Bu bölüme başlamadan önce bisey dicem yorum yapmaktan çekinmeyin ŞXBSŞDHSŞDJ
Donakalmıştım. Tamam James'le aramız kötüydü ama ona olan sevgim hiç değişmemişti. Voldemort kolumu tuttu ve değişik bir yere Cisimlendik."N-ne yaptın sen?" diye sordum usulca.
"Senin yapamadığını." dedi babam.
"A-ama o - James benim en yakın arkadaşım! Nasıl yabilirsi-"
"Sence ben hiç sevmesem de senin için çok değerli birine zarar verir miyim?" dedi ve gülümsedi.
"Verdin ama!"
Babam yine sakince gülümsedi ve koltuğa oturup beni izledi.
"Gördüğüm kadarıyla beni kabullendin. Eskidenki gibi beni görünce kusma suratın gelmiyor."
Dolu gözlerimle ona baktım ve cevap vermeden içeri gittim. Değişik bir yerdi burası. Bir oda vardı. En sevdiğim renklerle düzenlenmişti, kendimi içerdeki yatağa bıraktım ve o odayı benim ilan ettim.
Yandaki peçeteyle gözlerimi sildim. Niye ağlayacaktım ki? Ölmeyi hak ediyordu James.
"İşte böye, kızım" dedi babam kapıdan. Bazen zihinbendar olduğunu unutuyordum. Başımı salladım. Bir anda gözlerimi açıp doğruldum. "Unutmuşum!" dedim. "Lily'lere gidecektim, Marlene'e bir şey olmuş sanırım."
"O bulanıktan ne kadar nefret etsem de gitmene itiraz etmeyeceğim. Sonunda o arkadaşlarının kötülüğünü anlayacaksın." dedi babam. "Akşam 8'de burda ol."
Başımı önce salladım sonra öne eğdim. "Peki,"
Otobüsle Lily'lerin kapısına geldiğimde Marlene ve Lily'nin evden çıktığını gördüm. Onlar da beni gördüler. Telaşlı görünüyorlardı hatta Marlene'in gözleri dolmuştu.
"Marlene! Lily! Ne oldu?"
Lily yanıma geldi. "Piper nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama..." Gözlerimin içine baktı, "James St. Mungo'da. Durumu ağırmış." dedi.
Çok şaşırmıştım ama harika flash tv oyunculuğumla gözlerimi doldurup "Ne?! Ne olmuş?" diye bağırdım.
"Şey biz de bilmiyoruz gidip öğreneceğiz, Marlene ayakta duramıyor." dedi.
Otobüsle St. Mungo'ya geldik. Hemen içeri girdik. Lily James'in adını söyledi ve bizi odaya götürdüler.
James yatakta yatıyordu. Kıpırdamıyordu. Yandaki iki sandalyede Sirius ve Mrs Potter, Ayakta da Pettigrew ve Mr Potter vardı.
Marlene koşup James'in yatağının kenarına oturdu ve elini sıktı. Vücudunun neredeyse her yeri sarılıydı. Ama bayılmış olmasından çok kepmiş yatıyor gibi geldi bana HDLSHXLEBD.
Diğerleri Lily ve bana baktı. Ben de dikkat çekmeyim diye Marls'ın yanına gidip omzunu okşadım. Sirius bana dik dik bakıyordu. Ona 'Ne var?' anlamında bir bakış atınca gözleriyle dışarıyı işaret etti ve tuvalete gideceğini söyleyip odadan çıktı.
Arkasından gittim. "Ne?" diye çıkıştım ona.
"Sakin ol prenses," dedi Sirius alaylı bir şekilde. "Bunu kim yaptı acaba?"
"Off ben nerden bileyim? Ayrıca bana bir daha prenses deme."
"Neden bilmiyorsun?" dedi. "Neden sana prenses demeyim? Babandan başkasının sana öyle seslenmesini istemiyor musun?"
"Ne hakla benimle böyle konuşursun?" dedim sesimi yükselterek. Birkaç doktor bize baktı.
