8.BÖLÜM: ACIMASIZ EFSANE

106 36 36
                                    

Selamlar,

Sizleri beklettiğim için lütfen kusura bakmayın 🍂

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım 🍁

İyi okumalar

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Su Damlası,

Bölüm 8,

Acımasız Efsane

"Atan kalp, çakan şimşekten daha tehlikelidir."

Sessiz bir gecede yaşayacaklarına sadece gökyüzü şahit olacak. Sen kendini sıradan bir akşam da sanıyorsan siyah seni bekliyor olacak. Göklerde ki acı artık yerin dibine batmaya başladı. Sen sadece sonunun yazılmasını beklemeyeceksin.

Hera...

Ana tanrıçanın kızı.

O gözlerin senin için ızdırap ile kavrulacak.

Sandığın kadar masum değil. Kurtarın geceyi senin sorumluluğundan.

Yine bekliyor sonu yazılmayan hikaye. Anlatılacak ağıtlarla dolu bir efsane.

Ama sen gülümse. Dinleme lanetlerin sesini.

Kulakların çınlasın.

Uğultuları dinle.

Ağıtlara bak.

Gözlerini açtığında diğerleri orada olmayacak.

Belki de ufak bir kabustur.

Uzat elini, yakala lanetleri.

Yak ateşlerini...

Isıt sevdiklerini.

"Hep beraber sonu yazılacak hikayeye acıma vakti..."

--

Sorumluluk senin için bir gerekçe mi? İşte asıl sorumluluk şimdi başlıyor.

Güneş kendini zorlukla gösterirken hala yalnızdım. Gece uyumaya çalışmış ama başarılı olamamıştım. Gökçe gittikten sonra geri dönmemişti. Diğerlerinin bazen sesleri geliyordu ama çıkıp bakmak istemiyordum. Tamamen kendimi yalnız hissediyordum. Bir yanım şüpheye doğru çekilirken diğer yanım şefkate muhtaç bir şekilde güvenmek istiyordu. Şuan sokakta kalmış çocuklar gibi birinin gelip beni buradan çıkarıp ailemin yanına götürmesini bekliyordum. Başım dün geceden beri şiddetle ağrıyordu. Halim nasıldı hiçbir fikrim yoktu. Oturduğum sandalyeden kalkıp odayı turlamaya başladım. Her yerim tutulmuştu. Ağrıdan ayaklarımı ve kollarımı esneterek yürüyordum. Güneşin ışıklarıyla camda oluşan yansımamla göz göze geldim. Tanrım! İşte şimdi gerçekten kendimden utanmıştım. Yüzüm çökmüş bir haldeydi ama asıl önemlisi saçlarım birbirine girmiş bir şekilde dağılmıştı. Kir içindeydim. En son ne zaman duş aldığımı düşündüm. Sanırım bir hafta önceydi.

SU DAMLASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin