Medya: Ali İmrân Çetinkaya ve Alex
Ali İmrân
Doruk beni eve bırakmıştı. Zeyna'yı veterinerden almıştık ona gel dediğimde 'Kızım daha yeni iyileşti senin oğlunla başa çıkamaz' diyerek kendi evine gitmişti Doruk'tu işte her şeyi şakaya alırdı ama ciddi olursa ben bile tanıyamazdım onu
Alex aşağıdaydı dışarıya çıkmak için büyük ihtimalle beni bekliyordu saat 17:58 di, onu hayvan parkına getirebilirdim Aralık ayının kasveti dışarıyı sarmıştı zaten karda yağıyordu ama Alex'in böyle bir derdi yoktu tüyleri yeterdi. Üzerime montumu giyinip kırmızı beremi takarak aşağıya indim kapının yanında beni görünce havlamaya başladı yanına gidip " Ne oldu dışarıya çıkacağımız için şımardın bakıyorum da" dedim dalga geçerek vestiyere onun tasmasını almaya giderken "Zeyna bugün veterinerden çıkmış olum geleceklerdi ama Doruk amcan 'kızım daha yeni iyileşti oğlunla başa çıkamaz' dedi. Söyle bakalım senin Zeyna ile derdin ne?" Diye yine ona sordum. Bir şey demeyip kafasını öne eğmişti ne yani utanmış mıydı? Alex eğitimli köpekti tasmasını takarken "Yoksa Zeyna'yı mı sevdin sen?" Diye sorunca havlayıp kolumu ısırmıştı yine, bunu sinirlenince yapıyordu
Bir şey demeyip tasmasından tutarak dışarıya çıkarttım, beraber yürüyorduk.
Doruk
Aliş’i bıraktıktan sonra yola devam ettim ona Aliş dediğimi duysaydı beni keserdi hayır yani ne vardı Aliş işte azıcık modern ol kardeşim aaa hep bir geri kafalılık anlamıyorum ki
Arka koltukta Zeyna'ya baktığım da uyuyordu ah kızım nasılda yorgun düşmüştü 1 aydır veterinerde kalıyordu zaten. Yolda giderken kenardaki küçük sahafcıyı gördüm aradığım kitabı bulabilirdim burada aslında aradığım kitap her yerde vardı ama ilk baskı arıyordum. Arabayı kenara çekip Zeyna'ya baktım uyuyordu ceketimi alıp aşağıya indim yağmur kar karışık yağıyordu ama bu hava mükemmel di
"Selamın Aleyküm amca" dedim içeriye girince amca bana bakarak "Ve Aleyküm Selam oğlum buyur" dedi "Amca ben bir kitap arıyorum aslında her yerde var ama ben ilk baskıyı arıyorum" dedim bir çırpıda amca elini omzuma koyup "Her yerde olsaydı buraya gelmezdin oğlum hangi kitabı aradığını bilmiyorum ama aradığın kitap buradaysa raflardadır buyur ara ama ararken unutma o rafta sadece kitabı değil umudunu da arıyorsun" demişti neden böyle demişti ki raflara doğru gitmeye başladım
"Evet bakalım neredesin prenses seni bulabilirim bence" deyip aramaya başladım benden başka 1 kız vardı içerde rafları aramaya başlamıştım tabi ki kitapları çok seviyordum hatta bana göre onlar benim kız arkadaşımdı yani her şeyimdi çok sevdiğim kitapların birinci baskısını arayıp bulurdum bence bunların para ile satılması saçma iken kimisi eski deyip atıyordu bana göre salaklıktı.
Nerdeyse sahafçının yarısını gezmiştim ama hala bulamamıştım ortadaki rafa gelmiştim ama umudumda tükenmek üzereydi rafın diğer tarafında da birisi vardı az daha ilerleyince işte orda gördüm onu biriciğim orda duruyordu "Buldum seni" dedi rafın diğer tarafındaki kız demek ki oda aradığını bulmuştu. Kitabı tutup kendime doğru çektiğimde karşı taraftan da kitap çekildi hadi ama bu çok ironi olurdu. Ben tam bir şey diyecekken kız "Beyefendi bırakır mısınız?" Diye sormuştu. Ben. Ben nerdeyse 4 aydır aradığım kitabı bulmuşken bırakacaktım. Bir çok erkek şuan centilmenlik yapabilirdi ama ben Doruk Akbaş bu konuda çok cimriydim "Hanfendi asıl siz bırakırsanız ben zaten alacağım" kız rafta bana bakarak "O kitap zaten benim beyefendi" deyince "Allah Allah sizinse rafta ne işi var o zaman hanfendi" dedim zorla kitaba sahip çıkacaktı "Ya bıraksana kitabımı yırtacaksın" diye sesini yükselterek kibarlığını bir kenara bırakmıştı "Bak diyorsun bırak yaa yırtacaksın kitabımı" dedim onun gibi "Ya o benim ki-" sözü kesilmişti sahafçı amca gelmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜRLÜĞÜN RENGİ
Mystery / Thriller'Ağlamak' kulağa nasıl geliyor? Zayıflık, acizlik, bir adım daha atsan içinde kalanların yerlere tane tane dökülmesi ya da acının somut yansıması.. Bence hiçbiri değil. Zümrüdüanka misali yandıktan sonra yeniden küllerinden doğmaktır ağlamak. Her...