Soğuktan eve titreyerek giderken buldum seni. Bi ağacın altında üstünde gazete kağıtlarına sarılmış bir şekilde bu kar yağan havada ısıtmaya çalışıyordun zayıf bedenini.
Kendim zaten ölmek üzereydim. Ama yalnız ölmek zor olurdu. Seni de almaya karar...
Sonunda benim sınav haftamdı. Resmen başımı derslerden kaldırmıyordum. Yine hemen hemene kütüphanede sabahladığım bir günün dönüşündeydim.
Eve gözlerim adeta yarı kapalı girerken Jungkook uyanık olduğunu belli ederek bana geldi. Çantamı alırken yanağına dudaklarımı bastırıp yanından geçtim.
Aniden beni kucağına alırken gözlerimi kapatarak itiraz bile etmedim.
—Kendini öldürecek dereceye kadar ders çalışıyorsun resmen. Bir de bana kızıyorsun dedi Jungkook.
Bir tepki vermedim. Beni yatağa oturtup gömleğimin düğmelerini açarken gözlerim hala kapalıydı. Üzerimden gömleği çıkarttı. Dolaptan bir sweatshirt alıp bana giydirdi.
Ardından beni ayağa kaldırdı. Pantolonumun düğmesini açtı. Sweatshirtü düzeltip pantolonu bacaklarımdan indirdi. Ben de onu küçükken böyle giydiriyordum.
Yatağa oturdum. Ayaklarımdan da çıkardığında yorganı açarak ikimizi de içine soktu. Anında uykuya dalarken pek de bir şey hatırlamıyordum açıkçası.
...
Sabah alarmın sesiyle uyanırken hala çok yorgundum ve sınavlar yüzünden stresliydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimi giyindim. Montumu da alırken çantamı boynumdan astım. Anahtarlarımı alırken Jungkook'a ilerledim. Saçlarına ve yüzünün bazı bölgelerine öpücük kondurup evden çıktım.
Hafif yağmur yağdığı için koşarak kampüse girdim. Sınıfa girip notlarını gözden geçirirken profesörü bekledim.
...
Yanımdaki sandalye çekilse de umursamadan dersime çalışmaya devam ettim. Saat gece 10'a geliyordu. Okuldan 4de çıkmıştım. Hastanede 8'e kadar staj yapıp kütüphaneye gelmiştim. Yorgundum ancak kararlıydım da.
—Sungyun sesiyle yanıma döndüm. Jungkook'u görmemle şaşırarak ona baktım.
—Eve gidelim artık. Yeterince çalıştın dedi.
—Biraz daha çalışmam gerek dedim.
—Seni almaya geldim. Dışarıda yağmur yağıyor güvenli değil. Dedi.
—Tamam biraz bekle dedim.
Kafasını salladı. Hızlıca notlarımı alırken Jungkook ihtiyacım olmayan şeyleri topluyordu. Gözlerimi kırpıştırdım. Yorgundum. O gelmese muhtemelen burda uyuyakalırdım.
Yazma işim bittiğinde derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Gözlüğümü çıkarırken gözlerimi yumdum. Ağrıyan boynuma elimi götürürken yüzümü buruşturdum.
