Kelime sayısı: 982
Piper'ın gözünden
Bugün Mr ve Mrs Potter bizi Hogwarts'a götürecek! Ben kendimi fazla heyecanlı sanıyodum ama James'i görünce bu fikirden hemen vazgeçtim.
Çocuk heyecandan bi oraya bi buraya koşturuyo çılgınlar gibi bağırıyo falan. Mr ve Mrs Potter işlerinden izin almak için sabah erkenden Bakanlık'a gittiler.
Biz James'le koca malikanede yalnız kalmıştık. Ben üstümü giyinip sandığımı hazırlamıştım James'se hala bağıra bağıra şarkı söylüyodu.
"Vauvvv Hogwarts Hogwarts Hogwarts'a gitcez vauuuvvv Gry'e seçilcez Hogwarts'a gitcez vauuuvvvv!" diye mal bi şarkı uydurmuş zaten.
"JAMES KES SESİNİ!" diye bağırdım sonunda dayanamayarak. Keşke demeseydim çünkü bunu demem üzerine odama dalıp avazı çıktığı kadar bağırarak şarkı söylemeye başladı.
"MANYAK MISIN SEN?!" diye haykırdım bu sefer.
"EVET! Vauvv Hogwarts Hogwarts Hogwarts'a gitcez vauuuuvvv Gry'e seçilcez Hogwarts'a gitcez vauuuuvvv!" dedi.
O gidip hazırlanmayınca onun eşyalarını toplayıp sandığına yerleştirmem için bana neredeyse yalvardı.
Ben de kıyamadım ve yerleştirdim. Sonunda Mr ve Mrs Potter gelince susabildi.
Mrs Potter beni, Mr Potter da James'i Yanısıra-Cisinlendirdi ve tren istasyonuna geldik.
"İyi de burda peron 9 üç çeyrek yazıyor. Ama burda öyle bir yer yok." dedi James babasına.
"Tek yapmanız gereken 9 ve 10. peronların arasından geçmek." dedi Mr Potter bu çok basitmiş gibi. "İsterseniz önce ben geçeyim."
Ve 9 ve 10. peronların arasındaki duvardan geçti ama arka tarafta tekrar belirmedi.
Sonra sırayla James ben ve Mrs Potter da geçti. Bi baktım kırmızı bir tren var. James de tabii ki söylememe gerek yok ama çok heyecanlıydı.
"Hadi atlayın trene saat 11'e geliyor." dedi Mrs Potter ve ikimize sarıldı. Mr Potter da sarılınca biz James'le trene bindik ve biz biner binmez tren hareket etti.
Kafamı James'in omzuna yasladım o da benim saçlarımla oynadı. Sonra bi anda kopartımanın kapısı açıldı ve Madam Malkin'in Her Duruma Göre Cüppeleri'ndeki yakışıklı çocuk içeri girdi.
"Buraya oturabilir miyim?" diye sordu bize. "Her yer dolu."
İkimiz de başımızı salladık yakışıklı çocuk da geçip oturdu.
"Ben Sirius, Sirius Black. Ama benim o mallar gibi safkan takıntım yok." dedi.
"Ben de Piper, Piper Wang." dedim.
"Ben de James, James Potter." dedi James. Sonra iki erkek Quidditch konuşmaya başladı. Ben de sıkıldım tabii. Quidditch'e pek ilgim yoktu.
Biraz sonra kopartımanın kapısı tekrar açıldı. Bu sefer içeri sarı-kumral saçlı yeşil gözlü bi çocuk girdi.
"Buraya geçebilir miyim?" dedi o da ve Sirius'un yanını gösterdi. Sirius başını salladı, çocuk oturdu.
"Ben Remus Lupin." dedi çocuk.
"Ben de Sirius, Sirius Black" dedi Sirius.
"James Potter." dedi James. Herkes bana döndü.
"Ben de Piper, Piper Wang." dedim ve Remus'a gülümsedim.
Sonra bu sefer de Remus iki erkeğin Quidditch konuşmasına karıldı ve beni yine yalnız bıraktılar aga.
"Pipes! Piper!" diye sarstı beni James. Ona baktım. Hayallere dalmışım sanırım.
"Hı? Ne oldu?" dedim boş boş. Sirius dudağını dişliyordu. Onun zihnine girince gülmemeye çalıştığını gördüm. Ama bunu boşverdim.
"Yemek geldi bi şey istiyo musun diyorum." dedi James. Başımı aşağı yukarı salladım ve yemek arabasına gittim.
"5 tane çikolatalı kurbağa ve diğer hepsinden 1 tane." deyince arkamdaki üç erkeğin bana ifritmiş gibi baktığını hissettim ve abla bana istediklerimi verince paramı ödeyip arkamı döndüm ve bana gerçekten de ifritmişim gibi bakan üç erkek gördüm.
"Ne var ya açım ben aç!" dedim ve bütün aldıklarımı yemeğe başladım.
Ben çikolatamın bir tanesini yerken Remus'un gözünden parıltı geçtiğine yemin edebilirim.
"İster misin?" diye sordum ona. Yine gözünden bir parıltı geçti ve başını salladı. Üç tanesini ona fırlattım ve ağzı kulaklarında bana sırıttı.
