hide and seek | 8

3.6K 470 88
                                    


8

"...

İstediğini yaptık ama yine de sorun çıktı. Bu yüzden en kısa zamanda geri dönmen gerek.

Sevgiler,-"

"Jeongguk-ah!"diyerek aniden odaya giren Sorn alfayı şaşırtsa da Jeongguk sakin kalarak hızlıca elindeki mektubu masasındaki kitapların arasına sıkıştırdı ve betaya döndü. "Kapıyı çalmadan girmeni hoş bulmadığımı biliyorsun noona."

Beta gözlerini devirdi. "O zaman prensin kızgınlık döneminin bittiğini söylememi de istemiyorsundur."

Sorn alfayı nasıl şaşırtacağını biliyordu. Jeongguk heyecanla kocaman açılmış gözleriyle beraber oturduğu sandalyeden kalkarken Sorn'un yüzünde bir sırıtış oluştu.

Jeongguk en son beş gün önce prensi görmüştü ama prens her gün, her dakika aklındaydı. Güzel yüzünü görmemek onun için saatlerce dansına çalışmaktan daha çok eziyet gibi gelmişti. "Gerçekten bitti mi?"dedi alfa. "Nerede şimdi?"

Beta kollarını göğsünde birleştirip omzunu silkti. Yüzünde şımarık bir ifade vardı ama bu ifade onu oldukça tatlı gösteriyordu. "Noonan bilmiyor."

"Noona..." Jeongguk sızlandı. "Tabii ki de biliyorsun! Lütfen söyle! Onu çok özledim!"

Sorn güldü ve alfanın tatlığına dayanamayıp çenesiyle odadaki pencereyi gösterdi. "Biraz manzaraya bakmak istemez misin?"

Jeongguk hemen içeriyi aydınlatan açık pencerelerinden ortadakine gitmiş, elleri pencerenin pervazlarını bulurken gözleri hemen ortasında fıskiyenin bulunduğu çiçek bahçesinde prensi aramıştı. Kalbi heyecanla atarken gözleri sonunda gülümseyen prensi gördüğünde kalp atışı olabilirmiş gibi daha da hızlandı. Ağzı kururken gözleri Taehyung'un Luna'nın fıskiyesinin yanında bulunan bedenini süzmüş, terliyor gibi hissetmişti. Jeongguk'un sadece beyaz üstünü ve mavi pantolonunu gördüğü prensin üstünde beyaz, omuzlarının neredeyse tamamını gösteren tüllü bir bluz, altında ise gece mavisi, üstü beyaz incilerle işlenmiş bir pantolon vardı. Bluzu bol duracak şekilde pantolonun içine koyulmuş, beyaz bir kumaş prensin ince belini sarmıştı. Kulaklarından incili küpeleri sarkıyor, gümüş saçının sol kısmında ise ufak, elmaslı bir saç tokası bulunuyordu.

Jeongguk yutkundu. Prensi yakından göremese de uzaktan görmek aklını başından almaya yetmişti. Bu hissettiklerini havanın fazlasıyla güneşli ve sıcak olmasına bağlarken gözleri birkaç dakika sonra prensin yanında olan bedeni fark etmişti. Kaşları istemsizce çatılırken uzaktan tanımaya çalıştığı kişiyi süzdü. Uzun boyluydu ve kollarını gösteren siyah bir bluz giymişti. Jeongguk kim olduğunu anlamamıştı ama elenmeyen alfalardan birisi olduğunu biliyordu.

Omeganın kızgınlık döneminden hemen sonra bir başka alfa ile konuşması kendi alfasının hoşuna gitmemişti. Dişlerini sıktı. "Aşağıya inmeli miyim?"diye sorup arkasında olduğunu düşündüğü Sorn'a döndüğünde boşlukla karşılaştı. Odasının kapısı bile kapanmıştı ama Jeongguk hiç fark etmemişti. Anlaşılan Taehyung tüm dikkatini kendi üzerinde toplamıştı.

Alfa iç geçirerek son bir kez tekrar fıskiyenin önündeki prense ve alfaya bakıp, "En azından aralarında bir adımlık mesafe var."diyerek pencerenin önünden ayrıldı. Dilini yanağının içinde gezdirirken Sorn gelmeden önce oturduğu sandalyesine oturup sakladığı mektubu çıkardı ve son bir kez daha okuduktan sonra her zaman yaptığı gibi mektubu yok etmek için masadan kalktı.

Fazla beklemeden kendisini çiçek bahçesinde bulduğunda Jeongguk, aklındaki tek şey Taehyung'u tekrar görmekti. Gözlerine bakmak, sesini ve gülüşünü duymak kalbinin atma sebepleriydi adeta. Pencereden onu gördüğünde yanında bir başkası olması umurunda bile değildi. Bu yüzden dışarı çıkmadan önce koridorda prensi bekleyen Jimin'i gördüğünde onunla fazla konuşmamış, sadece selam vererek bahçeye geçmişti.

hide and seek | taekook ✓Where stories live. Discover now