O karanlıktı. Hayır, o kör edici bir ışıktı. Ben ise o kör edici ışığın karanlığındaki bir beyaz noktaydım. Ben karanlığın karısıydım, beyazıydım, papatyasıydım... "Hayır!" Sesim boş duvarlarda yankılanıp beni buldu. O ise durmadı devam etti yürümeye. "Gidersen..!" Dikkatini çekmiştim işte. Durdu. Bana dönemden sadece durdu. "Gidersen bir daha çilek yiyemem! Seni tek bir papatya yaprağına muhtaç ederim!" 19'umda girdiğim o eve, o yatağa, o kalbe vedaydı aslında son çırpınışlarım...