Yaş 22: Ömrümüzü çok sevdiğimiz bir insanın ömrüne eklemeyi pek çoğumuz düşünmüşüzdür. Eğer bu mümkün olsaydı, gerçekten insanoğlu bunu yapar mıydı, bilemeyiz. Ne de olsa can tatlıdır derler. Ancak bir ömrü başka bir ömre adamak mümkündür. İnsan çok sevdi mi, bunu gözü kapalı yapabilir. Sevgi, bir insana bunu yaptırabilir.
"Jonghyun, burası harika!" Genç kız hayranlıkla geldikleri dağ evini inceliyordu. Heyecanla arabadan indi ve etrafında döndü. Etraftaki çam ağaçları ve kışın beyaz çarşafı burayı daha da çok sevdirmişti Ase'ye. Bir de sakinliği. Arabadan inen sevgilisine baktı ve gülümsedi.
"Burayı ne zaman keşfettin Jonghyun," dedi merakla. Genç adam gülümsedi ve arabasının bagajını açıp eşyaları indirmeye başladı.
"Çok olmadı güzelim, bir ay önce. Hadi, sen içeriye geç. Üşüyeceksin," diye ekledi ardından. Genç kız başıyla onu onayladı ve çantasını eline alıp dağ evine yöneldi.
İçeriye girdiklerinde şaşkınlığı kat ve kat artmıştı çünkü ev, yeni yıl için çoktan süslenmişti. Genç kız botlarını çıkardıktan sonra elindeki çantayı kenara bıraktı ve salona koştu. Süslenmiş yılbaşı ağacına asılan fotoğraflar dikkatini çekti. Ağaca yaklaştı ve fotoğrafları incelemeye başladı. Yüzündeki gülümseme genişledi, gözleri doldu.
"Jonghyun, sana inanamıyorum," dedi fısıldayarak. 15 yaşlarındayken birlikte çekildikleri ilk fotoğrafa bakıyordu. Jonghyun'un elinde "tüylü", Ase'nin elinde ise "oyuncak mikrofon" vardı. Ase, yıllar sonra birbirlerini bulduklarında mikrofonu ona vermek istemişti ve genç adama hayalini hatırlatmıştı.
"Jonghyun, mikrofonun burada. Hatırlıyor musun? Sanatçı olmak istiyordun, çokça şarkı söylemek..." Genç adam gülümseyerek genç kızın gözlerine bakmıştı ve şu cümleler dökülmüştü dudaklarından.
"Ase, ben vazgeçtim. Sanatçı olmayacağım. Sana şarkılar söylerim elbet ama ben, şair olacağım. Sana bakacağım, seni düşüneceğim ve senin için şiirler yazacağım."
Genç kız o anları hatırladığında gözyaşları düştü. Mutlu olmuştu. Bir başka fotoğrafa dikkat kesildiğinde gülmekten kendini alamadı. Henüz 17 yaşındayken, Jonghyun kendisine bir buket çiçek hediye almıştı ancak genç adamın evcil köpeği Roo, çiçekleri yemeye çalışınca ortaya çiçek buketinden sadece saplar kalmıştı. Jonghyun'un o saplara şaşkınca bakarken çektiği bir fotoğraftı. Sonra bir başka fotoğraf karesine baktı. Üniversite zamanları, Jonghyun'un kaldığı evde, akşam film izlerken çekilmişlerdi. Daha doğrusu genç adam çekmişti çünkü genç kız o kadar yorgundu ki film başlar başlamaz uyuyakalmıştı. Genç kız, fotoğraf karesine bakarken gözlerini sildi ve bir başka fotoğrafa baktı. Bu fotoğraf ise geçirdikleri bu yaza aitti. Mezun olduktan hemen sonra iki aile tatile gitmişlerdi. Topluca çektirdikleri bir fotoğraftı, sahilde... Genç kız uzun uzun fotoğrafa baktı ve derin bir nefes aldı. O sırada arkasından beline sarılan bir çift kol ve odunsu tanıdık koku gözlerini yummasına sebep oldu.
"Jonghyun... Bunlarla ne ara uğraştın? Beraber yaparız sanmıştım," dedi. Genç adam gülümsedi ve sevdiceğinin omzuna minik bir öpücük kondurup elindeki fotoğrafa baktı.
"Seni yormaya kıyamadım," dedi gözleri hala fotoğrafın üstünde gezinirken. "Sevdin mi," dedi fotoğrafları kast ederek. Genç kız gülümsedi ve başıyla onu onayladıktan sonra fotoğraflara baktı.
"Tüm anılarımız gözümde canlandı. Çok mutluyum, anılarımın çoğunda başrol olduğun için..." Genç adam güldü ve geri çekilip şömineye ilerledi.
"Ben de mutluyum, anılarında başrol olabildiğim için."
Gece olduğunda iki genç çoktan dağ evine yerleşmiş, yemeklerini yemişlerdi. Birkaç günü burada geçirecekleri için şömine karşısına oturmuş yapmak istedikleri hakkında planlar yapıyor, bir yandan geçmişteki anılarını hatırlayarak eğleniyor bir yandan da gelecek hayallerini kuruyorlardı. Bu yeni yıla bu şekilde sakin girmek istemişlerdi.
