Toplum yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca çeşit insanı içinde barındıran bir karmaşadır. İyiler vardır, bir de kötüler. Yalancılar, caniler, katiller, dolandırıcılar... Ve yardımseverler, iyi kalpliler, barışcıllar, ahlaklılar... Öte yandan hiçbir yere ait olamayan fakat yabancı kalmamak için toplumun 'normal' kriterlerine uygun bir role bürünenler... Bazı kişiler vardır ki kendini gizler. Dışarıdan bakıldığında herkes gibi görünür. Yolda yanınızdan geçip giden öylesine biridir. Ya da bir market kasiyeri, sınıfınızdan bir arkadaşınız, çok ünlü bir aktör, başarılı bir yatırımcı... Bu kişilerin içinde sakladığı şeyi gün yüzüne çıkartabilirseniz eğer, işte o zaman geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olursunuz. Hayatlarınız birbirine bağlanır. Artık bu dünyadaki yaşamınız eski seyrinde devam edemez. Çünkü siz artık cehennemin kapısından içeriye ilk adımı atmışsınız demektir. Matthew ve Grant göz göze geldikleri ilk anda, hastalıklı ruhlarının sevinç çığlıkları atarak birbirlerine kavuşmak için yanıp tutuştuklarını hissetmişlerdi. Doğduklarından bu yana mahkum oldukları yalnızlığın nihayet son bulacağı sevinciyle dolup taşmışlardı. Artık birilerinden gizlenmek zorunda değillerdi. İçlerindeki canavarı serbest bırakabilirlerdi. Bu canavar senelerdir gizli kaldığı karanlık kuytu köşelerde kana susamış ve büyük yıkıma neden olacak olsa bile Matthew ve Grant her şeyi göze almaya hazırdı. Çünkü onlar yaşamak için birbirlerine muhtaçlardı.