Üniversiteyi İstanbulda kazanan Berfin için hayatı birden değişir. Abisinin evine yerleşen aşiret kızı abisinin en yakın arkadaşına aşık olarak hayatının dönüm noktasını yaşar. Ama Berfin sevdiği çocuğun piskopat bir mafya olduğunu bilmez...
Bu aşkı...
Sonunda evimize gelmiştik. Tam arabadan inmek için hamle yaptığım anda Yiğit kolumu tuttu. Hazal'la göz göze geldik. Kafamı yavaşça git der gibi yana doğru eydim. Sonra Yiğite döndüm. Sadece birbirimize bakıyorduk. Onun konuşmaya niyeti yoktu. Benimde arabadan inmeye. "Konuşucakmısın artık?" "Şey yok yani konuşucak birşey yok." Böyle şeyler saçmaladı. "Peki niye durmam için ko-" Sözümü kesti ve dudaklarıma yapıştı. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Gözlerim kocaman olmuştu. Sonra alnını alnıma yapıştırdı... Yiğit en son tamamiyle beni bıraktı. Ben ise utancımdan hiç birşey diyemedim. Hemen arabadan indim. Yiğit ben eve girene kadar kapîda bekledi. Sonrada gitti. Ben içeri girdiğimde Hazal kapının önünde bekliyordu. "Kızım ne oldu! Ne dedi!" Ben ise elim dudağımın üstünde ona boş boş bakıyordum. Bir an çığlık attı. "Yiğit seni öptümü?" Ona cevap bile vermeden yukarı çıktım. Odama gittim ve kapıyı kitledim. Yiğit'in parfüm kokusu kıyafetlerime sinmişti. Böyle bir parfüm yoktu. Çok güzel kokuyordu. Sonra kendimi toparladım. Banyoya gidip güzel bir duş aldım. O yumuşacık olan pijamalarımı giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Daha abim gelmemişti. Hazal'da pijamalarını giymişti. Biz o pijamaları birlikte almıştık. O mavi bense pembesinden almıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağıya indiğimde yanıma geldi. Acınası gözlerle bana bakıyordu. "Canım kötü birşey mi oldu?" "Yiğit beni öptü." "Onu anladım. Peki ne hissediyorsun." "Bilmiyorum ama çok korkuyorum. "Abindenmi?" Gözlerimden yaş kendi kendine süzülüyordu. "Evet abim öğrenirse Yiğit'i yaşatmaz. Onunla asla birdaha konuşmaz. Abimi çok iyi tanıyorum." Abim avukatta olsa asla böyle şeylere izin vermez. Yani asla onaylamaz bide en yakın arkadaşıyla hiç olmaz. Ona ihanet etmiş gibi görür. Abim Yiğit'e çok güveniyor demekki. Beni ve Hazal'ı ona emanet ettiğine göre. Ama abim Yiğiti öğrenirse çok kötü şeyler olur. Nede olsa Ferhat Ağa'nın torunu... "Konuşmak istermisin?" Ben ise hayır dercesine kafamı salladım. Aradan 20 dakika sonra abim geldi. Ben hemen neşeli Berfin ayaklarına girdim. Hazal'da hemen kendini toparladı. Abim bize baktı. Sonra hemen yukarı çıktı. Çok sinirli görünüyordu. Bir an tüm vücudum dondu. Ellerim titremeye başladı. Acaba gördü mü yada öğrendimi. Of bayılacak gibiydim. Bir an yukardan kırılan camın sesi geldi. Hazal hemen yukarı koştu. Abimin odasına gittim. Sonra bir güç buldum ve bende yukarı çıktım. Ama hala korkuyordum. Ağlama sesleri geliyordu. Abim Hazal'a sarılmış hüngür hüngür ağlıyordu. Bir anlığına dünay sanki durmuştu. Sadece ağzımdan şu kelimeler döküldü. "Ne oldu?" Ama kimse birşey söylemiyordu. Çünkü ikiside deliler gibi ağlıyordu. İyiden iye korkmaya başladım. Sesimi yükselterek, "Biriniz birşey söylesin. Ne oldu?" Hazal yavaşça ayağa kalktı. Yanıma doğru geldi. Ama hala sesiz sesiz ağlıyordu. "Berfin de...dem." "Söylesene Hazal dedeme ne olmuş." "Vurulmuş. Dedem vurulmuş." "Peki durumu." Dedim titreyen bir sesle. "Durumu ağarmış." Elim ayağım titriyordu. Yüzüm bem beyaz olmuştu. Tüm herşey etrafımda dönüyordu. Bir an dedemin yüzü gözümün önüne geldi. Ve ben yere düştüm. O an sadece başımın üstündeki Hazal'ı ve bağıran abimi gördüm. Sonrada gözlerim kendi kendine kapandı...