"Jonghyun, gelecek yaz sahil kasabasına gitsek mi," demişti genç kız aniden. "Orası her şeyin başladığı yer ve ben oraya, bir kez daha gitmek istiyorum." Genç adam planlarını yazdıkları defterden başını kaldırıp Ase'ye baktı.
"Sahil kasabası mı? Olur, gidelim," dedi gülümseyerek. "Denizkızları ve deniz adamları kumdan kalemize uğradı mı merak ediyorum." Genç kız kıkırdadı ve başıyla onu onayladı.
"Ben de öyle." Daha sonra saatini kontrol etti ve telaşla sevdiği adama baktı. "Jonghyun, son iki dakika kalmış," dedi telaşla ve ayağa kalktı. Genç adam onun bu haline gülmeden geçemedi. Hala yerinde oturuyor, başını kaldırmış Ase'yi izliyordu. Ase onun kalkmadığını görünce gözlerini kıstı. "Jonghyun, kime diyorum?" Genç adam, genç kızı öfkelendirmeden ayağa kalktı ve alnını öptü.
"Tamam, kalktım işte." Saatini kontrol etti ve gülümsedi.
"30, 29, 28..."
Saymaya başlamıştı bile. Genç kız gülümsedi ve heyecanla ellerini birleştirip gözlerini yumdu. İçinden yeni yıl için dileklerini dilemeye başlamıştı.
"17, 16, 15..."
Genç adam saymaya devam ediyordu. Cebinden ufak bir kutu çıkardı ve genç kızın önünde diz çöküp kutuyu açtı. Heyecandan kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. Gözleri sevdiğinin üstünden bir saniye olsun ayrılmıyordu.
"3, 2, 1..."
Ve genç kız gözlerini araladı. Heyecanla sevdiği adama baktı ve gördüğü manzara karşısında şaşkınca kaldı. Elleriyle ağzını kapatmış, hiçbir şey diyemeden Jonghyun'a bakıyordu. Jonghyun karşısında diz çökmüş, saçları dağınık, üstünde gecelik takımı ve elinde yüzük kutusuyla kendisine gülümseyerek bakıyordu. Yutkundu, bir şey diyemedi. Mutluluktan gözleri dolmuştu.
"Jonghyun," diye fısıldadı en sonunda. Gözyaşları gözünden düştü, güldü. Genç adam hala gözlerini ondan çekmemişti. Gülümsedi.
"Ase, eğer elimde olsaydı ömrümü ömrünün üzerine katmak isterdim. Böyle bir şeyi yapabilmem mümkün değildi. Ben de senin için ve seninle mümkün olan her şeyi yapmak istiyorum. Ömrümü ömrüne koyamam elbet ama ömrümüzü birleştirebiliriz ve ben, ömrümü ömrüne adayabilirim. Bunu yapmak istiyorum. Bana bunu yapmam için izin verip, tüm ömrümü sana adayacağım bu yolculukta bana eşlik eder misin?" Genç kız, gözlerini sevdiği beyden ayırmayarak dikkatle onu dinledi. Gözyaşları akmaya devam ediyordu. Mutluydu. Hayatının büyük bir bölümünü genç adamla geçirmişti. Ona derinden bağlıydı ve derinden bir sevgi besliyordu. Şimdi ise sevdiği bey, kalan ömürlerini de beraber geçirmek için izin istiyordu. Gülümsedi ve başını salladı.
"Jonghyun, ben de ömrümü ömrüne adasam?" Genç adam aldığı cevapla gülümsedi ve yüzüğü kutusundan çıkarıp genç kızın narin elinden tuttu. Sol yüzük parmağına yüzüğü taktıktan sonra eline ufak bir buse kondurdu. Sonra ayağa kalktı ve sevdiğine sarılıp gözlerini yumdu.
O gece iki genç, iki ömrü birleştirmek için bir karar aldılar.
O gece iki genç, ömürlerini birbirlerine adamaya karar kıldılar.
Genç kız 22 yaşında anladı, bir ömrü bir ömre eklemek mümkün olmasa da bir ömür bir ömre adanabilirdi. Sevgi, bunu yaptırabilirdi.
*Herkese merhaba!
Nasılsınız? Sonunda yeni bölümü yayınlayabiliyorum. Wattpad'in çıkardığı bir sorundan ötürü tam 20 gündür bölüm atamadım. Normalde bu hafta hikayemiz final yapacaktı. Az önce bile sorun çıkardı şu uygulama -.- Neyse, moral bozmayalım! Yeni bölüme kavuştuk!
Bir önceki bölümde etkinliğe katıldığınız için teşekkür ederim. Yorumları okumak çok keyifliydi. Bu bölüme de bolca yorum bekliyorum! Sonuçta o kadar beklediniz yahu!
Aksaklıklara rağmen sabırla beklediğiniz ve anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Geriye sadece final bölümümüz kaldı. Peçetelerimiz hazır olsun :)
Hepinize sevgiler, sağlıkla kalın.
Not: Olurda finali yarın yayımlayamazsam şimdiden hepinize musmutlu, sağlıklı, huzurlu, sevdiklerinizle beraber bol bereketli bir yıl diliyorum. Hepinizi seviyorum.