"Artık üstümüzü giyinsek iyi olacak." dedi Sirius ve ben eşyalarmı alıp başka bir kopartımana gittim.
"Bu kıravat nasıl bağlanıyo ya?" dedi koyu kızıl saçlı zümrüt yeşili gözlü bir kız bana.
"Hiçbir fikrim yok." dedim ve kıravatımı bağlamadan kopartımandan çıkıp bizim erkeklerin kopartımanına gittim.
"Giyindiniz mi?" diye sordum onlara. Bana hı hıladılar. Ben içeri girince hepsi bağlanmamış kıravatıma baktılar.
"Biri bunu takmama yardım edebilir mi?" deyince hepsi güldü.
"Ne var ya bilmiyorum bağlamayı!" deyince kendilerine geldiler ve Sirius kalkıp kıravatımı taktı.
Biraz daha kal Sirius kokun çok güzel çıldırıcam!Kes sesini! Hem sen kimsin ki?
İç sesinim tabii ki kim olcam?
Haklı mısın acaba?
Tabii ki haklıyım öff kokusu harika kendisi de!
Tamam tamam sus!
"Al oldu." dedi Sirius ve sırıttı.
"Sağol" diye mırıldanıp yerime geçtim. Kimsenin kızardığımı görmemesi için yüzümü James'in omzumna gömdüm.
"Uyan hadi geldik." dedi James yanımdan. Uyuyakalmışım herhalde. Gözümü açtığımda durmuştuk ve üç erkek bana bakıyodu.
Gözlerimi ovuşturdum ve diğerleriyle birlikte trenden indik. Gözlerime inanamıyorum! Hogwarts tüm görkemiyle karşımda duruyordu.
"Vay canına!" dedi James. Remus ve Sirius da bizim kadar şaşkındı.
"1. sınuflar beni takip etsin!" dedi biri. Biz de onu takip ettik.
İçeri girince Mcgonagall diye bir Profesör bize bir şeyler söyledi ama onu dinlemedim. Tabureye oturup bişiler yapcakmışız falan filan.
Sonra Mcgonagall sırayla isimlerimizi saydı.
"Black, Sirius!" dedi Mcgonagall ve Sirius gidip tabureye oturdu.
Seçmen Şapka, "GRYFFINDOR!" diye bağırınca herkesin şok olduğunu hissettim ama sonra Gry'dekilerin hepsi deli gibi alkışladı.
Sonra James çıktı. O da Gryffindor'a seçildi.
"Wang, Piper!" dedi Mcgonagall. Sonunda ben! Koşup üç bacaklı tabureye oturdum.
"Hmm çok güçlüsün. Fazla güçlü hem de. Hatta daha bilmediğin güçlerin bile var! Annenle baban Slytherin ama sen onlardan farklısın. Çok cesursun. Fazla cesur." dedi Seçmen Şapka.
"Ben... Gryffindor istiyorum." diye içimden geçirdim.
"Hmm tamam olabilir. GRYFFINDOR!" diye bağırmasıyla koşup Gryffindor masasında Sirius'un yanına oturdum. Bana sırıtıyordu. Sırıtmak ona neden bu kadar çok yakışıyor?
Biraz sonra Remus Lupin çıktı. O da Gryffindor'a seçildi. Sonra tabaklarımızda bir anda yemekler belirdi.
Tabağımdaki bütün yemekleri bitirince Sirius'un tabağındakileri yemediğini gördüm ve onları da yedim. Ne var azcık açsam?
Yemekler bitince ve ben de sonunda doyunca Sınıf Başkanları bize ortak salonu ve kızlar yatakhanesini gösterdi.
Bizim eekeklere iyi geceler dileyip bizim yatakhaneye gittim.
İçerde trendeki koyu kızıl saçlı, zümrüt yeşili gözlü kız, esmer, kahverengi saçlı ve gözlü bir kız ve sarı saçlı mavi gözlü bir kız ve kahverengi saçlı ve gözlü bir kız vardı.
"Ben Piper, Piper Wang." dedim onlara. Onlar da bana döndüler.
"Lily Evans." dedi trendeki koyu kızıl saçlı kız.
"Ben de Dorcas Meadowes." dedi esmer olan ve gülümsedi.
"Ben Marlene Mckinnon," dedi sarı saçlı olan.
"Mary Mcdonald" dedi kahverengi saçlı olan ve birbirimize iyi geceler dileyip uyuduk.Sonunda ikinci bölümü de yazdım yeey. Neyse Piper'ı Gry yaptım. Sirius'la yakın olcak. Siper olmasını düşünüyorum ship adını.
Sizi seviyorumm görüşürüz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piper Mia Wang |Marauders AU💍
FanfictionPiper babasını arıyor. Hogwarts'a gidince bile arıyor ancak babası ya dönemin Kara Büyücüsü'yse? Ya kendisini ve arkadaşlarını tehlikeye atıyorsa? Gerçi bunun bir öneminin olmadığını düşünüyor çünkü onun tek arkadaşı James Potter. Ama Hogwarts'a g...