Soğuktan eve titreyerek giderken buldum seni. Bi ağacın altında üstünde gazete kağıtlarına sarılmış bir şekilde bu kar yağan havada ısıtmaya çalışıyordun zayıf bedenini.
Kendim zaten ölmek üzereydim. Ama yalnız ölmek zor olurdu. Seni de almaya karar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimi giyinip makyajımı yaptım. Genelde Jungkook'un benim için özel tasarladığı kolyeyi çıkarmazdım ancak bu elbiseye biraz saçma duruyordu. O yüzden çıkararak kutusuna geri koydum. Takılarımı da taktığımda hazırdım.
Telefonuma gelen mesaja baktım. Taehyung aşağıda beklediğini yazmıştı. Onunla aynı otelde kalıyormuşuz.
Kısaca geliyorum yazdıktan sonra topuklu ayakkabılarımı giyip çantamı alarak odadan çıktım. Asansöre binip aşağı indim. Birbirimizi gülerek selamlarken açıkçası anlaşmıştık.
Arabadan indik. Onun koluna nazikçe girdim. Jungkook'la yani boydaydı kendisi.
Büyük salona girdiğimizde gerçekten dünyanın bir çok yerinden önemli isimler buradaydı.
—Muhtemelen burada kimse bizi umursamayacak. Herkes gösteriş derdinde dedi Taehyung fısıldayarak.
Hafifçe güldüm.
—Hiç etik bir davranis olmayacak ama bazen insanlar paralarını nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar. Dedim.
—Hiç etik olmasa dahi sizi onaylayacağım ve hemen caprazimizda pembe elbise giyinen kadından mi bahsettiğinizi soracağım.
Gözlerimi ona çevirirken kafamı salladım hızlıca. Bu hareketime gülerken beyaz şaraplardan birini bana uzattı. Elinden aldım.
Kalabalık bir davetti. Muhtemelen bize sıra gelmezdi bile. O yüzden kendi aramızda eğlenmeye başladık.
—Daha sonrasında suya düştü. O an gerçekten fazla seksiydi. Ve ben ilk defa bir kadından bu kadar etkilendim dedi.
—O da karşılık olarak seni 7 senedir bekletiyor yani dedim.
—5 senesi evet tamamen intikam amaçlıydı ama şu iki senedir sorunlar çıkıyor. Ben de çok önemsemiyorum evlenmeyi. Dedi rahat bir tavırla.
—Aldatıyor olma ihtimalini hiç düşündün mü? Diye sordum. Artık saygı ekleri bile kullanmıyorduk.
—Artık düşünüyorum dedi hafif düşünceli ama bir o kadar da umursamazca.
—Jungkook olmasaydı evlenmezdim bile dedim kadehteki kırmızı şaraba bakarken.
—Neden? Diye sordu.
—Jungkook 20 yaşındaydı sanırım birden gelip beni sevdiğini söyledi. Aşk anlamında. Garip geldi. Çünkü biliyorsun aramızda 7 yaş var. Gerçekten çok fazla. Ben kendimden bile 7 yaş büyük biriyle yapamazdım. 7 yaş küçük biri fazla imkansız duruyordu.
