Happy b-day, darlin'. ♡ İlk önce ben kutlamak istedim. :3{ UchihaMadara02 }
⊱ 𝑨 𝑼 𝑮 𝑼 𝑹 ⊰
İki kanatlı, orta çağdan izler taşıyan, ölümün simsiyahlığına bürünmüş olan tarihi eserin bir parçası olan bu ihtişamlı kapı ardına kadar açıldı ve ay ışığını amansızca yaran bir siluet belirdi; bir Prens, Prens'in kucağında bir ölümlü.
Eve adımını atar atmaz kapının önünde türemeye başlayan aile fertlerine yandan bir bakış atmakla yetinen SeHun, kucağındaki bedeni olduğundan iyi kavrayabilmek amacıyla biraz daha bedenine bastırarak hızla merdivenleri arşınladığında, uşağının kendisi konuşmadan odasının kapısını açmasına içten içe sevinmişti çünkü, bu durum onu bir nebze de yatıştırmıştı. Ah, hayır! Yanılıyor da olabilirdi çünkü bedeni hala ilk andaki gibi titriyordu; LuHan'ın hiç haz etmediği insanlar ile bir arada bulunduğu haberi aldığındaki gibi.
Sabaha oldukça güzel bir şekilde başlamıştı lakin bu demek değildir ki, tüm gün böyle geçecek. Prensliğin getirdiği bir alışkanlık olarak, bir soylu olduğunu unutmadan, biricik atı Vindr ile güzel bir gezintiye çıkmış ve ardından, kendisi için hazırlanan banyosunda oyalanıp durmuştu, kitap okuyarak. Bunu, duyduklarını daha hızlı bir şekilde sindirebilmek adına yaptığı ise kaçınılmaz bir gerçekti; yalnızca zihnini komplike olaylar silsilesine hazırlamak istemişti. Başarılı mı yoksa başarısız mı olmuştu; bunu, dedikoduların tam ana merkezinde iken o dehşet verici haber yüzünden ortamdan ayrılmak zorunda kaldığı için, tam olarak anlayamamıştı. Düşünecek halde de değildi haliyle, sinirden kasılan simasına ve donuklaşan bakışlarının ardında bir alev topu gibi harlanan kırmızı gözlerine bakılır ise. Sosyetenin en güzel kadını olarak görülen kadına, ablasına, eşlik ederek varmış olduğu çay partisinde, kendisini yalnızca kadınlara ve erkeklere karşı koruyabilmişti ablası; ne yazıktır ki, olacaklara karşı değil. Konu hedefleri ise sınır tanımayan kendisi, dikkatleri üzerine toplamak adına klasik bir takım giymesine rağmen siyah orkidesinden bir tutam çalmayı ve ceketinin cebine iliştirmeyi unutmamıştı. Etrafına doluşan insanları ise en sonunda can havliyle ittirip sessizliği ve sükuneti sağlamak yerine onlar ile bizzat ilgilenmiş; hepsinin şanı ve şerefi adına kadeh kaldırmaya çalışmıştı. Sürekli olarak birisine odaklanması ve onunla uzun süre boyunca tek başına kalması, onunla arasında herhangi bir ilişki olduğu hakkında dedikodulara sebep olacağı için de ablası, büyük bir zevkle, kendisine bir nevi korumalık yapmıştı. Ayrıca, ablasının da yanında bulunması kendi açısından daha iyi olmuştu; saçma sapan birisine gönlünü kaptırıp sinirlerini bozmasını istemezdi.
Ne de olsa Solar, onun biricik ablası idi. Her şeyden önce, akrabalık ilişkilerinin sağlam olması, kendi yasalarında olması gerekendi. Ve o da, kendisine yakışır bir biçimde kurallara uyuyordu. Ailesindeki herhangi birinin, bir diğerinin kuyusunu kazmasını asla kabul edemezdi.
Fakat sanırım işler bu sefer istediği gibi gitmemişti.
''SeHun, işler birazcık karıştı.'' cümlesi, tüm neşesini kendisinden acımasızca koparıp götürür iken elindeki kadehi yerine sertçe bırakarak yanında bulunan insanlardan ve ablasından izin isteyip daha sessiz bir köşeye geçmek zorunda bırakılmıştı; ChanYeol'ü daha iyi anlayabilmek adına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜ AUGUR - [osh+lhn]
Fanfiction"Her şey, kaderin korkunç bir sona doğru sürüklediği acımasız bir trajedinin parçasıydı." { 𐰽 } "Nasıl yani? Sen şimdi.. kendini tehlikeye mi attın?" "Yalnızca kendimi değil, tüm halkımı da öyle...