Henüz yirmi dördünde bir su altı arkeoloğu.
Hayatı eğlenerek yaşamak gerektiğini bilen genç bir kız...
Ama sandığı kadar masum değil.
Neden mi?
Terk edilmiş bir kasaba,
Dillerde uğursuzca dolaşan bir efsane.
Asırlardır devam eden bir savaş.
Ölümle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Gittikleri ana kadar kendini cesur zannediyordu, ama asıl cesur olan kasabanın gözleriydi..."
2.Bölüm: Yolculuk 🌠
"Tamam anne merak etme... İlk izin günümde geleceğim..." Annem arkamdan ağlayarak su dökerken onlara yalan söylemenin acısıyla Alya ile arabaya binmiştim.
"En fazla iki saate İzmir'den çıkmazsak annem gelir bizi bulur ve hapı yutarız..." Derin bir nefes alarak Alya' ya baktım.
"Kızım bir sakin ol ya... Dün geceden beri aynı şeyi söylüyorsun, başım şişti. Gittikten sonra da, ay annem gelir bizi bulur diyeceksen Sude teyze gökten zimmetle inecek haberin olsun. İstersen sen in ben tek giderim..." Alya kaşlarını kaldırarak bana döndü.
"Yok öyle bir yola çıktık asla ayrılmayacağız... Ay Begüm benim ayaklarım ağırdı gel sen sür şu arabayı..." 2 yıldır garajda olan babamın arabasının bakımlarını yaptırıp onu yanımıza almıştık. Alya illaha ben süreyim dedikten tam üç saat sonra bana gel sen sür diyordu.
"Allah aşkına, sürmek için can atıyordun. Neyse çek kenara hem biraz mola veririz..." Alya bir tarlanın yanında dururken, yolun kenarında bir araba fark ettim. Koltukta oturan kişi çok tanıdık geliyordu...
Arabadan indim ve kollarımı kaldırdım sadece üç saatte bu kadar yorulmuşum. Alya bana baktı.
"Begüm ben şurada ki çeşmeden su doldurayım. Sonra dolaba koyarız." Kafamı salladım o çeşmeye giderken ben arabaya bakıyordum. Biraz sonra arabadan inen kişi... Aman Allah'ım iş görüşmesine gittiğimde bana çarpan ve utançtan rezil olduğum oğlandı.
"Tekrar karşılaştık bayan sakar..." Bakma Begüm sakın ona bakma...
Olmaz 10 dakikadır yiyecek gibi bakıyordun...
"Ee sizin burada ne işiniz var?" Bana baktı sanki aynı sebepten der gibiydi...
"O gün olanları duydum. Bende iş görüşmesine kabul edilmedim. Ve aynı sebepten Begamega' ya gidiyoruz." Olamaz... Ya hayır ya, şimdi napsam yok öyle bir yer mi desem, orası kurudu mu desem yoksa orası benim mi desem?...
"Ben sizin yüzünüzden işe kabul edilmedim orası tamam... Ama siz...?" Bakışları buz gibiydi.
"Orası önemli değil siz kız başınıza orada güvende olamazsınız. Bizde sizle gelelim bir şey bulursak bölüşürüz. Anlaşmaya ne dersiniz?" O sırada Alya yanımıza gelmiş şok olan gözlerle bizi dinliyordu.
"Siz derken?" Oğlan gülümsedi ve arabadan bir kişi daha indi, sarışın bir oğlan daha vardı.
Alya'ya döndüm ve ne dersin der gibi baktım. Alya kolumdan tutup beni çekiştirdi.
