Piper'ın gözünden
Sonunda 1. yılımızı bitirmiştik ve şu anda James'le kahvaltı ediyoruz. Mr ve Mrs Potter işteler onun için yoklar.
İkimiz kahvaltıyı bitirip televizyon izlemeye başladık. Biraz sonra kapı çaldı. James'e baktım yanımda sızmış. Ben de kalkıp açtım.
Kapıyı açtığımda bana bakan çaresiz bir surat gördüm. Beni görünce kaşlarını çattı.
"Burda ne işin var?" dedi Sirius. Demek James ona anlatmamıştı.
"İçeri gel, anlatayım." dedim ve yanındaki sandığını yeni fark etmem bir oldu. Sirius onu da içeri taşıdı ve James'in uyuduğunu görünce sırıttı.Birlikte koltuğa oturduk. Ben yine James'in yanına, Sirius da karşıdaki koltuğa oturdu. Ve ben James'e yastık fırlattım. Sirius güldü, James inledi.
"Aa Sirius! Naber?" dedi James kalkar kalkmaz. Sirius sırıttı.
"Pek iyi sayılmaz, sen?" dedi. Neden böyle demişti acaba?
"İyiyim." dedi ve omuz silkti James. Bana sormamıştı.
"Şeyy, senin burda ne işin var?" dedi Sirius yine. Ona ben anlatamazdım. Bir daha o korkunç anıyı birine söylemeye dayanamazdım. Gözlerimi James'e diktim. İstersen ben anlatırım. diyordu içinden. Zihnine gireceğimi tahmin etmişti sanırım. Başımı sallayıp hiçbir şey söylemeden mutfağa gittim.James Sirius'a anlatmaya başlamıştı. Uzaklarında olsam da birinin zihnine girip duyabilmiştim onları. Anlatamazdım, duyamazdım değil.
"...Piper'ın ailesi ölünce ve bizim ailelerimiz çok iyi arkadaş olduğu için o bizimle kalıyor. Okullar açılmadan 4 ay önce başladı ama zaten sürekli birbirimize gidip geliyoduk." diyordu James.Ağlama. Sen güçlü bir kızsın
Haklısın. Niye ağlıyorum ki?
Kendimle bu harika konuşmayı yaptım ve hemen göz yaşlarımı silip içeri yanlarına döndüm. İkisi de bana gülümsüyordu. Büyük ihtimalle onları dinlediğimi bilmiyorlardı.
"Ee, sen niye geldin Sirius? Yani gelmeni tabii ki isterim ama niye geldin?" dedi James. Sirius bir süre sustu.
"Ben... O gün beni görmüştünüz. Diagon Yolu'nda annem bana Cruico atmıştı. Evde sürekli bunu yapıyor. Biz kavga ediyoruz o bana Cruico atıyor. Sonra ben de evden gittim sonunda. Annemin haberi var ama nereye gittiğimi bilmiyor. Umrunda olduğunu da sanmam." dedi.
"Bizde kal o zaman." dedi James. Sirius'un gözleri parıldadı.
"Gerçekten mi?" dedi hevesle. James gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı. Sirius onun üstüne atladı. James de ona karşılık verdi. Onların bu haline gülmeden durmak imkansızdı.2. sınıf
Bu sene Sirius'un kardeşi Regulus okula başlamıştı ve bir gün çapulcular ve ben bahçede gezerken Regulus Sirius'un yanına gelip ona bağırmıştı.
"Beni o evde yalnız bırakıp gittiğine inanamıyorum Sirius! Yani tabii o ev berbat demiyorum ama orda yalnız kaldım! Hiç çevrendekileri düşünmüyor musun sen?!" diye haşladı onu ama Sirius onun bu haline gülüp onu kucağına almıştı. Regulus debelenip durdu ama sonra Sirius'a karşı koyamayacağını anlayıp durdu.Senenin ortalaranda bir gün Remus'un annesi yine hastalandığı için onun yanına gitmek zorunda kaldı. O gün akşam James ve Sirius yanıma geldi.
"Remus sana bir şey söyledi mi?" diye söze başladı James.
"Ne gibi?" dedim hiçbir şey anlamayarak.
Sirius, "Her ay annesi hastalandığı için gittiğini fark etmedin mi?" dedi.
"Evet," dedim. "Ne var bunda?" James'le ikisi birbirlerine baktılar sonra aynı anda bana döndüler ben de suyumdan büyük bir yudum aldım, ardından James konuştu.
"Remus'un bir kurtadam olduğundan şüpeleniyoruz." dedi. Ağzımdaki suyu şömineye püskürttüm. Sirius bu halime gülmemek için dudağını ısırıyordu. Yine.
"Ne?!" diye haykırdım. "Remus bir kurtadam mı?!" Neden bana daha önce söylememişti ki?
"Olup olmadığını bilmiyoruz sadece şüpeleniyoruz." dedi Sirius. O anda yaşadıklarımı tarif etmek çok zordu. NEDEN BANA BİR KURTADAM OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ?!
"Ta-tamam o zaman sorarız. Ama neden söylemesin ki?" dedim. İkisi de omuz silktiler.
Ertesi sabah Remus'a sorduk. James pat diye 'Sen kurtadam mısın?!' deyince Remus irkildi. Başını aşağı eğdi ve gözlerini kapattı. Bense onun zihnine girmemek için kendimi zor tutuyordum ama olduğu belliydi zaten.
"Nerden anladınız?" dedi kafasını kaldırarak. Gözlerinden biriken yaşlar parlıyordu.
"Neden daha önce söylemedin?" dedi Sirius. Remus isteksizce ona baktı.
"Ben... korktum." dedi. "Benimle arkadaş olmazsınız diye korktum."
"Biz hep senin yanındayız." dedi James ve ona sarıldı. Sonra ben de bildiğiniz üstüne atladım. Ve kulağıma bir şey fısıldadı.
"Ödeştik,"
Sonra diğerleri yatmaya gidince Remus ve ben kaldık.
"Piper bak, ben bir canavarım yani arkadaş olmak istemezsen anlarım." dedi bana. Ne saçmalıyordu?
"Canavar mı? Ayda sadece bir kez kurtadama dönüşüyorsun diye canavar mısın yani? Bir daha kendine canavar dersen sana uğursuzluk büyüsü atarım." dedim ona.
"Sanki uğursuzluk büyüsü biliyorsun da" diye dalga geçti Remus.
"Ne var öğrenirim" diye omuz silktim. "Ayrıca neden seninle arkadaş olmak istemiyim? Ayda bir kere kurtadama dönüşüyorsun diye mi? Hiç sanmıyorum."
Remus gülümseyip bana sarıldı. Ben de karşılık verdim.Artık aramızda gizli saklı hiçbir şeyimiz kalmayacaktı. En azından ben öyle sanıyordum.
Bilmiyordum ki benim de canavar olacağımı, bunu Remus'a söylemeyeceğimi.
Sonlar berbat oluyo farkındayım ldkdl. Eveet bir dahaki bölümde Piper'a bir şeyler olacak.
Oylamayı unutmayın. Sizi seviyorumm görüşürüz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piper Mia Wang |Marauders AU💍
FanfictionPiper babasını arıyor. Hogwarts'a gidince bile arıyor ancak babası ya dönemin Kara Büyücüsü'yse? Ya kendisini ve arkadaşlarını tehlikeye atıyorsa? Gerçi bunun bir öneminin olmadığını düşünüyor çünkü onun tek arkadaşı James Potter. Ama Hogwarts'a g...