hide and seek | taekook ✓

hide and seek | 3

3

"Hey."

Omega ona seslenen kişiye dönmüş, dönmesiyle karşısındaki adaylardan yapılı, yakışıklı, esmer ve kendisinden sadece bir yaş büyük olan alfa Jeonghyun'a gülümsemişti. "Merhaba alfa. Yardıma mı ihtiyacın var?"

"Ah, evet." Eliyle kafasının arkasındaki saçları kaşırken nedense omegaya tavrı şüpheli gelmişti ama onu koridorun ortasında durduran bu alfaya saygısız yapmayacaktı. Onlar zorlamadığı sürece. "Prens Jimin ile yakın gözüküyorsunuz... Acaba bana onun hakkında biraz bilgi verebilir misin?"

Taehyung gözlerini kırpıştırdı. "Neden ona sorup onunla konuşmak yerine benden öğrenmek istiyorsun?"

Alfa gözlerini devirdi. "Çünkü ona böylece sürpriz yapıp etkileyebilirim."

Dediğine karşılık omega gülmemek alt dudağını ısırdı. "Üzgünüm ama söyleyemem." Hem Jimin ile konuşma fırsatını hem de onun ağzından kaçacak önemli şeyleri öğrenme fırsatını kaçırmak istiyordu resmen karşısındaki alfa.

"Bak."dedi ve omegaya doğru bir adım attı. Yüzündeki yalancı utangaç ifade yok olmuş, yerini klasik karşısındakini korkutmaya çalıştığı ifade oluşmuştu. "Prens ile yakın olduğun için sana zarar vermek istemiyorum omega."dedi tıslarcasına.

"Hım."dedi Taehyung gözlerini kısarak. Alfanın onu boyun eğmek için kullanmaya başladığı feromonları yok sayması oldukça kolay olmuştu. Feromonlarına karşı çıktıkça afanın yüzünde bir başka damar ortaya çıkıyor gibiydi. "Öyle mi?" Sesini oldukça umursamaz, sıkkılmış gibiydi.

"Evet "dedi dişleri arasından. "Şimdi bana istediklerimi söyle yoksa seni mahvederim. Kimse benim yaptığımı bile anlamaz."dediğinde Taehyung çenesini kaldırdı. Karşısındaki bu alfa, gizlice birilerini öldürebileceğini mi düşünüyordu gerçekten?

Alfanın gözlerine baktı ve gerçek gözlerinin ortaya çıkmasına izin verdi. Alfanın feromonları anında ortadan kaybolurken gözleri kocaman açılmış halde ona bakakalmıştı. Bu sefer omega kendi feromonlarının bir kısmını serbest bırakmış, alfanın titreyerek geri adım atmasına sebep olmuştu. Omeganın saçları da parlak gümüşe dönerken alfanın her uzvu titriyordu. "S-sen-"

"Elendin alfa. Senin gibi birisi bu sarayda eşim olmayı değil, atlarımın pisliğini temizlemeyi bile hak etmiyor."

-

Kral ve Kraliçe ile olan tanışmaları sadece birkaç dakika sürmüştü. Öyle ki sadece onlara hoşgeldiklerini, burada kaldıkları süre boyunca asla çekinmemelerini ve isteklerini yardımlarına söylemelerini tembihlemişler, her zaman onlara gülümsemişlerdi.

Jeongguk diğer adaylarla birlikte taht salonunda oldukları için kendisini şanslı hissetmişti çünkü Kral ve Kraliçe ile tek başına olsaydı ne yapardı hiç bilmiyordu. Tüm konuşma boyunca en arkada kalmış, yüzünü fazla göstermemişti. Kimse de onu sorgulamamıştı. Hepsi büyük altın rengi tahtlarında oturan alfa Kral Kim ile omega Kraliçe Kim'in duruşlarına, giyinişlerine, takılarına, taçlarına ve asaletli duruşlarına takılı kalmışlardı. Jeongguk hariç.

Onun gözleri salondaki siyah saçlı omegadaydı. Prens Jimin burada değildi ama o yine de Kraliçe Kim'in hizmetçilerinin önünde başı dik, yüzü ifadesiz şekilde duruyordu. Jeongguk'un gözleri, tahtların arkasındaki geniş camlardan içeri giren güneş ışığının çarptığı güzel ve pürüzsüz yüzündeydi. Aklına dünkü konuşmaları gelirken sadece Kraliçe'nin konuştuğu salonda neredeyse sesli iç geçirecekti.

Taehyung, diyerek aklından geçirdi ismini. İsmi bile çok güzeldi. Dün Jeongguk'u odasına bırakırken de şakalaşmış, ikisi de birbirlerini güldürmüşlerdi. Bir çalışanın Prens'ten daha çok ilgisini çektiğini kimseye söyleyemiyordu. Çünkü henüz bir gün olmuştu. Bir günde kim kime bu kadar hızlı tutulurdu?