimi sanki bi anda bırakacakmışım hissi dolar içime .Ayağa kalkarken bile tedirginlik vardır dizlerinde.Göz göze geliriz ,sarılırım aniden sanki düşünürsem yapmayacakmışım hissini bastırırcasına sıkıca sarılırım.Ayrılınca minnettar doludur gözleri az önceki güvensizlik ve eminsizlik duygularını öldürmüştü sanki.Alkışalar yükselir sonra yüreğimden "Aferin kızım ,aferin sana!Yine affettin ,sana da bu yakışırdı!"...
Sahi gerçekten de bana da bu mu yakışırdı???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(+18)Kendi Ağzından "Bi'Bipoların Hikayesi"
Non-FictionBen bu hikayeye noktayı koyana kadar bana eşlik edenlerle birlikte iç dünyamda son bir gezintiye çıkıcaz...