16. Bölüm

75.4K 2.5K 2.8K
                                    


🐞

Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum. Biri avucunun içine kalbimi alıp, acımadan sıkıyor gibi hissediyordum. Ama şunu da biliyorum ki, dışardan en güçlü görünen kişi, en kırılgan kişidir, en mutlu görünen kişi de, en çok içi hüzün dolu olan kişidir.

Bütün şaşkın bakışlar bana çevrilince, "Pardon" diyerek yere eğilerek titreyen elimle kırılmış parçaları toparlamaya çalıştım.

Kalbim parçalara ayrılmış da bende onları topluyormuşum gibi hissediyordum. Ellerim ayaklarım titirerken aklımda geçen sadece 'O çocuğun Kaan'ın olma' düşüncesiydi.

"Dokunma bir yerin kesilecek" diyen Kaan'ın elimi tutmasıyla kalbim acı içinde titremeye başladı.
Kafamı kaldırıp gözlerine bakınca önümde diz çökmüş yüzümü inceliyordu. Göz göze gelince kaşlarını çatıp elini yanağıma koyacağı sırada ayağa kalktım.

Benimle birlikte ayağa kalkınca bakışlarımı kapıda bize bakan Emre ve adının Büşra olduğunu öğrendiğim kadın kucağında ki bu sese rağmen uyuyan çocuğa çevirdim.

"Araf'ı şu odaya yatır" diyen Kaan eliyle karşı koridorda ki misafir odasını işaret etti.
Kuruyan dudaklarımı ıslatırken gözlerim Kaan'ı onaylayan Büşra'daydı. Benimle aynı boyda olan kumral saçlı ela gözlü birisiydi.

"Ba-ba" diye ağlamaya başlayan Araf Büşra'nın kucağından inmeye çalışırken uyanmıştı.

"Tamam oğlum. Bak baba burda" derken bana yandan bir bakış atıp adımlarını Kaan'a attı.
Hiç bir koşulda bakışlarım Kaan'a dönmezken titreyen kolumu göğsümde bağladım.

"Ver bakalım" diyerek kucağına alıp Araf'ın ağlayan yüzüne bakarak "Niye ağlıyorsun lan sen. Erkek adam ağlar mı?" Diye şaka ile çıkan sesine ben hariç herkes gülmüştü.

"Çocukla öyle konuşulur mu? Alemsin Kaan ya" diyen Büşra, Kaan'a sırnaşınca ellerimi yumruk yaptım.

Artık emin oldum. Çocuk Kaan'ın. Soruyorum size. Bu çocuk Kaan'ın olmasa neden baba desin? Peki şerefsiz Kaan, benim yanımda çocuğun annesi ile neden oynaşsın? Hadi onu geçtim. Büşra neden 'Bak baba burda' dedi?

Ama benim anlayamadığım bir şey var. Benim karşımda nasıl bu kadar rahat olabiliyor. Birde beni sevdiğini söylüyordu.

Son kez kucağında çocukla gülerek oynayan Kaan'a dolu dolu gözlerle bakıp, yanlarından geçerek merdivenlere yöneldiğimde arkamdan sesini duyunca durmak zorunda kaldım.

"Nereye gidiyorsun? Kahvaltı yapacağız" yüzümde oluşan gülümsemeyle dişlerimi dudaklarıma geçirince gözümden akan yaşa engel olamadım.

Onları benimle aynı eve getirerek en büyük aptalığı yaptığı halde, aynı sofraya oturtacak ve bunu yaparken de hiç bir şey olamamış gibi davranacak öyle mi?

Arkamı dönüp kucağında ki Araf'la bana bakan Kaan'ı öldürmek ister gibi bakınca Büşra ve Emre'nin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Siz yapın, ben rahatsızlık vermeyeyim" deyip arkamı dönerek hızlıca merdivenlerden çıkarken Kaan'ın kendi kendine "Hass... " diye küfür ettiğini duyunca gözlerimi devirip odama girip kapıyı çarparak kapattım.

Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatırken bundan sonra ne yapacağımı düşündüm. Gerçekten nasıl hareket edeceğimi bilmiyorum.

Çocuğu varmış, bu yetmezmiş gibi alıp benim yaşadığım yere getirdi. Bu hiç adil değil. Çocuğu olduğu halde beni yanında zorla tutuyor.

Mafyanın SarışınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin