6. Cehenneme Dönüş

222 16 12
                                    

Kapı çarpma sesi ile uykusundan sıçrayarak uyandı Matthew. İlk birkaç saniye nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı uyku sersemi beyniyle. Yatak örtülerine bulaşmış kan lekelerini gördüğünde zihni yavaşça canlanmaya başlamıştı. Aynı kan lekeleri vücudunun her yerinde vardı ve kurumuş kırıntılar haline gelmişlerdi. Yaralarının çoğu da neredeyse kabuk bağlamıştı. Gece boyunca akıttığı gözyaşlarından gözlerinin şiştiğini hissedebiliyordu. Üstelik boğazı da kurumuş, bağırmaktan tahriş olmuştu.

Dış kapının kapanmasından sonra tok sesli adımlar bu sefer yatak odasına yöneldi. Açılan kapının ardında uzun zarif bir beden belirdi. Matthew'un kuş yuvasına dönmüş, darmadağın haldeki uykulu görüntüsüne karşı, Grant siyah pantolonu, tişörtü, konvers ayakkabıları, güzelce taranmış saçları ve siyah göz makyajı ile gayet çekici gözüküyordu.

Ayağının dibine düşmüş kıyafetleri alıp yataktaki adamın kucağına fırlattı.
"Sen burayı otel sandın galiba. Hadi konaklaman bitti. Evine dön."

Matthew yüzüne çarpılan kumaş parçalarını tutarak yatağın içinden çıkarken şaşkın gözleri Grant'a odaklanmıştı. Çocuğun ciddi mi olduğunu yoksa oynadıkları oyunu hâlâ devam mı ettirdiğini anlamaya çalışıyordu.

Diğerinin tereddütünü gören Grant bu sefer sesini yükseltti.
"Sana diyorum! Hangi cehennemden geldiysen geri dön!"

Matthew konuşmadan önce kurumuş dudaklarını ıslattı. Saniyelik de olsa Grant'in gözleri dilinin pembe dudaklarının üstünde gezinişine takıldı. Matthew şaşkınlık içinde olmasaydı belki bunu fark edip ona karşı kullanabilirdi fakat şu anda içine düştüğü durumu anlamaya çalışıyordu.

"Kovuyor musun beni? Anlaşma yapmamış mıydık?"

Grant kafasını iki yana sallayıp kendine gelmeye çalıştı ve aynı anda alay eder gibi bir kahkaha attı.

"Ne anlaşmasından bahsediyorsun sen? Bir gece eğlenceydi sadece. Bu kadar abartacağını bilsem bulaşmazdım bile sana."

Matthew gözyaşlarını geri yollamaya çalışırken gözlerini hızlıca kırpıştırmış ve boğazına oturan yumruyu sertçe yutkunmuştu. Kıyafetlerini giyerken sızlayan yaralarını hissetmiyordu bile. Başını öne eğmiş sadece ona söylenen şeyi yapmaya odaklanmıştı. Cehennemine git.

Evet, Matthew tam da cehennemine geri dönecekti. Sürekli rol yapmak zorunda kaldığı, etrafındaki insanlara iyiymiş gibi gözükmeye çalıştığı hayatına devam edecekti. İçindeki canavar tam özgürlüğe kavuşmuşken yeniden kafeslere kapatılacaktı. Karanlığa çekilecekti. Matthew'u içten içe yiyip bitirecekti.

Öyle bir ağrı vardı ki göğsünde Matthew daha önce hiç böylesini tatmamıştı. Fiziksel acıyı bilirdi o.
Derinin soyulduğunda, etin parçalanıp kanadığında, kemiklerin kırıldığında verdiği o acının dayanılmazlığına aşinaydı.

Ama böylesi bir acı daha önce hiç hissetmemişti. Ve itiraf edebilirdi ki bu acı hiç de zevk vermemişti. Aksine yere yatıp bir bebek gibi ağlamak istiyordu. Ruhu paramparça oluyordu sanki.

İlaçlarını aksatıyordu birkaç gündür. Onların verdiği uyuşukluktan bıkmıştı. İçindeki karanlık tarafın gün geçtikçe hakimiyet kurmak istediğini hissedebiliyordu. Yavaştan eski duygularını geri kazanmaya başladığını biliyordu. Grant ile tanışmak ise tamamen patlak vermişti bu dışa taşan duygularına.

Şimdi ise görüyordu ki çocuk hiç de onun gibi düşünmemişti. Matthew sonunda onu anlayan birini bulduğunu sanmıştı. Karanlıktan birlikte kurtulabileceği, elini tutabileceği, gerçek duygularını fark edebileceği birisi. Ama Grant onu kurtarmak bir yana sanki daha da itmişti yalnızlığa. Vücudu gibi ruhu da hasar görmüştü bir kez daha.

Control Me - MewGulf 🔞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin