Jeon's Circus × TaeKook✔

🎪02: "Warm milk, for a little baby"🎪

Medya: JONY - Ты меня пленила

_

"Hırr..!"

Su yeşili saçları hafiften elektriklenmiş kendisine, mavi gözlerinin kenarlarında oluşmaya başlamış kırmızılıklar ile bakıyordu. Jeongguk korktuğunu hissetse de pes etmemiş ve sağ elini ona doğru uzatmıştı neler olacaklarını tahmin etmeden.

Fakat az önce örtünün altından çıkan fazla uzun olmayan kuyruk bileğini kavradığında dişlerini sıkmış ve acıyla inlemişti. Jimin arkadaşına yardım etmek için onlara doğru koşarken Jeongguk'un kolunu tutup onu kurtarmaya çalışmıştı. Ancak bileğine sarılı olan kuyruk çok fazla güçlüyken Jeongguk bileğinin yandığını hatta kemiğinin ezildiğini hissediyor, çığlık atmamak için kendisini zor tutuyordu.

Acıyla dolan kahverengi gözlerini, yarısına kadar kırmızılaşmış gözlere diktiğinde bileğindeki kuyruk gevşemiş ve kendisini bir anda serbest bırakarak duvarın kenarına iyice sinmişti, üzerindeki örtüyü daha da üzerine örtmekle beraber. Jimin arkadaşını kolundan tutup kaldırdığında onu sürüklemeye başlamış ve Jeongguk arkasını dönüp baktığında kırmızı renkten eser kalmayan iri mavi gözlerinin kendisine dolu dolu baktığını görmüştü.

Geri dönüp dönmemek arasında savaş verirken arkadaşı Jimin onu çoktan o sokaktan uzaklaştırmıştı. Durduklarında Jeongguk sağ bileğine bakmış ve morardığını gördüğünde bileğini okul formasına saklamıştı. "Bana bak Jeongguk, bir daha oraya gitmeyeceksin!" Jeongguk arkadaşını onaylarmış gibi yapıp yanından geçip gitmişti.

Babasına ait sirke geldiğinde kocaman yazılarla yazan 'Jeon's Circus' tabelasına kısa bir bakış atıp kırmızı çadırın arkasına ilerlemişti. Düşündüğü gibi babası Daisy'i tırmığa taktığı samanlarla beslerken ona geldiğini haber vermek için yanına ilerledi. "Ben geldim." Babasının bakışları kendisine döndüğünde ilk başta gördüğü sinir pırıltıları ile yutkunmuş sonrada kafasını eğmişti.

"Neden geç kaldın?"

"Jimin'le konuştuk biraz."

"Üzerini değiştir, açsan bir şeyler ye. Sonra da Pete'yi besle."

"Tamam."

Yanından ayrıldığında karavana binmiş ve okul kıyafetlerini çıkartıp düzenledikten sonra iş kıyafetlerini giymişti. Karavandan inmeden önce çekmeden beyaz bir sargı alıp bileğine sarmıştı. Karavanın yanında sandıktan daha önce sirk maymunları olan Pete için kuruttukları yengeçten bir kürek alıp kafesine ilerlemişti. Jeongguk'un bu sirkte anlaşamadığı tek hayvan Pete'ydi. Babası ise Pete'yi her kafesten çıkardığında artık oğluna saldırmaması için yemekleri ona verdirttiriyor ve aralarında bir bağ kurmalarına yardımcı olamaya çalışıyordu. Jeongguk ise eskiden ona yemeğini vermeye giderken geriliyor, korkuyor ama artık bir süre sonra aralarındaki anlaşmazlık ona da normal geliyor, ifadesiz bir şekilde her ne kadar kendisine zarar vermeye çalışsa da yemeğini bırakıp gidiyordu.

Kafese yaklaştığında her zamanki tulumu üzerinde olan Pete'ye ters bir bakış atıp kafesi açıp içeri girer girmez arkasından kapatmıştı. Karşısındaki maymuna bakarken kendisinden bir atak bekliyordu. Beklediği gibi olmuş ve Pete yavaşça ayağa kalkarak kendisine yaklaşmıştı. Daha sonra beklemediği şekilde Pete kendisine elini uzatıp açıp kapatmıştı. Jeongguk şaşkınlığına engel olamazken poşeti avucuna bırakmıştı.

Pete, tıpkı bir insanın cips paketinden yermiş gibi, poşetten kurumuş yengeçleri yerken Jeongguk hala şaşkınca ona bakıyordu. Bu şaşkınlığı ise her seferinde üstüne atlayan ve kolunu dişleyen maymunun bu sefer oldukça sakin davranmasından kaynaklanıyordu. Pete ise bundan sıkılmış gibi, elini sallamış ve kafesinden Jeongguk'u kovmuştu.