Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar, kendi bahçesinde uçmaktan sıkılmış olan küçük bir Kelebek varmış. Bu küçük Kelebek'in bahçesi hem küçücükmüş hem de solmuş çiçeklerle, kurumuş ağaçlarla doluymuş. Çıplak dallar kanatlarını yaralıyor, boynu bükülen çiçekler ruhunu karartıyormuş ama gidecek başka bir yeri olmadığından aynı dört duvar arasında uçup duruyormuş. Bir öğle vakti bahçesinde uçarken yağmur yağmaya başlamış. Bulutların acılarını saklayan iri damlalar yeryüzüne bir bir düşerken kanatlarının ıslanacağından korkan Kelebek, hemen kendini bahçesindeki kurumuş ağacın kavuğuna atmış. Ancak bu sefer minik kalbinde farklı bir duygu hissetmiş. Derin bir nefes alarak yağmurun ıslattığı toprağın rahatlatıcı kokusunu içine çekmiş. Sonra aklında bir soru belirivermiş: "Hayat, risk almaya değer mi?" Küçük Kelebek, yağmura düşmanıymış gibi değil de bir kurtarıcı olarak bakmaya başlamış. Kısa olan ömrünü aynı küçük bahçede uçarak geçirmek istemiyormuş. Onu çevreleyen duvarların ardında neler olduğunu, hayatını riske atacak kadar çok merak ediyormuş. Kanatlarını birkaç kez açıp kapattıktan sonra bir anda kendini dışarı atmış. İri damlalar karşılaştıkları bu yabancıya karşı kendilerini korumak için Kelebek'in kanatlarına atlayarak onu aşağı düşürmeye çalışmışlar. Ancak küçük Kelebek yenilmemekte kararlıymış. Canı acısa da gözlerini kapatarak kanatlarını çırpmaya devam etmiş. Çok geçmeden yağmur durmuş, küçük Kelebek gözlerini açmış. Gökyüzünde sanki hiç yağmur yağmamış gibi güneş capcanlı parlıyormuş. Ve bahçenin dışındaymış. Küçük Kelebek'in yüzünde bir gülümseme belirmiş. Canı yansa da sonunda özgürmüş. Yağmur ona cesaret vermiş, o da bu güce sarılarak kendini kendi zindanından kurtarmış.
21 parts