"Kızım, anlaştığımız gibi tamam mı? Oyun bozanlık yapmıyoruz."
"Bbbuu."
"Az önce verdim. İçmedin ya."
"Bu!"
"Tamam, bekle."
İçeri, Chanyeol'ün oturduğu yeri yeniden kontrol edip çantadan şişeyi çıkarıyorum. Küçük birkaç yudumdan sonra suyla oynamak istediğini gösteren hameler yapıyor Ah Ri ama parmaklarının arasından şişeyi kurtarıyorum.
"Her şey planladığımız gibi anlaştık mı?"
Dikkatini bana vermekten çok uzak etrafla ilgileniyor. İç çekip üstüme çöken karamsarlığı itelemeye çalışıyorum ve Chanyeol'ün yanına adımlıyorum. Yaptığı şeye o kadar dalmış ki geldiğimizi fark etmiyor. Boğazımı temizliyorum ama yine bir işe yaramıyor. Yüzüme yayılan gülümsemeyle bir süre onu izliyorum.
Hafif çatılmış kaşları öne doğru çıkmış dudaklarıyla etkileyici görünüyor. Ah Ri'de benimle aynı fikirde olacak ki çıt çıkartmadan uzun bedeni izliyiyor. Dudaklarımı birbirine bastırıp minik vücudun sahibine, kulağına doğru yaklaşıyorum.
"Bence şu an tam sırası. Ne dersin?"
Yüzüme bakıyor ama istediğimi yapmıyor. Chanyeol'e kaçamak bir bakış atıp "Hadi..." diye mırıldanıyorum. Nihayet haftalardır yaptığımız çalışmalar bir işe yarıyor ve kızım Chanyeol'e sesleniyor.
"Babbaa!" İstediğimden biraz farklı da olsa amacıma ulaşıyorum ve merakla Chanyeol'e bakıyorum. Gözleri önce öylesine üzerimizde geziniyor. İşine o kadar odaklanmış ki anlamıyor bizim olduğumuzu. O sırada Ah Ri yeniden sesleniyor. Bu sefer çalıştığımız gibi: "Baba!"
Yüksek tondaki sesi yüzümü buruşturmama sebep olsa da odağımı kilitlediğim yerden dağıtmıyorum.
O kadar komik görünüyor ki!
Zaten kocaman olan gözleri hiç tahmin etmeyeceğim kadar büyüyor. Oturuyor olmasa yere düşeceğine eminim.
Ah Ri'nin üzerindeki bakışılarını bana çıkartıyor ve işaret parmağıyla kendini gösteriyor. "B-bana mı dedi o?"
Başımla onaylıyorum ve yanına, dibine kadar giriyorum. Sonunda ayağa kalkıyor. "Bana dedi."
"Evet. Şimdi kızını kucağımdan alır mısın? Biraz ağır benim için."
Sözlerimi ikiletmeden ağrıyan kollarıma derman oluyor. "Güzelim, hadi benim için bir kere daha söyle." Dolmuş gözleri beni daha da keyiflendiriyor. Gamzelerini gözümüze sokuyor. Hemen sonra dudağını dişliyor.
"Hadi kızım. Bir kere daha." Ah Ri ise hiç oralıklı olmuyor. İlk defa geldiği bu ortam daha çok ilgisini çekiyor. Ellerini çırpıp az ilerisindeki piyanoya uzanıyor. Ama Chanyeol onu bırakmamakta karalı.
"Onu biraz daha zorlarsan çığlık atmaya başlayacak en iyi ihtimalle." Söylediğime anlam kazandırmak ister gibi yüzüme baktığında omuz silkiyorum. "Birkaç haftadır aynı şey için uğraşıyordum. Ah Ri bazen çok inatçı ve gülürtücü olabiliyor. Biliyorsun." Gözlerimi kısıp tek kolumu beline doladığımda dudaklarıma uzanıyor ama kızımız arada kaldğı için geri çekilen ben oluyorum belki de ilk defa.
"Kızımızın önünde böyle şeyler yapmak hiç uygun değil Chanie."
"Seni seviyorum." Fısıltısı kıkırdamama sebep oluyor.
"Çok mu?"
"Çok."
Ah Ri'nin gözlerini kapatıp az önce ucundan dönen temasın olmasını sağlıyorum. Büyük bir istekle bana karşılık verdiğinde şaşırıyorum. Çünkü bilirsiniz o Chanyeol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F A L L I N G | Park Chanyeol
FanfictionŞşt! Sessiz ol. O... Uyuyor. *** Angst değil.