biliyorum bu bölümü çok beklediniz o yüzden çok üzgünüm ama dün ailevi sorunlar nedeniyle atamadım beni anlayın...
"Ölüm her zaman huzurun bir başlangıcıdır. Ölen kurtulur ama, kalan arkasından her an her saniye acı ve hüsranla yok olur!"
Yine güneşin yüzüme vurmasıyla huzursuzca yerimden kıpırdandım. Gözlerimi yavaş yavaş aralayarak, odanın tavanını bir süre yorgunca izleyerek, neden herzaman aynı rüyaları gördüğümü düşündüm. hep aynı rüya...bağırışlar, çığlıklar, adımı haykırışları,artık bazen delirdiğimi bile düşündüğüm oluyordu. Gittikçe bu rüyalardan korkmaya başlıyordum. ne olursa olsun hergün gördüğüm bu rüyaları bugün anne ve babama söyleyecektim. şimdiye kadar delirmemiştim, ama bu gidişle yakında deli olacağım aşikardı...
Karnımın feci bir şekilde guruldamasıyla, hızla yataktan kalktım. kendi odamda bulunan banyoya girerek, rutin işlerimi bitirdim.işlerim bittince, merdivenlerden aşağıya inerek mutfağa girdim. Evde kimsenin olmayışı benim kaşlarımı çatmama sebep olurken, bu saatte evde olmadıkları beni şaşırtmıştı. genellikle bu saatte evde bulunurlardı, hem bugünde hafta sonuydu bu işte bir tuhaflık hissetmiştim nedense...
İçime giren bu kuruntulardan dolayı telefonu elime alarak, annem ve babamı aramaya başladım. Nedensizce kalbime bir ağrı girmiş ellerim ve ayaklarım bir anda kendisinden bağımsız bir şekilde titremeye başlamıştı.
Sonunda babamın telefonun açılmasıyla kızgın bir ses tonunda, " baba nerdesiniz siz Allah aşkına ? sizi göremeyince aklım yerinden çıktı."
Diğer taraftan gelen kadın sesiyle kaşlarımı olabildiğince çattım."siz kimsiniz babamın telefonunun sizde ne işi var"
Diğer taraftaki kadın üzgün bir sesle, " merhabalar bayan, ben özel barnet hastanesinden doktor Alex Allen. ne yazıkki akşam gece vakti anne ve babanız bir kaza sonucu yaşamlarını yitirdiler. buraya gelerek cenaze işlemlerini yapın lütfen. başınız sağolsun."
Kadının bu dediğiyle bir an gözüm kararmaya başladı, elimdeki telefon elimden kayarak yere düştü, yanımdaki masaya tutunarak yere çökerek hıçkırıklarla birlikte bağırmaya başladım.
delirmiş gibiydim. kalbime on binlerce ok saplanmış bir şekilde çıkmayı bilmiyorlardı avazım çıktığı kadar "yalan söylüyorsunuz? bu olamaz, annem babam ölemez benim bırakıp gidemezler! anne baba nerdesiniz cevap verin.Allah kahretsin şaka yaptım diyin bana neolur beni bırakmayın!" Sesim sonlara doğru bağırmaktan kısılmıştı.
Öylece yerde oturmuş bir şekilde yere bakıyordum gözlerimden durmak bilmeyen gözyaşlarım gözlerimden firar ediyordu. Hastaneye gidecek miydim bilmiyordum.
Korkuyordum. gerçek olmasından çok korkuyordum beni bıraktıklarına inanmak istemiyordum. Dilim lâl olmuş gibi, ses çıkarmıyordum daha olayın şokundan çıkamaıştım bile.böyle kaç saat durdum bilmiyordum ama,artık yerde oturmaktan ayaklarımı hissedemez olmuştum. Dudaklarımıdan acısını çıkarmak istemişcesine,dudağımı ısırarak ellerimle yüzümü ovdum. Sonunda ayağa kalkarak bütün cesaretimi topladım. biraz para alarak evden çıktım. durağa gelerek, taksi beklemeye başladım. taksinin gelmesiyle, taksiye binerek başımı cama dayadım içimden inşallah bu onlar olmasın demeyide sürdürdüm. onların ölümünü görecek cesareti hiç kendine bulmuyordum.
Sonunda taksi özel barnet hastanesinin önünde durunca, taksiden inerek,bir süre hastanenin önünde heykel gibi durdum içeriye girecek cesareti bulamıyordum kendimde...
İnsanların bana bakmasıyla bakışlardan kurtulmak için hastaneye girdim. her adımında nefesim kesiliyor, kalbimde derince bir çukur açılıyordu. Hasta danışmancı olan kadının yanına gelerek kurumuş olan boğazımla zorlukla konuşmaya başladım "Thomas ve Dayanna parker hangi katta" hasta danışmancı kadın yolu söyleyince vakit kaybetmeden koşarak en zemin kata inemeye başladım...
