Onuncu Bölüm

36.4K 1.6K 700
                                    

 Medya: Rüzgar Çağlayan 👆🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Rüzgar Çağlayan 👆🏻

•••

"Ya sen nasıl hasta olursun da bana haber vermezsin yaprak?!"

Bıkkınca bir nefes alarak, baygın bakışlarımla salonun ortasında bir sağ bir sola ilerleyerek bana bağıran Ege'yi izliyordum.

Eve gelir gelmez hızla bir duş almış ve salondaki koltuğa kurularak yayılmıştım. Zaten abimler kalkamama izin vermiyorlardı ki kalmamaya da gücüm yoktu.

Ultra ilerizeka ikizim de Ege'ye haber vermediği için telefonuma gelen 137 arama ve 98 mesajdan sonra direk onu aramış ve özet geçmiştim.

Şimdide yaklaşık yarım saattir yaptığı gibi başımda durmuş neden haber vermiyorsun diye kızıyordu.

Hayır ne beklemiyordu yani ateşler içinde bayılırken 'Alo ege ben hastalandım şimdi bayılıyorum hemen gel' dememi falan mı?

Gözlerimi devirerek kolundan tutup yanıma oturtum. Başım dönmüştü onu izlemekten "Ege sana söz veriyorum bundan sonra ölüm döşeğinde bile olsam son nefesimi sana haber vermek için harcayacağım ama lütfen şimdi daha fazla bağırma çünkü başım çok ağrıyor." Dedim kısık sesimle.

Masumca suratına baktım. "Bakma o maviş gözlerinle öyle ne yapayım çok korktum sana bir şey oldu diye." Kollarını belime sardı. Bende kollarımı boynuna dolayarak sarıldım.

"İyisin değil mi?" Diye fısıldadı kulağıma. Yerim seni ya duygusal çocuk. Gülümseyerek yanağını öptüm. "Taş gibiyim taş." O da gülerek boynumu öpüp geri çekildi. Elimi tutup yanımda oturmaya devam etti.

"Ben zaten senin neden hasta olduğunu biliyorum. Hep bu toptoş yüzünden. Ayırdılar bizi, iyi bakamıyordur bu okulda sana." Diye laf attı toprağa.

Aha başlıyorlardı yine.

Keyifle kafamı yastığa koyarak, yanımızda tekli koltukta oturan toprağa baktım. Gözlerini kısarak Ege'ye baktı "İkizime bakamayacağım mı ima ediyorsun yani?" Sinirlenmiş gibiydi. Gerçi zaten gergindi uyandığımdan beri.

"Yoo direk söylüyorum. Ben her teneffüs ellerimle besliyordum canım kankamı. Terlediğinde, terini siliyor, bir yudum soğuk su içirmiyordum . Ah canım arkadaşım benim saçımı süpürge ederdim onun için. Yemez yedirir, içmez içirirdim. Gitti şimdi ellere hasta oldu oralarda..." dedi sahte bir üzüntüyle.

Kahkaha atarak elimle yüzümü kapadım. Gülmekten boğazım daha çok sızlıyordu ama durduramıyordum.

Allahım ege az önce yemez yediririm mi dedi?

"Ulan cimri it senin önüne dünyaları koysalar yemeğinle değişmezsin gelmiş diyor ki yemedim yedirdim!" Gülerek kafamı salladım.

𝗗𝗶𝗸𝗸𝗮𝘁: 𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗩𝗮𝗿!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin