Arabayı okulun otoparkına Çağrı'nın arabasının yanına park ettim. O da yeni gelmiş olacak ki arabanın motorları hâlâ çalışıyordu. Arabadan inip kapıları kilitledim. Kontrol de ettim. Taman sıkıntı yok. Çağrı'da arabadan inip yanıma geldi. Dudaklarıma çok küçük, minnak bir öpüçük bırakıp kolunu omzuma attı.
"Nasılsın güzelim?" Omuz silkip konuştum.
"Hem iyiyim hem kötü." Kaşlarını çattı.
"Neden kötüsün?" Dudaklarımı büküp yalandan ağlama sesi çıkardım.
"Abim evlendi abim. İyi olmamın sebebi bir hafta sonra hala oluyorum." Başıma bir öpüçük kondurup konuştu.
"Ee enişte oluyorum ben de o zaman." Aniden bir öksürük krizi tuttu. Gözlerim kocaman açılmıştı. Durmadan öksürüyordum. Sırtıma hafif hafif vurarak konuştu.
"Helal Helal!" Öksürüğüm kesilince beraber okula girdik. Ilk ders matematikti. Yes be!
🔥🔥🔥
Son ders de bittiğinde çantamı topladım. Çağrı ayağa kalktı benimle birlikte. Bu gün Çağrı ve ben dışında bizim gruptan kimse yoktu. Okuldan çıkıp Çağrı'nın arabasına bindik. Onlara gidiyorduk. Çağrı hızlıca arabayı sürüyordu. Ben de torpidoyu karıştırıyordum. Bulduğum şey ile gözlerim kocaman oldu.
Prezervatifin burada ne işi vardı?
Hızla Çağrı'ya döndüm. Elimdekini havaya kaldırıp konuştum.
"Bu ne?" Çağrı kırmızıda durup bana döndü.
"Benim değil. Çağan'ın. Hep böyle yapıyor şerefsiz!" Hafif güldüm. Ama hâlâ sinirliydim. Bu gülüş sinirdendi.
Yaklaşık on beş dakika sonra bizim Cemre ile kaldığımız eve benzer bir villanın önünde durduk. Arabadan indiğimizde Çağrı yine elimi tuttu. Beraber evin bahçesine girdiğimizde ana kapıya yürüdük. Çağrı kilidi açtı. İçeri geçtik. Vay be! Bizim evin iki katı daha güzel dekore edilmişti. Salon ve mutfak birleşikti. Siyah upuzun bir LE koltuk, ortada cam bir sehpa, bir duvar boyutunda televizyon, yanlarında zig zag şeklinde içinde içkilerin, şarapların olduğu bir bölüm, diğer yanda raflar, üzerinde kitaplar. Beraber Çağrı'nın odasına çıktık. Geneli siyah ile dekore edilmiş bu oda efsaneydi. En ortada yuvarlak siyah bir yatak, köşede bir duvarı boydan boya kaplayan siyah-beyaz işlemeli gardırop, şifonyer, üzerinde madalyalar, kupalar. Bir çalışma masası kocaman, camın önünde iki puf, biri siyah beyaz yastıklı, biri beyaz siyah yastıklı. Odada bir kapı daha vardı. Tahminimce banyoydu. Çağrı elimden tutarak yatağa çekiştirdi. Kendini yatağa attı. Beni de yanına çekip kafasını boynuma gömerek, ellerini belime sardı.
🖕🖕🖕
Telefon çalma sesi ile gözlerimi açtım. Çağrı hâlâ uyuduğu için onu uyandırmamaya özen göstererek telefonumu aldım. Arayan annemdi.
"Alo?" Bir kahkaha sesi geldi.
"Anam bu yeni uyanmış. Kızım kalk kalk hala oldun." Bunu için mi uyandırmı- bir dakika, bir dakika hala oldum. Ben hala oldum.
"Hangi hastane?"
"*** Hastanesi" Telefonu kapatmamla yatakta Çağrı'nın üzerine atlamam bir oldu.
"Ananı sikiyim. Belim gitti ulan!" Tepkisine kahkaha atarak sırtına vurdum.
"Kalk koçum kalk. Hala oldum ben hastaneye gidecez." Çağrı elleri ile gözünü ovaladı.
"Hala mı oldun?" Başımı salladım. Beni yatakta yan tarafa atıp ayağa kalktı. Elini uzatıp beni belimden tutarak kaldırdı. Beraber evden çıkıp arabaya bindik.
👶👼👶👼
Hastaneye geldiğimizde arabadan indik. Odaya çıkıp kapıyı tıklayarak içeri girdik. Yatakta yatan yengem Ve kucağında uyuyan bir prens. Yanlarına gittim. Yatağın yanına oturdum. Odada annem, ben, yengem ve minik prensimiz vardı. Çağrı kantine erkeklerin yanına gitmişti. Elimi yanağına sürdüm. Zor bulduğum sesimle konuştum.
"Bu ç-çok tatlı." Sağ gözümden bir damla yaş geldi. O sırada odanın kapısı açıldı. İçeri abilerim, kuzenlerim, sevgilim ve kankam girdi. Yengemin kucağında hafif huzursuzlanan minik bebeği susturamamıştık. Yengeme döndüm. Ellerimi uzattım.
"Ben alabilir miyim?" Fısıltı halinde konuşuyorduk. Yengem başını salladı. Bebegı kucağıma aldım. Hafif sağa sola sallayıp kulağına şunları fısıldadım.
"Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı,
Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı,
Alsancağı teslim etti Allah'a ısmarladı,
Alsancağı teslim etti Allah'a ısmarladı,
Yastığımız mezar taşı, yorganımız ka olsun
Yaptığımız mezar taşı, yorganımız kan olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ağır olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ağır olsun" Kucağımda ki minik bebek uyumuştu. Ateş abim hızla bana döndü.
"Yarım saattir uyutamadığımız bebeği iki dakika da uyuttu!" Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Annem konuştu o sırada.
"Hala düşkünü olacak bu minik. Az büyüsün görürsünüz. Sizden bile kıskanır halasını bu!" Hepimiz sessizce güldük. Yengem bana döndü.
"İsmini sen koyabilirsin" abime baktım. Sorun yok dercesine kafasını salladı. Kulağına eğildim minik prensimizin.
"Akın, adı Akın olsun."
____________________________
Biliyorum çok uzun zaman oldu bölüm atmayalı. Bunu için hepinizden teker teker özür diliyorum. Sınavlarım vardı ve şu an aşırı hastayım o yüzden bölüm atamadım. Şimdi size iyi sömestır diliyorum. İyi geceler canlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYVAH ABİM! 1 [TAMAMLANDI]
Romanzi rosa / ChickLitDevamı= EYVAH ABİM 2'DE Bir evin en küçük kızı ben! Tam tamına dört abim var. Bir değil, iki değil, üç değil ulan dört. Anne baba siz ne halt ettiniz? Bu dört ayıyı benim başıma verdiniz. Afferin size