Gözlerimi açtığımda alarmım deli gibi çalıyordu başucumda. Oda arkadaşlarım benden önce uyanmışlardı. Elimi yastıgımın arkasına atıp telefonumu elime aldım ve alarmı kapattım.
Saat 07.00
Hemen yatagımı toplayıp hazırlanmaya başladım. Siyah kısa saclarımı taradım,önlerini ikiye ayırıp tel tokayla tutturdum. Gözlerime hafif bir makyaj yaparak uykusuzlugumu sakladım ve yurttan ayrıldım.
Sınıfa girdigimde kimse yoktu. Yine arka sıradaki yerimi aldım,kulaklıklarımı takıp başımı sıraya koydum. Aradan pek zaman geçmeden yanıma oturan birini farkettim. Gözlerimi actıgım anda,
''Günaaydıın'' diyen bir ses duydum.Tamam bu neşesine hicbir zaman anlam verememiştim ama sabah sabah bu da neydi şimdi? Gökyüzünü cigerlerine doldurup da mı geliyordu bu çocuk? Karadeniz türküleriyle mi huzur buluyordu da her sabah bu kadar mutluydu.
''Günaydın Emre. Ne bu neşe yine sabah sabah?''
Daha lafımı bitirmeden arkamdan bir ses Serdar Ortaç-Ne Bu Neşe şarkısını söylemeye başladı. Bu Kübradan başkası olabilir miydi,hayır...
Emre aceleyle kulaklıgın tekini kendi aldı ve digerini bana verdi.Kübranın o sesinden kurtulmak icin kulaklıkları taktık ve telefonda çalan şarkıya daldık: Feridun Düzagac-Beni Bırakma.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ HİKAYE
Romance23 şubat 2014... Gülen bir yüz. Kahverengi gözler ve huzur... 23 şubat 2015... 1 yıl, bir gelecek,bir Cennet... Sonu olmayan bir hikaye. Asla bitmeyecek bir aşkın hikâyesi. Sabrın örneği,yüreğin dayanıklılığı. Bir şiirin en güzel dizesi. Bir karaden...