Devamı= EYVAH ABİM 2'DE
Bir evin en küçük kızı ben! Tam tamına dört abim var. Bir değil, iki değil, üç değil ulan dört. Anne baba siz ne halt ettiniz? Bu dört ayıyı benim başıma verdiniz. Afferin size
"Allah ezildim lan. Thorun şimşeği ile yan Mete, hulk 'ın yumruğu ile yerle öpüş emi Mert. Allah'ın malları. Ulan uyuyorum uyuyorum ben. Lan böbrek, mide, bağırsak hiç bir şey kalmadı şu an bende. Kalkın lan üzerimden!" İkiside kalktı. Beraber aşağı indik. Mutfağa gidip annem ne hazırlıyor diye baktım. Ekmek kanepe mi ne yapıyormuş. Ayrıca mutfakta sadece annem yoktu. Hülya teyze ve teyzem de vardı. Onlar yemeği hazırlayana kadar Cemre'nin ısrarları üzerine Doğruluk mu? Cesaretlik mi? Oynuyorduk. Şişeyi çevirdim. Soru kısmı Ateş abime cevap kısmı bana geldi. Gerçekten şimdi sıçmıştım ben.
"Doğruluk mu? Cesaretlik mi?" Şöyle bir düşündüm. Her iki türlüde zararlı çıkacaktım ben. En iyisi doğruluk.
"Lara aç şu kapıyı kızım! Bak valla bir şey yapmayacağım!"
"Söz ver!" Bağırdım. Sesim cırtlak çıkmıştı.
"Kulağımı siktin lan! Tamam söz hadi çık!" Kapının kilidini açıp çıktım. Alev abim buradaydı. Ateş abime baktım. Alev abim gelip hızla saçımı çekti.
"Anneeee! Anne kızın elden gidiyor koş koş kurtar beni. Uraz abii! Ulaş abii! Cemreee! Mert! Metee! Allahın cezaları biriniz yardım edin! Ahh saçım! Lan kurtarın beni! Ölüyorum galiba, aaa şu gördüğüm beyaz ışık mı? Harbi o! Ay bana bir şeyler oluyor. Fenalaşıyo-" devamını getiremedim çünkü Alev abim boşta ki eliyle ağzımı kapatmıştı. Hay ben böyle işin. Ateş abim eğilidi bana doğru. Konuşmaya başladı.
"Ben yapamam ama Alev yapar." On dakika daha durduktan sonra tekrar oyuna döndük. Soru kısmı Cemre'de cevap kısmı bendeydi.
"Doğruluk mu? Cesaretlik mi?" Hiç düşünmeden cevapladım.
"Doğruluk" Cemre yüzünde piç bir sırıtışla bana döndü.
"Bu arada iki doğruluk oldu üç doğruluktan sonra cesaretlik demek zorundasın. Soruyorum kaç sevgilin oldu?" Hassiktir! Abilerimin yanında cevap veremezdim ki ben. Cemre'ye yanaştım. Kulağına eğildim. Fısıldayarak konuştum.
"20!" Cemre gözlerini kocaman açtı. Elini ağzına götürdü.
"Yuh! O ne lan!" Sus işareti yaptım. Abilerim, kuzenlerim ve Çağrı bana öldürecek gibi bakıyordu. İyi de Çağrı niye öyle bakıyor bana? Neyse diyerek oturdum. Şişeyi çevirdim. Soru kısmı Mete cevap kısmı yine ben.
"Ebenin ki ama bu ne kardeşim ya? Şişe bozuk!" Mete güldü ve soruyu sordu.
"Tamam acıdım. Hadi bize şarkı söyle böyle eskilerden olsun ama." Başımı salladım. Telefonumdan youtube girdim fon müziğini açtım. (Şarkı multide)
♤♡♤ Yarım saat önce kahvaltımı yapmıştım. Şimdi ise Cemre ile havuza girecektik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Ben)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Cemre)
Evin bahçesine çıkıp havuza girdik. Abilerim henüz giyinmedigi için biz bikini giyinip aşağı indik. Yoksa bacaklarımı kırarlardı. Şimdi ki bahanem de ben daha önce girdim olucaktı. Hızla Cemre'yi havuza ittim. O da beni ayağımdan çekti. Biz yüzerken Mert ve Mete de gelmişti. Suyun altına girdim hızla. Sadece kafam dışarıdaydı. Mete havuza atladığı an bir küfür savurdu. Hızla bana doğru yüzmeye başladı. Lanet olsun! Allahım ne zaman bitecek bu kıskançlıklar ya? Havuzdan çıkmamla abilerimle göz göze gelmem bir oldu. Evet şimdi sıçtım. Hemde double double sıçtım. Annem göründü onların arkasında hızla annemin yanına gittim. Arkasına saklandım. Cemre de yanıma geldi.
"Anne koru bizi!" Annem gülerek önümüzden çekildi. Lanet girsin! Abilerim bize yaklaşırken yalvarmaya başladım.
"Canım abilerim. En sevdiğim abilerim ııı şey yanı biz y-yüzüyorduk ııı şey sonra siz geldiniz." Ne saçmalıyorum ya ben? Abilerim daha da yaklaşırken hızla Cemre'ye döndüm.
"Canını seven kaçsın! Koş kankim koş! Allah geliyorlar! Öldük biz! Cenazemde triliçhe dağıtılsın! Öyle kuru kuru helvayla öldü dedirtmem!" Eve girdiğimiz gibi sürgülü cam kapıyı kapattım. Evin dış kapısını kilitledim. Camlarda kaplıydı. Güvendeydik anlaşılan. Camın karşısına oturdum. Abilerim sinirlice bize bakıyordu. Onlara dil çıkardım. O sırad içeriden Cemre'nin çığlığı duyuldu. Hızla yanına koştum. Yerde oturmuş ağlıyordu. Yanına çöktüm. Elimi omzuna koydum.
"Ne oldu?" Sulu gözlerini bana çevirdi. Mavi saçlarını geriye itti. Konuşmaya başladı.
"Be-ben aşık oldum Lara. Hem de hiç olmayacak birine." Burnunu çekti. Buna mı ağlıyordu?
"Kime?" Bakışlarını yerde gezdirdi. Elleriyle oynamaya başladı.
"Mer-Mert'e" abov. Ay bu kız şimdi birde eltim mi olcaktı? Allah. Kırk gün kırk gece düğün yaparım valla. Hızla kendime çekip sarıldım.
"Sorun yok canım. Ayrıca bir şey diyeyim Mert de sana vurulmuş. Çok güzel bakıyor sana." Kafasını kaldırıp bana sarıldı.
"İyi ki benim kankamsın!"
"Sen de iyi ki benim kankamsın!"
Belki kan bağımız yoktu ama kardeşlikler kan bağı ile olmazdı.
Bir tutam sevgi, Bir tutam kıskançlık, Bir tutam özlem, Bir tutam mutluluk.
Tek gereken bunlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.