"Evet anneniz. Gerçekleri hangi yolla öğrendiniz bilmiyorum. Bundan dolayı size benim açıklamam pek doğru olmaz. Bir an önce gitmeliyiz."
Beomgyu bir yandan konuşurken, diğer bir taraftan hızlıca dışarı çıkıyordu. Ama taehyun onu takip etmek bir tarafa olduğu yere çökmüştü. Beomgyu hızlıca yanına eğilip:" Efendim, inanın sizi yine kucağımda götürmek isterdim ama daha fazla nefessiz kalamazsınız. Hızlıca takip edin beni."
Taehyun neler olduğunu anlamasa bile, beyni onun yerine hareket etmeye başlamıştı. Önündeki peri nereye giderse o tarafa gidiyor ve annesini düşünmekten kendini alamıyordu.
Geldikleri eve bakınca dumura uğramış hissetti taehyun. Kurtarıcı dedikleri kişi daha lüks yerlerde yaşamaz mıydı?
Burası evlerinin önüne kurdukları odunluktan farksızdı. Beomgyu kapıyı tıklatıp içeri girince taehyun da hızla atan kalbinin eşliğiyle içeri girdi.
Beomgyu, henüz anne ve oğulun karşılaşması için doğru bir zamanda olduklarını düşünmüyordu. O yüzden iç odaya tek başına girdi. Kırtarıcumız dedikleri peri, üzerine giydiği keskin bir yeşil elbiseyle tüm perilerin kalbini sarsabilecek bir güzellikteydi. Taehyun kesinlikle annesine çekmişti.
Kendisine her zaman kurtarıcımız derdi beomgyu ama bu onu ilk defa evinde ziyaret edişiydi. Saygılı davranmak zorunda hissettiği için perinin kendi istediği seslenme biçimiyle hitap etmeye karar verdi.
"Peri Kang, sizinle acil bir şey konuşmam gerek."
Camdan peri, beomgyu'nun boş yere gelmeyeceğini bilirdi. Oğlundan haber getirdiğini düşünerek hızlıca karşısına oturttu periyi.
"Dinliyorum Beomgyu."
"Efendim, okumamı yasaklamıştınız biliyorum ama kehanet kitabında yazan başka bir kehanet gerçekleşmek üzere."
"Beomgyu, o kitapları toplattırdım diye hatırlıyorum. Ailen o kitaplar yüzünden katledildi. Ben bir perinin daha ölmesine izin veremem."
Beomgyu, her ne kadar derin duygular hissetmese de ailesinin katledilmesinin bu kadar kolay söylenmesinden nefret ediyordu.
" Evet efendim. Ailem tüm periler alemini korumak için kehanetleri araştırmaya kendilerini adadıkları halde katledildiler. Onların bana bıraktığı tek miras bu. Sırf bir perinin daha ölmemesi için bir ırkın yok olmasını bekleyemeyiz."
Peri Kang, beomgyu'nun karşısında durmaması gerektiğini biliyordu. Tanıdığı en akıllı periydi o. Camdan peri olmayı sonuna kadar hakediyordu. Sadece canının yanmasını istemediği için sıradan bir peri olarak kalmak istemişti. Bu bile ona hayran olmasına sebep oluyordu.
"Nedir bu kehanet?"
"Efendim, ikinci soykırım yaklaşıyor. Kehanete göre ikinci soykırımın başlangıcı, periler alemine gelen bir peri-insanla başlayacaktı. Ve bu kişi geleceği de görebilecekti. Eğer bu kişi gelirse soykırım başlayacak ve bu kişi kurtarıcı olacaktı. "
Beomgyu, gerekli şeyleri söylemişti. Geriye sadece o kişinin öz oğlu olduğunu söylemek kalmıştı.
" Demek, birinin daha canı yanacak ve kurtarıcı diyerek onu yatıştırmaya çalışacaklar ha. Üzüldüm açıkçası onun için. "
Peri Kang, karşısındaki perinin kendisine titrek gözlerle bakmasını yanlış yorumlamıştı.
"Bana böyle bakma beomgyu. Her ne kadar beni öyle görseniz de benim istediğim şey bu değildi. Ben sadece ailemle yaşamak istiyordum. Neyse yeni kurtarıcı gelirse belki ailemin yanına dönerim ha. Hiç bir şey için geç değildir belki de, değil mi beomgyu."
Beomgyu'nun evet demesine ihtiyacı vardı. Eğer Beomgyu bir şeye olacak derse olurdu. Bunu periler aleminde herkes bilirdi.
Beomgyu ise efendisinin bu isteğini hemen gerçekleştiremeyecek olmasına içten içe üzülmüştü.
" O kişi geldi efendim. "
" Kehantin sahibi mi?"
"Evet, soykırım çok yakında başlayacak sanırım. Hemen gerekli şeyleri yapmalıyız."
" Onu getir beomgyu. Hemen konuşur önlemleri alırız. Bu arada peki ya oğlum, hala rüyasına giremedin mi beomgyu?"
İşte şimdi her şey kopacak diye düşünmeden edemedi beomgyu.
" Girdim efendim. "
Sinirlenmişti peri, ona verdiği iş oğlunun rüyasına girmekti sadece ama beomgyu bu hariç tüm kehanetlerle uğraşmıştı. Rüyaya girmesine rağmen ise söylemiyordu.
" Neden bunu bu kadar geç söylüyorsun beomgyu. Derhal anlat bana neler olduğunu . "
" Oğlunuz kapının önünde sizi bekliyor."
Peri hemen kapıya doğru koştu ama beomgyu zihin gücüyle periydi durdurdu.
"Ne yapıyorsun beomgyu? Bırak da oğluma kavuşalım artık."
"O bir peri değil efendim. Peri-insan. Ona sarılmanız veya dokunmanız mümkün değil."
"Peri-insan mı? Bahsettiğin kişi-"
"Evet efendim. Bahsettiğim kişi oğlunuz. Yeni kurtarıcımız sizin oğlunuz."
Peri duydukları karşısında şoka uğramıştı. Gözlerini sıkıca kapatıp geri açtığında yanağından akan yaşlarla birlikte hıçkırdı.
"Oğluma sarılamayacak mıyım?"
Beomgyu, peri'yi durdurmayı bıraktı. Peri hızlıca kapıyı açtığında karşısında kendisine çokça benzeyen bedeni gördü.
Taehyun görür görmez anlamıştı. Sahiden de annesine benziyordu. Annesine doğru koşacakken ayakları yere sabitlendi.
" Anne, ben taehyun. Oğlun. Hareket etmeme izin ver. Lütfen bu anı yıllarca bekledim."
Beomgyu dışarı doğru adımlarken Taehyun'a seslendi.
"Anneniz değil ben yaptım efendim. İyi günler size ben dışarıda bekliyorum."
"Anne lütfen bana sarıl. Buna ihtiyacım var. Kokunu bilmek istiyorum."
Oğlunun hayatını karartmak istemiyordu peri Kang. Ne kadar istese de yapamazdı. Oğluna sarılması için oğlunun gerçek bir kurtarıcı olması ve yarım kan olmaktan kurtulması gerekirdi.
" Sarılırsak ölürsün oğlum."
TxT'yi sevin.
İyi günleeeer, sizi seviyorum... 🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAİRY |TAEGYU |
Fanfiction"Ne yani baba, rüyamda peri görürsem istediğim mucize benim olur mu?" "Aynen öyle oğlum, eğer rüyana peri girerse istediğin gerçek olur."