Önümde durduğum morg kapısıyla yerine çivilendim. Ne içeri girebiliyor, nede uzaklaşabiliyordum donup kalmış gibiydim. içimde küle dönmüş bir kalp sanki kalmıştı. kaybettiklerim kişilerin külü idi bu...
Derin nefesler alip vererek morg kapısından içeri girdim önümde sedye üstünde iki tane üzeri örtülmüş kişi vardı onlara yaklaştım elimi beyaz çarşafın üzerine gidince, bir anda gözlerim doldu elim havada kala kalmıştı ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Kendime gelemye çalışarak çarşafı yavaşça çektim.
Annemin o güzel yüzünün bembeyaz olduğunu görmemle, çığlıklar atarak feyatlar etmeye başladım.
Başımı cansız bedeninin üzerine koyarak "anne ne olur uyan! anne benim öksüz bırakma, ben ne yaparım sisiz nasıl yaşayacağım kalk haydi anne kalk" diyerek sarsmaya başladım. Delirmiş gibi bu seferde, babamın cansız bedenini sarsamaya başladım."uyanın artık lanet olsun uyanın ne olursun" Doktorlar beni duymuş olmalı ki,bir anda koşarak yanıma gelip bana sakinlestirici yaptılar. sonrası koskoca bir dipsiz kuytu...
BİR HAFTA SONRASI :
Annemle babamın ölümünden bir hafta geçmesine rağemen, sanki o anları bugün yaşıyor gibiydim. acım hiç dinmek bilmiyordu. Yatağımdan kalkarak annem ve babamın odasına doğru yürüdüm. odalarına girmemle kalbimi bir sancı kapladı, gözlerim kendiliğinden doldu, içimde tarif edemediğim bir özlem meydana geldi. İlk kez bu odaya girişimdi hiç cesaret edememiştim bu odaya girmeye...
Şimdi ise nedensizce bu odaya giresim gelmişti yataklarına uzanarak, yastıklarını nefessiz kalana kadar kadar kokularını ciğerlerime çektim...Yataktan kalkarak,bu odada daha fazla dayanamadığım için ayrılacakken,bir anda makyaj aynasının önümdeki not dikkatimi çekti. Tereddütle aynaya yaklaşarak, notu elime aldım. Kaşlarımı çatarak notu açıp okumaya başladım
Güzel kızımız Alice...
Öncelikle bilmeni isteriz ki seni canımızdan çok seviyoruz. Ama bilmediğin bir çok şey var ve biz bunu senden saklamak zorunda kaldık güzel kızım. Bizi bağışla lütfen. sen sandığın gibi biri değilsin ve bu gerçekleri bilmek senin en doğal hakkın. Aynanın önünde bulunan siyah kutunun içinde bir düğme var ona bastığın zaman tüm gerçekleri öğreneceksin güzel kızım seni seviyoruz...Thomas ve Dayanna
Parker.Kaşlarımı çatmış bir şekilde notu yerine bırakarak, siyah küçük olan kutuyu alarak açtım. Kalbim her nekadar yap desede beynim yapma diyordu,beynimle kalbimin arasında gidip geliyordum sonunda kalbimin dediğini dinleyerek düğmeye bastım. Basmamla birlikte, biranda yer kaymaya ortam değişmeye başladı ne olduğunu anlamadan kendimi simsiyah ve çok sıcak bir yerde buldum heryer yanıyordu ve benim üzerimdekiler evde giydiğim kıyafetler değildi. Bir anda aklıma dank eden şeyle korkuyla gözlerimi sonuna kadar açtım ama bu nasıl olurdu ama burası cehennemin ta kendisiydi...
Önemli bir not✍️
Öncellikle merhaba arkadaşlar benden bölüm bekldiğiniz için bölümü yayınlamak istedim fakat şöyle birşey var ki noktalama olsun duygu barındırma olsun biraz yanlış yapmış olabilirim o yüzden düzelteceğim bu konuda olaylara hemen ilk bölümden sürüklememin nedeni aklımda hikayeyle ilgi daha fazla bir olay o yüzden birinci bölümü yazdım. Beni anlayacağınızı umuyor iyi günler diliyorum sizleri kitabımda görmek beni mutlu etti💖...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ḦÄĎỆṨÏ̇Ń ḲÏẒÏ /WATTY 2020-21 -ARA VERİLDİ-
AcciónÖncelikle kitap yazıldıktan sonra düzenlenecektir. Kitabı yazarken yaptığım hatalardan dolayı affolla... mutlu bir hayatım vardı beni seven arkadaşlarım her daim sevgisiyle, huzuruyla bir ailem ve tabiki hayatta atığım zaferlerim.hep inanırdım derdi...