Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gösteriye çıkmasına sadece yarım saat kalmışken etrafa gergin süsü veriyor, gözleri Jeongguk'u arıyordu. Onunla hesaplaşması gereken bir konu vardı ve kendisi onu görmeden gösteriye çıkmayı da düşünmüyordu.
Kırmızı çadırdan çıktı parlak giysisi ile. Gözleri etrafta dolanırken kalabalıktan uzak olan yerde Jimin'le konuşurlarken gördü onu. Yanlarına ilerlemeye başlamış, konuşmalarını umursamayıp bileğinden tutmuş ve çadırın arkasına sürüklemeye başlamıştı Jeongguk'u. Etrafta birden fazla kullanılmayan kafes varken çadırın arkasına, gürültüden ama yine de uğultu gibi gelen müziğin sesinden uzak bir yerdeyken, Jeongguk kendi boyuyla neredeyse eşit olan Tae'sine dönmüştü ve neden burada olduklarını sormaya hazırlamıştı kendisini.
Fakat ona dönmesiyle aynı zamanda açılan dudaklarının yerini birkaç gün önce öptüğü dudaklar doldurmuşken gözleri şaşkınlıkla kapanmış, yanaklarına yavaşça yerleşen Tae'sinin uzun parmaklarını hissetmişti sonrasında.
Minik Tae'si bu sefer diğer öpücüklere nazaran şaşırmış, ya da etkilenmiş değildi. Aksine hırçın, ve sertti. Öyle ki, izlediği filmlerdeki ateşli öpüşmelerden yola çıkarak Jeongguk'un dudaklarını, dudaklarının arasına alıyor, aynı saniyede emip ısırıyordu. Şunu itiraf etmeliydi ki, babasının dudakları oldukça güzeldi.
Jeongguk elini beline yerleştirip onu kendisinden biraz uzaklaştırdığında baygın bakışlarını ona dikti. "Taehyung.. bebeğim ne yapıyorsun?" Sesinde hafif kızgınlık barındırsa da en az Taehyung kadar o da, karşısındaki kişinin dudaklarının güzelliğinin farkındaydı. Öyle ki, bu sefer kendisi öpmemek için direniyordu.
"Ne yapıyor muşum? Sadece şans öpücüğü almak istemiştim.." Minik Tae'sinin oynadığı masum rolüne hayranlıkla bakarken yerlerini sertçe değiştirmiş, ve sırtını yaslamıştı kırmızı örtülü çadıra. Yüzlerinin arasında hatrı sayılır yakınlıkta bir mesafe, dudaklarının arasından kaçan düzensiz nefesler birbirine çarparken Jeongguk gözlerini, kırmızı dudaklardan alıp, mavi, parlayan kürlere çevirmişti hülyalı bir şekilde.
"Biliyor musun, benim güzel Taehyung'umun şansa, hiç mi hiç ihtiyacı yok."
"Ama seni öpmeye ihtiyacı var."
Jeongguk gözlerini kapatıp derin bir nefes verdiğinde bir eli belinden yukarı çıkıp, kulağına yakın olan yere yerleştirip okşamıştı. Kapalı gözleriyle kafasını boynuna yerleştirdiğinde, elini ileri kaydırıp ensesindeki mavi uzun saçlarını kavramıştı. Aynı anda beline dolanan kuyruk il titrek bir nefes bırakmıştı.
Sesini yükseltmeden onu biraz daha kendisine çektikten sonra kulağına fısıldamıştı. "Bebeğim, başımıza büyük sorunlar mı açmak istiyorsun, hm?" Tıpkı onun gibi Taehyung'ta derin bir nefes verdiğinde alnını, Jeongguk'un geniş omzuna yaslamış, ve kafasını hafif yana çevirerek boynuna bakmaya başlamıştı.
"Sorunlar. Sorunlar çözülür Jeongguk. Bana küçükken çözülmeyecek sorun olmadığını söylemiştin." O sırada Jeongguk'tan boğuk bir kıkırdama duymuştu.
"Bebeğim, bunu sana söylediğimde on dört yaşındaydın ve biz matematik sorusu çözüyorduk. O zamanda tek sorunumuz senin David'in kumbarasında, ne kadar para kaldığını bulamamandı." Taehyung'ta tıpkı onun gibi gülerken dudaklarından memnun bir mırıltı dökülmüştü.
"Hatırlıyorsun.."
"Hiçbir anımızı unutmadım ki."
Birbirlerinde o anda daha sıkı sarıldıktan sonra, Jeongguk yaslandığı omzundan kafasını kaldırmış ve boynuna her zamankinden sulu, sesli bir öpücük kondurmuştu.
"Gösteriden sonra.. istediğin gibi, biraz öpüşebiliriz. "
_
Okunma sayısındaki artışı görüne ben:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ldklsadklsaa
Bir önceki de bu da geçiş bölümleridir. Bir iki bölüm sonra Taehyung aslında who olduğunu öğreneceğiz. Elbet bazılarınızın tahminleriniz vardır mk
Okuyan kişilere çok teşekkür ediyorum, net bir sayıda veremiyorum ki. Bi bölümü elli kişi oyluyo, diğerini otuz diğeri kırk falan. Ama ben yinede okuyup da oy vermeyen yüz elli kişilere de teşekkür ederim, iyi ki varsınız muah
