Lights, Camera, Action!

-1-

Yeni bir fic, yine bir NamJin, yine biz...

Diğer yazar, Namjinisreelerthanme
Kısaca Nar diyebilirsiniz ʕ ꈍᴥꈍʔ
-Nar

Beni biliyorsunuz, iridescentarmy

İkimizde fice büyük bir hevesle başladık, umarım devamı gelir.

İyi okumalar ♡

...

Kim Seokjin..

Kızıl sıvıyla dolu zeminde pahalı ayakkabılarım iz bırakırken yerde hareketsiz duran adama baktım sırıtarak. Yüzümdeki sırıtmayı gören birinin ilk yapacağı şey başını diğer tarafa çevirip, aklımı kaçırdığımı düşünmek olurdu.

Hayır deli değildim ama öyle davranmakta iyiydim.

Telefonumun kamerasını açıp adamın kanla kaplı suratının fotoğrafını çektim. Bu, adamı öldürtmek için para ödeyen kadına kanıt olarak atılacaktı.

Çektiğim fotoğraf biraz bulanık çıkınca omuz silktim, hey bu adam fotoğrafçılık değil adam öldürmek için ödeme alıyordu tamam mı?

Ardından telefonumu cebime atıp yerdeki adama baktım kısaca, fotoğrafını çekip saklamaya değecek kadar güzel görünüyor muydu? Eh, pek sayılmazdı. Koleksiyonuma girmeye değer değildi. Yine de belki sonra fikir değiştirme ihtimaline karşı boynumdaki polarid kamerayla bir fotoğrafını çektim.

Hayır, hâlâ iğrenç görünüyordu.

Koleksiyonu boş vermiş bir halde yandaki deri koltuğa rahat bir şekilde bıraktım mükemmel bedenimi. Ellerinde eldiven varken ekrana dokunmak ne kadar da zordu..

"İş tamam." dedim telefonun diğer tarafındaki kadına. O sırada ceketimin cebinden çıkardığım çilekli lolipopu ağzıma atıyordum.

Memnun bir sesle konuştu.

"Harika, seninle iş yapmaktan asla pişman olmuyorum Sago. İletişimde kalalım."

Göz devirdim. Bayan Ahn, Sago'yu yatağa atmak için deliren bir kadındı.

"Elbette Bayan Ahn, sizinle iş yapmayı ben de seviyorum." dedim gülümseyerek, cümlem biter bitmez göz devirip telefon konuşmasını bitirmek için elimi kapatma tuşuna değdirdim. Ama lanet eldivenler yüzünden kadının suratına kapatamamış ve onun boş sohbet yapmasına izin vermiştim.

"Bu arada, uzun zamandır beraber iş yaptığımız düşünülürse.. bana 'Sago' isminin sebebini söyleyebilirsin bence. Değil mi tatlım?"

İstemsizce sırıttım, bu takma ad fazla hoşuma gidiyordu.

"Size asla hayır diyemiyorum değil mi?" dedim sahte bir gülüşle. En sadık müşterimi kaybetmek istemezdim.

"Biliyorsunuz ki, cinayetlerimin sorumlusu asla bulunmaz Bayan Ahn." dedim koltukta iyice yayılıp başımı geriye atarken. Yanağımdan süzülüp damlayan kırmızı sıvı ile sırıttım. Ah kesinlikle çok ateşli görünüyordum şu an.

"Bu nedenle polisler benim cinayetlerimde katili aramakla vakit kaybetmek yerine 'Kaza' diyerek davayı kapatırlar. "

Dudaklarımda dilimi gezdirip tehlikeli bir ciddiyetle elimdeki kana baktım.

(Sago 사고:' kaza' anlamına gelir)

"Bana "Kaza" ismini veren polislerdi Bayan Ahn, ben de bu nazik hediyeye karşılık teşekkür olarak 20 polisin kazaya kurban gitmesine sebep oldum."