"Bak Piper, küçük çocuklar değiliz artık. 16 yaşındayız. Hala beni ayakta uyutabileceğini mi sanıyorsun?" dedi.
"İnan bana neyden bahsettiğini bilmiyorum." dedim ama götüm hafiften korkmamış değildi.
"Bence çok iyi biliyorsun. Böyle bir şey ancak büyüyle yapılabilir." dedi.
"Eee?"
"Bunu dışarda yapmış olamazsın. Reşit değilsin. Ama babası Voldemort olan birinden bunu beklemeyip de ne yapacağım?"
"Bak neden böyle bir şey düşünüyorsun bilmiyorum, James benim en yakın arkadaşım. Ben de onun en yakın arkadaşıyım -"
"Seninle konuşmuyor bile! Onun en yakın arkadaşı benim." dedi. Kendini bir bok sanıyor.
"Seninle sidik yarışına girmeyeceğim. Neye istiyorsan inan ama ben böyle bir şey yapmam." deyip odaya girdim.
"Onu nasıl buldunuz?" dedim Mrs Potter'a.
"B - bakanlıkta çalışan iki adam onu bulmuş - hık - ve b - buraya getirmişler - hık." Aralarda ağlamaktan hıçkırıyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum ŞXHSLXHSŞEJS.
"Merak etmeyin, o iyi olacak." dedima am benim durumum için aynı şey geçerli değildi. Sirius ne zamandır bu kadar akıllıydı acaba.
—
"Evet, uyandı. Seni merak ediyor. Çok değişik değil mi aynı gün olması... belki de onu da kurt ısırmıştır kim bilir." dedim telefona.
"Hiç sanmıyorum." dedi Remus. "Muggle mahallesinde gündüz vakti bir kurt? Yine saçmalıyorsun Pipes" Güldüm.
"Sen bana kızgın değilsin değil mi?" diye sordum.
"Hayır. Neden sakladığını anlıyorum." dedi. "Ben de Voldemort'un çocuğu olsam saklamak isterdim."
Eh, bu beni biraz kırsa da şu anda güvenebileceğim bir kişi olduğundan mutluydum.
"Ha bir de Sirius meselesi var. Nedense benim yaptığımı düşünüyor. Tamam, James'le aramız kötü ama böyle bir şeyi ona yapmam." dedim. Remus'u kendi tarafıma çekmeye çalışıyordum.
"Dert etme sen onu." dedi Remus güvrn vererek. "Ben birazdan orda olurum. James'e söylersin." deyip telefonu kapadı. Hep böyle yapıyor bu çocuk. İnsan görüşürüz sağlıcakla kal Allaha emanet ol falan der.
James uyandığından beri onunla birkaç kez göz göze gelmiştik. (göz göze değince aklıma umbrella academy öga för öga sahnesi geliyor ciddi kalamıyorum ŞXHSŞXHXŞDJ)
Yanına hiç gitmeyip Remus'u aramıştım. Eh, sanırım artık yüzleşmem gerekti. Odaya girdim. James tabii ki yine bana baktı ve diğerlerine döndü.
"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" dedi. Keşke demiyeydi. Camdan karanlık bir şekil indi.
"Evet, lütfen bizi yalnız bırakın." dedi. Benim yaşlandığım kapının arkasından vr diğer boşluklardan da karanlık şekiller inmeye devam etti.
Ölüm yiyenler
**
Slm slm slm uzun zamandır ilk defa aralarında 1 ay bekletmeden yb atıyorum beni tebrik edin şfşkdşmzxşsks nyse iyi okumalarss
Ayy ben 1 yıldır yb atmıyorum ŞXHSŞXHSŞNX
![](https://img.wattpad.com/cover/220259250-288-k676012.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piper Mia Wang |Marauders AU💍
FanfictionPiper babasını arıyor. Hogwarts'a gidince bile arıyor ancak babası ya dönemin Kara Büyücüsü'yse? Ya kendisini ve arkadaşlarını tehlikeye atıyorsa? Gerçi bunun bir öneminin olmadığını düşünüyor çünkü onun tek arkadaşı James Potter. Ama Hogwarts'a g...